yaz güneşi.

75 15 1
                                    

"bay park!"

saatlerdir bay park'ı arıyordum koca fakültede. sonunda adamı bulmamın vermiş olduğu mutlulukla biraz fazla bağırmış olabilirim. hızlı adımlarla bana gülümseyerek bakan adama doğru ilerlerken etrafımdaki gözleri görmezden gelmeye çalıştım.

"bitirdin mi, beomgyu?"

"evet hocam, bitirdim."

"odama gel bakalım."

önde bay park, arkada ben koridorun sonundaki odaya doğru ilerlerken heyecandan kusmak üzereydim. sabah mingyu ile sakinleşmem için nefes egzersizleri yapmıştık. anlık bir rahatlama sağlasa da şu an deli gibi titriyordum.

sonunda odaya girdiğimizde kapıyı kapattım ve masanın önünde dikilmeye başladım. bay park sandalyesine oturmuş, bana gülümseyerek bakıyordu.

elimdeki kağıtları bay park'a uzatmıştım. hemen alıp incelemeye başlamıştı.

"kitabı ben inceledikten sonra bölümdeki diğer profesörlere de vereceğim incelemeleri için. senin için uygun olur mu?"

"tabii ki, hocam!"

"birkaç gün içinde inceler, seninle iletişime geçerim."

"teşekkür ederim hocam, iyi günler."

kısa bir baş onaylamasından sonra bay park'ın odasından çıktım. soluklanmak için bir süre kapıya yaslanmak zorunda kaldım. kalbim deli gibi atıyor, asla sakinleşmiyordu.

biraz daha iyi olduğumda kapıdan ayrılmış ve fakülteden çıkmıştım. otoparka doğru ilerledim ve arabama bindim. bir an önce eve gidip uzanmak istiyordum.

bir süre sonra eve geldiğimde arabayı geniş bahçeye park edip indim. eve girip kapıyı kapattığımda salondan hızlı adımlarla gelen bedenlere baktım. aeri, mingyu'nun kucağındaydı ve ikisi de soru sorar gözlerle bana bakıyorlardı.

"ne dediler?"

"birkaç gün içinde inceleyip benimle iletişime geçeceğini söyledi."

üçümüz de aynı anda rahat birer nefes alınca birbirimize bakıp güldük. üzerimdeki paltoyu çıkarıp salona gittiğimde gördüğüm bedenlerle şok olmuştum.

"tanrı aşkına, sizin burada ne işiniz var?"

"istemiyorsan gidebiliriz."

"salak salak konuşma, jun."

yeonjun ve soobin gülerek bana sarıldıklarında hemen karşılık verdim. onları o kadar özlemiştim ki!

"aslında bu kadar erken gelmeyecektik ama mingyu gelmemiz için çok ısrar etti. sınavlarımız biter bitmez uçağa atlayıp geldik biz de."

göz ucuyla mingyu'ya baktım. çekingen bir ifadeyle bana bakıp omuz silkmişti. bir şeyler planlıyordu ama tam çözememiştim. yakında ortaya çıkar, diyip düşünmeyi bıraktım.

"yol yorgunu olduğunuzu düşündüğüm için bugün yemeği evde yiyelim diyorum. yarın bir yerlere gideriz, ne dersiniz?"

mingyu'yu hepimiz onayladığımızda mutfağa girmek için ayaklandı. aeri'yi yeonjun ve soobinle bırakıp ben de mingyu'nun peşinden gittim.

"bir şey planladın, değil mi?"

dolaptan malzemeleri çıkarırken kıkırdadı. elindeki malzemeleri tezgaha bırakırken ben de ellerimi yıkayıp tencereleri çıkarmaya başlamıştım.

"aslında tek benim planım değil, soobin de ortak çıktı plana."

"beni meraktan bayıltacaksın!"

cigarette on your lips {taegyu?}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin