5-Kırmızı gülüm

215 26 14
                                    

"Seokjin'in çoktan gelmiş olması gerekiyordu.. Nerede kaldı?"

Merakla odada tur atarken bir yandan da düşünüyordu, Taehyung.

"Ben mi gitsem? Ya başına bir şey geldiyse?"

Daha fazla dayanamayıp çıkmıştı saraydan. Hızlı adımlarla Seokjin'in evine giderken bir sürü masanın kurulduğunu, insanların etrafta bir o yana bir bu yana koşturduklarını gördü.

"Neler oluyor?"

"2. Prens Taehyung, geldi! Duymayan kalmasın!"

Şaşkınlıkla bakakaldı, Taehyung. Genç kızlar etrafına doluşurken hala ne olduğunu anlayabilmiş değildi.

"Prensim, hoş geldiniz!"

Taehyung kendisini seven insanların olduğunu görünce mutlu olmuştu elinde olmadan.

"Hanımlar! Prensin nefes almasına izin verir misiniz?"

Arkasından gelen sesle döndü hemen. Seokjin sabahın bu vaktinde bile gülümseyerek bakıyordu prensine.

"Günaydınlar Prensim. Siz bu kadar erken kalkar mıydınız?"

"Yarına hazır ol dedin diye uyandım ama gelmedin. Ben de merakımdan bir bakayım diye geldim. Ortalık şenlik alanı gibi. Ne oluyor?"

Etrafındakiler yokmuş gibi konuşurken hepsi, Kralın hizmetkarı ve habercisi olduğunu unutuyor bir hizmetçinin prensle nasıl böyle konuştuğunu düşünüyorlardı.

"Henüz uyanmazsınız diye gelmedim ve evet şenlik alanı! Bugün özel bir gün."

"Neden ki?"

"4 yılda bir hepimiz ömrümüz adına bir çiçek dikiyoruz. Eğer 4 yıl sonra yaşıyor olursak bir tane daha dikiyoruz, bir daha ve bir daha. Öldüğümüzde ise kimse dokunamıyor."

"Bu çok güzelmiş. Ben de dikmek istiyorum. Sana katılabilir miyim?"

"Memnuniyet duyarım. Önden buyrun."

Diğer hizmetçiler çoktan dedikoduya başlarken ikili onları unutmuş mutlu mutlu çiçeklerle dolaşan insanları seyrediyordu.

"Senin çiçeklerin nerede?"

"Şurada!"

Eliyle gösterdiği yere gitti Taehyung. Kırmızı gülleri görünce gülümsemeye başladı.

"Ben ne dikebilirim?"

"İstediğiniz ne varsa!"

"Beyaz gül dikebilir miyim? Sana benziyor.."

Söyledikleri yüzünden birkaç dakika donup kaldı, Seokjin. Gülümsemesine karşılık verdi.

"Sizin için fidan alıp geleceğim."

"Birlikte gidelim. Görmek istiyorum her yeri."

Bu sefer öğretmen olarak önde gidiyordu Seokjin. Çeşit çeşit çiçeklerin olduğu masaların önünden geçerken gözleri parlıyordu. Etrafı anlatıyor, insanları tanıtmaktan çekinmiyordu. Tabii bu sırada sadece kendisini izleyen prensinden bir haberdi.

"İşte buldum! Hadi gidelim."

"Tamam."

Kendi gül bahçesine yaklaşırken bir şey unuttuğunu fark etti, Seokjin.

"Oh, sormayı unuttum. Nereye dikmek istersiniz? Benim bahçemin yanına dikmek zorunda değilsiniz. Uygun olan her yere olur."

"Kırmızı güllerinin yanına dikmek istiyorum."

Luna-TaeJinDonde viven las historias. Descúbrelo ahora