6.BÖLÜM¿

256 187 109
                                    

Sabah her zaman ki gibi annemin sesiyle uyandım. Annem bana, "hadi Hazal kalk artık, okula  geç kaldın uyan" diye bağırıyordu. Uyanmayınca annem içeri girip perdeleri açtığında güneş yüzüme vuruyordu. Yatağımdan kalkıp Çığlık atmaya başladım bugün o korkunç kabusları görmedim. Çığlık seslerime  annem, "ne oluyor Hazal neden bağırıyorsun."  Yok bir  şey anne her zamanki rüyalar deyip  geçiştirdim.

"  Yok bir  şey anne her zamanki rüyalar deyip  geçiştirdim

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Saate baktığımda saat 9 geliyordu çoktan geç kalmıştım. Hızlı bir şekilde kıyafetlerimi giyip çantamı hazırlayıp Kahvaltı yapmadan evden çıkmak zorunda kaldım. Allahtan babama raslamadan çıkmıştım. Yakalansaydım bir ton laf edecekti.

Biraz yürüdükten sonra karşıya geçmek için ışıkları bekliyordum.  Hızlı  adımlarla derse  yetişmeye çalışıyordum. Yeşil ışık yandığında  her iki taraftan da acelece koşuşturan insanlar  vardı.  Cebimden   kulaklığımı çıkarırken bir anda kulaklığım yere düştü.

Almak için kalktığımda  karşıya geçerken  siyah kapüşonlu adamı görür gibi oldum. Ona baktığımda  İçim bir an korkuya kapıldı ama ne yapacağımı bilmeden olduğum yerde kala kaldım. Bana doğru ilerlemesiyle nefesim gittikçe hızlanmaya  başladı, gözlerim kararıyordu ve bir an düşecekmiş gibi oldum.

Kendime gelmek biraz uzun sürmüştü ama   Arkamdan birinin, "hanımefendi  ışıklar yanmak üzere"  demesiyle kendime geldim. Hızlı bir şekilde karşıya geçtim.  Arkamı döndüğümde onun yok olduğu gördüm.

Çok korkuyordum, ellerim titremeye başladı.  Korkarak koşa koşa okula  doğru gittim.    Okulun girişine doğru girerken hala ellerim titriyordu. Oktayı gördüm bana "ne oldu böyle yüzün kireç gibi olmuş iyimisin"dedi.  Bende  olanları anlatamazdım iyiyim yok bir şey deyip geçiştirdim.  Bu kısa sohbetin ardından  Mervede geldi hep birlikte  sınıflarımıza girdik.

Mervede ne olduğunu sordu ama pek bir şey demedim. Oktay kendi sınıfına gitti bizde kendi sınıfımıza  biraz bekledikten sonra hocamız gelip derse başladı.  Coğrafya derslerini seviyordum ama  hoca  beni pek fazla sevmezdi. Benimde pek umurumda olmazdı yine de dersi dinlerdim.

Bu hafta ki konumuzun nüfus olduğunu söyledi. Bize biraz konuya giriş yapmıştı derse başlayalı 20 dakika olmuştu birden  kapıya vurma sesleri geldi. Girin dedikten sonra tarih hocamız derse girdi. "Dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın hocam  hemen bir duyuru yapacağım." Coğrafya hocası; "tabii ki de buyurun yapın."dedi.

Aslında ne olduğunu çok merak ediyorum. Genelde tarih hocası ders varken dersi bölmez kendi dersinde anlatırdı ama bugün öyle olmadı. Arkadaşlar; "size bir görev vereceğim tarihte iki kişilik gurup olacaksınız ve  bu gurupları birlikte seçeceğiz. Size bazı konular vereceğim araştırma yapacaksınız.

SİYAH KAPÜŞONLU ADAMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora