8-Arkadaşım

159 22 18
                                    

Yeni bir sabaha uyandı herkes. Taehyung hala gerçek olduğuna inanmasa da.
Kapının çalınmasıyla kol düğmesini bıraktı bir kenara ve açtı kapıyı.

"Ah, ben uyandım sanıyordum."

"Anlamadım?"

"Rüya gibisin. Muhtemelen uyanmadım."

Seokjin artık alışmıştı bu ani iltifatlara. Hoşuna gitmiyor desek yalan olurdu.
Hızlıca odaya girmiş insanlar bir şey duyar da yanlış anlar diye kapatmıştı kapıyı.

"Günaydın efendim. Sabah sabah iltifat edebildiğinize göre keyfiniz yerinde."

"Doğrusu hala biraz gerginlik var üstümde. Ancak geçen gün o masajdan sonra kendimi çok iyi hissediyorum."

"Sevindim. Rahat uyuyabildiniz mi? Uyku probleminiz iyiye gidiyordu."

"Senin gül kokunla mışıl mışıl uyudum, Seokjin."

"Kralın yanına da gitmeliyim. Bir isteğiniz olursa koridorda ismimle çağırmanız yeterli olur."

"Bunu her seferinde hatırlatacak mısın?"

"Unutmayın diye, efendim."

"Eğer her sabah bana bunu hatırlatmak için geleceksen kabulümdür."

"Pekala. Hatırlatmaya çalışacağım."

"Senin rengin solmuş Seokjin. Bir şey mi oldu?"

"Yok bir şeyim."

"Hasta mı oldun?"

"Geç kaldım!"

Önünde eğilip hızla çıktı odadan. Prensini gülümsetmeyi başarıyordu her seferinde.

"Ne yapacağım ben seninle?"

Kol düğmesini de halledip çıktı odadan. Kraliçe ve Wook hala kendisine düşman gibi baksa da oturacaktı o masaya. Şimdilik mecburdu.

"Günaydın."

Kardeşleri onu cevaplarken odada göz gezdirdi Taehyung. Gözleri kapıdan giren Seokjin ile kesişince gülümsedi.

"Kral birazdan burada olacak."

Seokjin kral gelene kadar Taehyung'un hizmetçisi olarak başucuna geçti.

"Nasılsın bakalım, Seokjin?"

Wook'ın sorusuyla şaşırdı. Ağzını açamadan Taehyung verdi cevabını.

"O çok iyi, Wook."

"Seokjin'in ağzı yok mu, hyung?"

"Var ama sen yine de bana sor. Daha uygun görürüm."

"Sadece hizmetçin."

"Arkadaşım."

Kral geldiğinde kestiler atışmayı. Herkes sessizce kahvaltısını yaparken Taehyung ve Wook birbirlerine ölümcül bakışlar atıyordu. Hala prensinin başucunda olup bunu fark eden Seokjin, herkes yemeğine bakarken omzuna dokundu hızlıca.

"Bir şey mi oldu?"

Fısıldadı.

"Lütfen yemeğinizi yiyin."

Seokjin'i dinledi Taehyung.

"Seokjin, bir bardak su alabilir miyim?"

"Tabii ki."

Bardağı uzatırken ellerine bilerek temasta bulundu Taehyung. Özlüyordu Seokjin'i. Her ne kadar yanında olsa da.
Kimseye belli etmediği gülüşünü sundu kendince, genç olan. Küçük öksürükler canını sıkıyordu.

Luna-TaeJinWhere stories live. Discover now