-9 "Yüreğin emaneti"

81 11 28
                                    

-9 "Yüreğin emaneti"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-9 "Yüreğin emaneti"

00000000

Bir varmış bir yokmuşla başlar masallar. Bir varken, bir yok olanla. Gidenle beraber yeni gelenin iç içe gelişiyle yani. Her gidenin arkasından gelenin mutluluk olduğunu iddia eden masallarla büyümüş çocuklardık, gelenlere açtığımız kucaklarda yaralandık.
Yaralananlar, en çok güvenenlerdi; masallara inananlar. Şüphesiz hayat hiçbir zaman masal gibi olmamıştı ama insanlar inandıklarının aksine zor çıkardı. Acırdı, kanardı ve fark ederdi. Masallar, uyutmak içindi. Çocukların kulağına huzur dolması için. İşte bu yüzden küçük prens en sevdiğim masaldı.

Sonunu her okuduğumda gözlerimin dolduğu, gökyüzüne bakıp koyun ve gülü anımsadığım o masal. Küçük prens nasıl olurum diye hayaller kurduğum günler. Olamamıştım. Herkese, her şeye inat büyümüştüm. Oysa ben de tek derdimin gülüm olmasını ve onu canımdan çok sevmeyi isterdim. Ben de Küçük Prens gibi acıyı sevmek isterdim.

Elimdeki albümde bulunan küçüklük fotoğrafıma bakmaya devam ettim. Yine yatağımın kenarına oturmuştum, elimde Küçük Prens vardı ve yüzümde tebessümle onu okuyordum. O tebessümün büyüklerin ne garip olduğunu anlatırkenki gülümseyiş olduğunu biliyordum. Hâlâ her yıl açıp okuduğum, her seferinde sonunda gözlerimin dolduğu kitap.

Yanındaki fotoğrafta salıncakta oturuyordum. Evimiz bahçeli olduğu için arka kısmında kocaman bir salıncağımız vardı. Şüphesiz kendimi en mutlu hissettiğim zamanlar da onda oturup kısa bacaklarımla kendimi ittirerek sallanmaya çalışmamdı. Burada yine kendimi ittirerek sallanmaya çalışıyordum. Mutluydum, annem bu anı anımsamak istediği için çekmişti. Böyle içten gülümsediğim nadir fotoğraflardandı belki de.

Arka sayfayı çevirdim. Burada da aile yemeğindeydik ve çocuklar ile maç yapmıştık. Hepsi kendini yerlere atıp dursa da çok eğlenmiştim. Onlarla oynamak işkence gibiydi ama hiç arkadaşım olmadığı için susup beni aralarına almaları için ne gerekiyorsa yapmıştım. Çocuk olmak istemiştim, arkadaşlarımla beraber olmak. Takım fotoğrafında herkes birbirine sarılırken ben yandan kadraja girip gülümsemiştim. Mutluydum yine de, insan kalabalık içinde bile yalnız olduğunu çocukken fark edemiyordu.

Diğer fotoğrafta şirketin kapısında küçük kardeşim ile poz veriyorduk. Üzerimde mavi kapri, buz mavisi bir gömlek vardı. Kardeşim ne kadar dağınık duruyorsa ben o kadar beyefendi gözüküyordum. Babamı ziyarete geldiğimiz zamanlar hep bu kapıda fotoğrafımızı çekerdi annem. Bunun aynı versiyonundan birkaç tane daha vardı. Gittikçe büyümüş ve aramızdaki mesafeyi açmaya başladığımız fotoğraflar.

Böyle onlarcasın bakarken daha önce fark etsem de üzerinde durmak istemediğim bir ayrıntı daha gözüme çarptı. Beş yaşından önce hiçbir fotoğrafım bulunmuyordu. Oğuz'dan önce olan fotoğraflarım vardı ama bebekliğime ait bir tane bile yoktu. Fotoğrafların altındaki tarihleri karıştırıp en erken olanını bulmuştum.

KİM-SE (Ara Verildi)Where stories live. Discover now