11

1.3K 93 23
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Korkak adımlarla sonunda sınıfa girmiştim. Hiç kimseye bakmadan sırama oturup beklemeye başladım. Artık herkes sınıflara girmeye başlamıştı. Sınıf gittikçe doluyordu. Sonra o geldi. Yoongi. Göz göze gelmiştik hemen. Ardından gözlerini çekip sırasına doğru yürüdü.
Onun sırası duvar tarafında, en sonuncu sıraydı. O neden arkada oturuyordu anlamıyordum.

★★★

Ders başlıyalı 15dk olmuştu. Hocanın tahtaya yazdıklarını defterime geçiriyordum. Fakat hoca biraz sinirli duruyordu. Sınıfa ilk girdiğinde bu kadar sinirli değildi.

Sanırım hoca artık patlamıştı “yeter!” herkes bir an susup hocaya bakakaldılar. Bazıları ise yerinde sıçramıştı. “bi susun artık ya ders işliyorum şurada!” diye tekrar kızmıştı.

“yok böyle olmiyacak, ben en iyisi kendi dersim için yer değişikliği yapıcağım.” herkes şimdiden isyan etmeye başlamışlardı. Kollarımı göğüsümde birleştirip beklemeye başladım.

“young-ja ve hanwoo siz ikiniz çok konuşuyorsunuz sizi kesinlikle ayırmalıyım.” young-ja ve hanwoo Yoongi'nin önünde oturuyorlardı.

“hanwoo sen miyeon'un yanına geç” hanwoo oflayarak orta sıradaki en ön sırada oturan kızın yanına geçti. “young-ja sende jimin ile yer değiştir. Önündekilerle de konuşuyorsun.” gözlerimi kocaman açıp bir hocaya bir young-ja ya baktım. Oda bana sinirle bakıyordu.

“olmaz hoca-” hoca young-ja 'nın cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuştu. “hadi ders saatimden gidiyor. Jimin hadi kalk sende.” herkesin gözü şuan bendeydi. Bu benim titreme sebep oluyordu. Eşyalarımı alıp yavaşca ayağı kalktım.

En büyük sorun Yoongi'nin önünde oturmadı. Yoongi'nin pisce sırıttığını görmüştüm. Young-ja benim sırama geçtiğinde bende onun sırasına geçmiştim. Kendimi çok misafir gibi hissediyordum. Parmaklarımı iç içe geçirmiş derse odaklanmaya çalışıyordum. Ama tabi asla olmuyordu.

Hoca birkaç kişinin daha yerini değiştirdikten sonra dersine devam etti. Ben ise artık not dahi almıyordum. Yaptığım her hareket onların gözüne batar diye korkuyordum. Özellikle de arkamdakinin.

Bir anda saçımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturup kafamı geriye çeken kuvveti anlamaya çalışıyordum. Anlamam çok sürmemişti. Yoongi arkadan saçlarımı asılıp kafam arkaya yatırıp dudaklarını, kulaklarıma denk getirdi. saçlarımın acısıyla inlememek için kendimi çok zor tutuyordum .

“dersin başında beri not alıyordun neden şimdi durdun jimin?” dedi alayla. “bırak beni!” dişlerimin arasından tıslamıştım. Küçük kıkırdama seslerini duymuştum. Ardından saçlarımı rahat bıraktığında derin bir nefes almıştım.

Sonra saçlarımın arasından geçen parmaklarla tüylerim diken diken olmuştu. Saçlarım ile oynuyordu. Kaskatı kesilmiştim. Şaşkınlığımı ne kadar gizleye bilmiştim bilmiyordum.

Uzun süre saçlarımla oynadıktan sonra hocanın dediğiyle toparlamaya çalıştığın dikkatim dağılmıştı. “bunu da buraya yazdım bunu kesinlikle not edin. Göremeyen varmı?” kimsenin ses çıkarmıyacağını düşünürken duyduğum sesle şaşırmamıştım. “ben göremiyorum.”

“aa Yoongicim neden?” diye sordu hoca. “çok arkada kaldım sanırım” dediğinde ona inanmamıştım. 1 yıllık zorbam nede olsa. Sesindeki yapmacıklığı anlamıştım.
“peki öyleyse sen Jimin'in yanına geç.”

Yoongi sanki bu cümleyi bekliyormuş gibi hemen yanıma oturdu. Şaşkınlıkla ona bakarken oda bana doğru bakmıştı. Dudağının kenarı kıvrılınca yutkunmak zorunda kalmıştım. Ardından önüne dönüp hocayı dinlemeye başladı. Bende hemen önüme dönmüştüm.

Aradan 5 dakika geçmişti. Benim stresten bacağım titriyordu. Bu genellikle olan birşey değildi. Ama şuan acayip şekilde strest yapmıştım. Yoongi arada bacağıma bakıp geri önüne dönüyordu. Titrek titrek nefesler alıyodum. Neden böyle olmuştu?

Bir anda bacağımda hissettiğim el ile hemen kocaman gözlerimle bacağıma baktım. Yoongi elini bacağıma koymuştu. “sakin olur musun biraz?”

Napıcağımı bilemediğim an kafamı aşağı yukarı salladım. Oda önüne dönmüştü. Fakat bacağımdaki elini hala çekmemişti. Açıkçası rahatsız da olmuyordu. İçimde isim veremediğim bir his oluşuyordu. Baş parmağıyla bacağımı okşadığında size yemin ederim ruhum içimden çıkıp geri girmişti. Bu hisleri ilk defa yaşıyordum. Buda neydi böyle?

Şuan olduğum durumdan asla rahatsız değildim. Nedenini bende bilmiyordum. Ama sonunda çalan bu zil bizi birbirimizden ayırmıştı. Zil çalar çalmaz elini cebine koyup çekip gitmişti. Ben ise onun arkasından bakıyordum.

_____________

Bölüm sonu

tyrant of betrayal /// yoonmin Where stories live. Discover now