tyrant of betrayal /// yoonmin

3

Yarım saattir Yoongi'nin bana uzattığı aynadank kendime bakıp ağlıyordum. Saçlarımı resmen pembe yapmışlardı.
Yoongi önüme geçti saçıma asıldı "nasıl beğendin mi yeni saçlarını?" Dedi gülerek. Ben ise ona öldürcek gibi bakıyordum. "Bunu çok fena ödeyeceksin." Dedim dişimin arasında tıslayarak. Bana biraz daha yaklaştı ve "elinden geleni ardına koyma." Dedi fısıldıyarak.

Ardından ellerini saçımdan çekti ve odadan çıktı. Tae elinde telefon olduğu için bana bakmıyordu. "Çöz beni!" Diyerek dikkatini kendime çektim. Bana bakıp gözlerini devirdi ve yanıma gelerek ellerimi çözdü. "Gerisini kendin hallet pembiş jimin" dedi ve gülerek çıktı. Ayaklarımı da çözüp ayağı kalktım. Aynadaki kendimi görünce daha çok sinirlendim aynaya sert bir yumruk atarak bağırdım.

Ayna paramparça olmuştu. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu. Kendimi zorlayarak çıktım ordan ve hızlı adımlarla müdürün odasına yürüdüm. Koridordaki insanlar bana bakıp kahkalara boğuluyorlardı. Bazıları da fotoğrafımı çekiyorlardı. Bu Gözlerimin iyice dolmasına sebep olmuştu.

Sonunda müdürün kapısının önüne geldiğimde kapıyı sertçe çalarak içeri girdim. Müdür bana kocaman gözlerle bakarken "şu halime bakın bana naptılar artık bana yardım edin lütfen bıktım artık!" Dedim gözyaşlar içinde. Adam hala bana şok içinde bakıyordu. Sertçe yutkunduğunu gördüm. "Tamam ben halledicem"  ona tabiki inanmamıştım çünkü hep böyle söylüyordu. "Beni oylamayı kesin." Dedim sert bakışlarımla

Bana gözlerini devirip yandaki telefonunu aldı ve birkaç numaraya bastı "kim yaptı demiştin" müdüre anlamsız bakarken sorusuna cevap verdim "yoongi ve taehyung" dedim. Kafasını sallayarak telefonu kulağına koydu. Çok geçmeden telefon açılmıştı "yoongi ve tae'yi odama gönderin" dediğinde gözlerimi kocaman açtım. İlk defa birşey yapıcaktı. Açıkçası biraz da korkuyordum çünkü bu seferde benimle ilkokul veleti diye dalga geçebilirlerdi.

Birkaç dakika sonra Yoongi ve tae odaya girdiklerinde ilk bir şok olmuş sonra da beni görünce gülmüşlerdi. Müdür iki kağıt koydu önüne. "Bir tutanağı hakkettiniz" dediğinde üçümüzde şaşırmıştık. Aslında daha çok onlar şaşırmıştı çünkü müdür Yoongi'nin dayısıydı.

İkisi de kağıta sinirlice yaklaşıp birşeyler yazıp imza attılar. "Sen çıkabilirsin jimin" dedi müdür. Kafamı sallayıp odadan çıktım. İçim bi rahat etmişti ama biyandanda endişe duyuyordum. Hızlı adımlarla sınıfa gittim.

****

Kantinden çıkmış sınıfa doğru gidiyordum. Son bir ders kalmıştı neyseki. Koridorda çok kişi yoktu. Büyük ihtimalle sınıftalardı. Bir sınıfın önünde geçerken biri benim kolumdan sertçe tutup asıldı. Kendimi bir an sınıfın içinde yerde olarak buldum. Önümde tae ve yoongi karşımda dikilmişti kapıyı hızla örtüler. Etrafıma baktım herkes bana gülerek bakıyor aralarında fısıldaşıyorlardı. Yoongi beni yakamdan
Tutarak tek hamlede Ayağı kaldırdı. "Otur Şuraya." Dediği yere baktım sınıfın en önündeki sıraydı.

Dizlerim titreye titreye gittim oturdum sıraya. Sonra tae elini cebine atıp kağıt çıkardı. Kağıtlar katlıydı ve önüme fırlattı. "Aç şunu" dedi yoongi. Titrek nefesler alarak yavaşça bir kağıdı açmaya başladım. Ardından diğerini de açtım. Bunlar yoongi ve tae'nin tutanaklarıydı. Herkes başımda beni izliyorlardı ve ben baya gerilmiştim.

"O kağıtları parçalara ayır" dediğinde Yoongi'ye şaşkınca baktım. "Ne bön bön bakıyon suratımı hadi!" Diye bağırınca kağıtları parçalamaya başladım. "Ne kadar küçük parçalara ayırırsan o kdar iyi olur" dedi tae ve gülmeye başladı. Ona anlamsız gözlerle baktıktan sonra kağıtları parçalamaya devam ettim çok küçük değildi ama büyükte değildi parçalara ayırdığım kağıt.

hepsini parçaladıktan sonra Yoongi'ye baktım. Yüzünde sinsi bir gülüş vardı. Dudaklarını aralayıp konuştu "Harika afiyetle ye şimdi onları."

___________

Bölüm sonu