3-Her Elma Yenmez

2.2K 308 66
                                    

✧༺♡༻✧

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

✧༺♡༻✧

Bir varmış bir yokmuş...

Yoksul bir kasabada küçük bir evde yaşayan hamile bir kadın varmış..

Günlerden bir gün çalan kapıyla elmaları yıkamayı bırakarak ıslak ellerini üstüne kurularken hızlı adımlarla tahta kapıya ilerleyip gıcırtı sesiyle beraber açtı.

Karşısında gördüğü yaşlı kadınla gülümserken ''Buyrun? " diye mırıldandı.

"Merhaba güzel kızım. " diye fısıldadı  camları kıracak,çiçekleri öldürecek kadar çirkin yaşlı kadın. "Buraya bebeğini kutlamaya ve eşin için başın sağ olsun demeye geldim. İçeri gelebilir miyim? "

Kadın birkaç saniye düşündü sonra "Tabii ki. " diyerek kapıyı biraz daha açtı ve yana çekildi. İçeriye giren kadını gözleriyle takip ederken içinde oluşan kötü ve huzursuz hisle dört aylık büyüklüğünde olan karnını okşadı.

Kapıyı kapatarak sanldalyeye oturan kadının karşısına geçerken "Elmaları seviyor musun? " sorusuyla önce "Efendim? " diye mırıldandı hemen ardından gözleri tezgah üzerinde yeni yıkanmış kıpkırmızı elmalara çarptı.

Gülümsedi.

Başını olumlu anlamda sallayarak "Severim." dediğinde kadın elinde tuttuğu sepeti masaya bırakmış, içinden sıcak ve güzel kokulu bir turta çıkarmıştı. "Misafirliğe eli boş gelinmez, değil mi? " sorusuyla gülümserken mahcup bir şekilde "Zahmet etmeseydiniz keşke. " diye mırıldandandı.

"Olur mu öyle şey? En azından ben elimden geleni yaptım, Kralı öldürmesi için eşini gönderdiler ama sana bir yardımcı bile göndermemişler. Söylenen parayı verdiler mi peki? " hayret ve sinirle konuşurken cadı, karnını okşayan kızla "Üzülme yavrum. " diye fısıldadı. "Senin için güzel günler yakın, hissediyorum. "

"Teşekkürler." diye mırıldandı kadın, turtayı alarak ayağa kaltı. Üçgen şeklinde iki parça kesip tabaklara koyduktan sonra çekmeceden iki çatal alıp tabakları elleriyle tuttu o şurada içini sıkan hisle derin bir nefes vermişti..

Eşini gözünü kırpmadan ölüme yollayan krallık onlara vaad edilen ödemeyi bile yapmamıştı, hakkını aramak için saraya gittiği zaman köpek kovar gibi kovulmuştu. Karnındaki bebeği, küçük evi, yağmacıların sürekli uğradığı kasabada işsiz ve beş parasız yapayalnız kalmıştı.

Yerine oturduğu zaman bir tabağı kadının önüne koyarak ortada duran turtadan bir çatal almadan önce "Teşekkürler, turta için. " diye mırıldandı.

"Ne demek hayatım, afiyet olsun. " dedi kadın, kocaman gülümserken gözlerinde farklı bir pırıltı vardı.

Rahatsız edici bir pırıltı.

İnsanın içini sıkan bir pırıltı.

Ölümü çağıran bir pırıltı..

"Bebeğin adı ne olacak? " diye sordu, turnayı yiyen kadını izlerken çatalı eline alarak kendi turtasını dürterek oynamaya başladı.

FERNWEH (bxb) Where stories live. Discover now