12.BÖLÜM¿

114 80 61
                                    

Annemin odaya gelip perdeleri açmasıyla uyandım. "Hadi Hazal saat 9 oldu okula gideceksin hadi kalk kızım." Annemin her sabah beni uyandırmasına çok sinirleniyorum ama bir yandanda babamın dırdırından kurtulmak iyi oluyor."Anneciğim 5 dakika daha uyusam olmaz mı çok uykum var." "Hazal sen gece nöbet mi tutunda kalkamıyorsun, gözlerini açacak halin yok. Kalk geç kalacaksın okula" demesiyle zorda olsa kalkıp yüzümü yıkamaya gittim.

sonrada üstümü giyip anneme yardım ettim birlikte masayı hazırladık. Babam ve abimde geldi. Kahvaltımı yapıp evden çıktım. Birden bir mesaj geldi. Oktay'dandı mesajda "kusura bakma Hazal ben uyuyordum cevap veremedim sabah mesajını gördüm tekrardan çok özür dilerim." Yazıyordu.

Mesajı okuyup cevap yazmadım aman neyse konuşuruz deyip Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. O kadar çok müziğin etkisindeydim ki Merveyle buluşacağım yere çok tan gelmiştim ama farkında bile değildim. Merveyi orada görebiliyordum yanına gidip birlikte okula gittik.

Oktay kapının önünde bizi bekliyordu. Ani bir atak yaparak direk konuya girdi "mesajımı gördün mü?" Oktayi hiç anlayamıyorum çok değişti çok "Evet gördüm" "Hazal gerçekten çok özür dilerim sabah mesajını gördüm." "Tamam Oktay sorun yok özürlük bir durumda yok." "Sana bir şey soracağım neden bu kadar geç saatte mesaj attın sebebini merak ediyorum." Oktaya rüyalarımdan bahsedemem bu yüzden ona "Ben dışarı çıkmıştım belki sende gelirsin diye atmıştım."dedim.

"Yuh o saatte mi çıktın." Merve'de bizi hayretle dinliyordu. "Yuh Hazal sen delirdin mi o saatte sokaklar çok tehlikeli." Mervede yangına körükle gider gibi oktaya gaz verip köşesine çekilip izliyordu. "Merve haklı keşke uyanık olsaymışım yanında olurdum." "Oktay hiç bir şey olmadı bakın bana ben canlıyım, sağlamım. Hem fazla uzun kalmadım dışarıda Bir iki tur atıp eve gittim zaten."

"He he senin bu turları çok iyi biliyoruz Hazal hani söz vermiştin gece çıkmayacaktın bir daha, neden çıktın? Biz seni biliyoruz annenin ve babana haber vermeden senin odanın camından meldiven boşluğuna atlayıp kaçtığını." "Ya of ne daraltınız ya annemin haberi olsa sizden az tantana yapar çıktım geldim bitti." "Tamam hazal hemen kızma. Biz senin için söylüyoruz tamam konuyu kapatalım."

Sınıflara dağılana kadar konuşmaya devam ettik. Zil çalınca herkes sınıflarına dağıldı. İlk dersimiz resimdi bizde atölyeye gittik. Herkes yerine oturduktan sonra Kısa sürede hocamızda geldi. "Oturun arkadaşlar devam edin" dedi. Benim resmim bitmek üzereydi. Bu iki derste bitirebilirdim. Hocamız ve arkadaşlarım benim çalışmamı merak ediyordu.

Durmadan teneffüse çıkmadan resimimi yapmaya devam ettim. Sonunda harika bir resim ortaya çıkmıştı hocamız kimi çizdiğimi sordu. Bende hayalimde canlandırdığım karakter dedim. "Peki adını ne koyacaksın, düşündün mü?" İsmi hazırdı bile rüyalarıma giren yüzünü görmek için her şeyi yaptığım ama hiç yüzünü bile görmediğim siyah kapüşonlu adamı çizdim hocaya gerçekleri diyemesemde hayalimde canlandırdığım karakter dedim. Hocada pek üstelemedi.

Arkadaşlarım oradan "Peki ne koydun adını?"diyerek sordu. "Siyah kapüşonlu adam." Resmimin adını duyunca Hocamız çok şaşırdı ve çalışmamı çok beğendi. Benimde içime sinmişti bende beğenmiştim. Resim dersinden sonra rahat bir teneffüse çıktım.

Tarih ödevini konuşmak için Muratla konuşmaya gittim. Murattın sınıfına gittiğimde yanında kız arkadaşı vardı. Ve hemen o kız konuşmadan atıldım. "Beni bir dinle sonra ne yapıyorsan yap. Bak ben seni tanımıyorum, erkek arkadaşını da tanımıyorum. Sana kim ne dedi bilmiyorum ama gerçekten öyle saçma bir durum yok. Sonra fark ettin mi bilmiyorum ama ben arkadaşını bulacağım diye bütün okulu gezdim herkese sorabilirsin."

SİYAH KAPÜŞONLU ADAMWhere stories live. Discover now