29

219 20 9
                                    

Duyduğum kelimlerle kendime gelemedim. Hoseok derin bir iç çekip devam etti.

"o benim eski sevgilimdi. Ve bana hoba derdi. Fakat... Bilirsin... O çift kişilikliydi. Ilk kişiliği saf, kimseye zarar vermeyecek tatlı biriydi. Fakat ikinci kişiliği... Bencil, zalim... İğrenç birisiydi. Eline silah geçse en sevdiğini bile öldürürdü. Ve... Yaptı da. Ailemi, beni, hatta kendi kardeşini vurdu. Ve durmadı. Ailem öldü. Kardeşi 5 ay komaya girdikten sonra dayanamadı. Ben ise hafif bir yarayla hayatta kaldım. Hatta o dövmeci. O dükkanı bana babam hediye etmişti. Ama 3 gün sonra o dükkanın içinde öldürüldü. O kız... Kendi ailesini bile öldürmüştü. Kendi ailesini öldürdüğünde bile 12 yaşındaymış, hapse girmedi. Fakat. Ailem öldüğünde 15 yaşındaydı ve akşamına 16 olacaktı. Bana vurduktan sonra ona vurmayı çok diledim. Fakat hapisten çıkmasını bekledim. O cani sadece 2 yıl hapis yattı biliyor musun? Birde hapisten çıkınca sanki hiçbir şey yapmamış gibi benimle buluştu. Bende buluştuğumuzda... Öldürdüm onu."

Anlamaz gözlerle ona baktım. Sanki normal birşeymiş gibi söylemişti. Şaka yapıyor olmalıydı.

"H-hoseok. Şaka yapma"

"üzgünüm"

İyice düşündüm. Bir katile aşık olmuştum. Hemde cezasını bile çekmeyen bir katile. Ne yapacağımı bilmiyordum. En son yazıştığımız şeyler aklıma geldi. Ondan soğumuşmuydum? Hayır. Ama kesinlikle ona karşı bakış açım değişmişti. Onu istiyormuydum? Bilmiyordum. Şuan onun bana verdiği izlenim çok başkaydı. En kötü senaryoda bile ne yapacağımı düşünmüştüm. Ama bu durum hiç aklıma gelmemişti. Ne yapacaktım? Onu bırakmak istemiyordum. Fakat onunla devam etme fikri... Korkunç ve aptalca geliyordu. Hoseok tekrardan derin bir iç çekti.

"sana demiştim. Benden soğursun, beni istemezsin diye. Bak işte, hepsi oldu"

"Hoseok bu dediğin şeyler benim düşündüğüm senaryoların yarısı bile değil. Bu çok büyük birşey. Seninle arkadaş kalma fikri aptalca geliyor. Ama sen kaybetmek istediğim biri değilsin."

Hoseok iç çekip gözlerini ayırdı ve yere baktı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Elimi tedirgince bacağına atıp bana bakmasını sağladım.

"Hoseok senden soğumadım ki soğumam da. Ama bekleyeceğin gibi sana karşı bakış açım değişti. Ayrıca seni hala istiyorum fakat seninle tekrardan birlikte olma fikri bana garip geliyor. Ve senin etrafında olduğum sürece ben senden ister istemez korkacağım."

"Yoongi ben o günden sonra ben bir daha başkasının yanında silah gibi şeylerin yanından bile geçmedim. Hele ki senin yanında ben daha da tedbirli olurum. Bu açıdan bakma lütfen"

Derin bir sessizliğe gömüldük. Ardından Hoseok derin bir iç çekip ayağa kalktı.

"eğer ilişkimizi bitirmek istiyorsan bitir. Bu kadar uzatmaya gerek yok"

"Hoseok ne saçmalıyorsun? Ben seninle ilişkimi bitirmek istediğimi söylemedim. Hatta tam tersi olarak ben seni istediğimi söyledim. Çünkü gerçekten seni istiyorum!"

Hoseok gülümsedi. Ona karşı bu çıkışım hoşuna gitmiş olmalıydı. Dudaklarımı öptü. Şaşkınlıkla karşılık verdim. Dudaklarıma gülümsedi. Geri çekilip gözlerime baktı.

"Yoongi... Sana güveniyorum ama söylemekte istiyorum bi yandan. Geçmişimi ilk anlattığım kişi sensin. Ve sadece senin bilmeni istiyorum. Lütfen kimseye anlatma"

"kimseye anlatmayacağım. Ki zaten senden başka tanıdığım yok"

Gülümsedi. Ardından kendisiyle beni oturtturup tekrardan öptü. Bu sefer öpücüğü daha şevhetliydi. Ellerimi ensesine götürdüm. Hoseok dudaklarını benimkinden ayırıp beni kucağına aldı. Tekrardan öpüşmeye başladık. Dudaklarımız birbirleriyle dans ederken kendi erkekliğimi onunkine sürttüm. Birbirimizin ağzına inliltimizi verdikten sonra birbirimizden ayrıldık.

"dükkana geçmeyecek miyiz?"

"neden?"

"ortalıkta yapmayalım şimdi"

"senin için daha heyecanlı değil mi?"

"heyecanlı ama..."

Tırnağımı boynuna sürttüm

"...eğer burada yaparsak insanlar rahatsız olup bizi şikayet eder"

"eğer öyle bir şey olursa onlar için pekte iyi olmaz"

Kaşlarımı çattım. Onlarla birlikte olmaktan bahsetmiyordu herhalde. Kahkaha attı.

"geçeriz şimdi. Sonra sizin eve gideriz"

"neden senin eve gitmiyoruz?"

"benim eve sevgili olduktan sonra gideriz"

"o zaman benim eve de sevgili olduktan sonra gidelim"

"pekala. İkimizin de evine sevgili olduktan sonra gidiyoruz"

Gülümsedim. Onunla böyle konuşmak iyi hissettiriyordu. Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Sonra beni kucağından indirdi. Motoru çalıştırmaya çalışırken eşyalarımı kontrol ettim.

"bin hadi"

Gülümseyerek arkasına bindim. Ellerimi omzuna yerleştirdim. Dükkana doğru giderken canım yaramazlık yapmak istedi. Boynuna yaklaşıp boynuna sıcak nefesimi verdim. Ardından boynunu emmeye başladım.

"rahat dur"

Rahat durmayıp boynunu ısırdım. Onun sınırlarını zorluyordum çünkü onunda benim sınırlarımı zorlamasını istiyordum. Dükkana varınca motoru rahat park etmesi icin motordan kaçar gibi indim. Motoru park edince kepenkleri açtı. Ardından beni içeri sokup cam yere yapıştırdı. Kollarımı üstten tutuyordu. Ve sanki öpüşeçekmişiz gibi yakındı. İkimizde derin nefesler alıyorduk. Verdiğimiz nefesler birbirine karışıyordu. Ardından kollarımı bırakıp ellerini belime yerleştirdi. Bende ellerimi ensesine götürdüm. Beni hafifçe öptü. Ardından bu öpüşme şiddetlendi. Ellerimi ensesinden boynuna götürerek öpüşmeyi daha da şevhetlendirdim

Ya böyle seme bi bokluk yapınca ukelerin mal gibi dudaklarına yapışmasından nefret ederim ama kitabın devam etmesi için böyle yazdım uzgnm

Tatto On Hip | YoonseokWhere stories live. Discover now