19|taehyung

10.7K 895 249
                                    

batuhan kordel- sıcak şarap (sped up)

●~●

"Hadi ama.." diye mırıldandı ve uzandığı yatakta gözlerini ovuşturdu Jungkook. "uyumalısın artık." dediğinde ise ağlamış olduğu için yaşlanan göz altlarını parmakları ile kurulamaya çalıştı.

Aklında dönüp dolaşan Taehyung kelimesi onu bu hale getirmişti.

Yoongi o olmadığına ikna etmeye çalışsa da gördüklerine emindi Jungkook. Göz göze gelmişlerdi. Ve Jungkook o an yaşadığı duygunun kalbini nasıl hızlı attırdığını, kulaklarını nasıl uğuldattığını tarif bile edemiyordu.

"Jungkook,"
Kapısı ardından işittiği ses ile irkilerek hızlıca yüzünü ovuşturdu Jungkook. Büyükannesiydi gelen. Ama gecenin bu saatinde ne işi vardı?

Bir ses gelmemesi ile odanın kapısını aralayan yaşlı kadın, yatağında uzanan ve sırtı kendine dönük bedene baktı bir süre. Ardından da yanına yanaşarak, "Ah Jungkook'um," diyerek bir iç çekti ve yatağının hemen kenarına oturdu.

Ellerinden biri saçlarının hemen üstünde yerini bulurken birkaç kez okşadı. "Derdini neden paylaşmıyorsun ki güzel yavrum.." diyerek sessizce konuştu.

Yanına geldiği günden beri Jungkook'un büyük bir sorunu olduğunu biliyordu büyükannesi. Gördüğü yüz, kendine bakan bakışları hiç tanıdık değildi. Büyük bir üzüntünün içine düştüğünü hissedebiliyordu. Her yanına geldiğinde neşeli neşeli kendisiyle konuşan, yüzü sürekli gülen Jungkook, ilk defa bu yıl, her zamandan daha erken ziyaretine gelmiş, geldiği gibi de sessiz kalarak sıkıca ona sarılmıştı.

Yanına geldiğinden bu yana ağladığına, kendisine bir sorunu olduğunu söyleyen sözlerine şahit olmamıştı yaşlı kadın. Ancak gülerken bile kırgın görünen gözleri ele vermişti Jungkook'u. İki sene önce kaybettiği babasının ölümünden beri ilk kez bu kadar durgundu.

Büyükannesinin odada bir süre daha durup saçlarını okşaması ile sessizce akmaya başlayan gözyaşlarına hakim olamadı Jungkook. Sessiz kaldı. Ağladı da bir yandan. Sonunda büyükannesi odadan çıkıp, yeniden yalnız kaldığında derince bir nefes alarak gözlerini sildi.

Her şeye ağlayan biri değildi Jungkook. En azından kendisi öyle görüyordu. Yalnızca duyguları çok ağır geldiğinde bunlarla baş edebilmek için ağlardı. Tam da şu an olduğu gibi.

Başı altındaki yastığı çekerken kollarıyla da sıkıca ona sarıldı Jungkook. Taehyung'a sarıldığını düşünüyordu. Bundan önce de birçok kez yapmış olduğu gibi.

Taehyung'un onu kollarıyla sıkıca sardığı günden beri, uyuyamadığı gecelerde bunu düşlüyordu Jungkook. Parmaklarının belini bulduğu anı her düşündüğünde ise gözleri istemsiz bir şekilde kapanıyordu. Sadece düşüncesiyle bile nefes alış verişleri hızlanıyordu.

Burnunun ucunu yastığa yaslayarak derince kokladı Jungkook. Taehyung diye mırıldandı kendi kendine. Yanından kaçsa da bir tarafı hep onu yanında, yaşının büyük olmasını bahane ederek söylemediği ismi, dilinde yer edinsin istiyordu.

Bay Seojun'un kendisini odaya çıkarmasından sonra ağlamasını tutamayarak sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı Jungkook. Bir süre daha sırtı sıvazlandıktan sonra ise sözlerine başlayan yaşlı adamı dinlemişti.

"Taehyung," demişti yaşlı adam. "Uzun zamandır tanıyorum güzel oğlumu. Chowik amcasının kaybından, eşiyle yaşadığı olaylarda sonra ne kadar dağıldığına kendi gözlerimle şahit oldum. Mihi yüzünden olanları kısa bir sürede içine atarak toparlandı, ona kendi başına bakabilmek, ilgilenebilmek için çabaladı. Bu sayede unuttu bazı şeyleri. Ama aylar geçtikçe, Mihi büyüdükçe, yetersiz hissetmeye başladı. Ve, bu geceden önce, uzun zamandır, böyle gülümsediğine şahit olmamıştım Jungkook oğlum."

2baby ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin