Bu bölümü ilhamperisi_ ithaf ediyorum geçen bölüm yorum attığı için
Keyifli okumalarŞıp şıp şıp... Cama vuran her bir yağmur damlasının sesi, camı açmam için cama tıklatan rüzgarın elleri gibiydi. Çığlık çığlığa bağıran gökyüzünün gürültüsü fırtınanın şiddetini göstermekte, göğü aydınlatan tokatı, yeryüzüne şimşek olarak inmekteydi. Günün ilk ışıklarının bile kara bulutları dağıtmaya gücü yoktu. Sanki güneş, yatağından çıkmaya üşeniyordu, tıpkı benim gibi. Odada yankılanan yeni telefonumun alarm sesi artık kalkma vaktinin geldiğini söylüyordu. Saat altı buçuk olmuş, gün benim için başlamıştı. Üzerimdeki yorganı çekip ayaklarımı yataktan aşağı sallandırdığımda terliklerimi aradım ancak bulamadım. Eğilip baktığımda birini kapının önünde birini de şifonyerin önünde görmek yenilgiyle omuzlarımı düşürmeme neden oldu. İç çekip oflayarak yere bastığımda, buz gibi soğuk ayaklarımı hemen ısırdı. Hızlı hareketlerle terlikleri giyip ihtiyaçlarımı gidermek için banyoya ilerledim.
Zihnim tüm bu olan bitenlerden arınmak ister haldeydi. Duş başlığından akan soğuk suyun ısınmasını beklerken zihnimi başka şeylerle meşgul etmek istiyor ama başaramıyordum. Zihnimin kıvrımlarına gizlenmiş olan gerçekler, casus gibi beni uzaktan uzağa izliyor, ihaneti bir hançer gibi sırtıma sağlamanın vaktini kolluyordu. Çıplak bedenim ısınan suyun altına girdiğinde, haddinden fazla sıcak suyun buharı duşakabinin camının üzerinden taşıyordu. Kızaran tenim, acı çeken bedenim değil, düşüncelerimdi. Aradan bir hafta geçmiş ama ben hala kendime gelememiştim. Akıp giden sıcak suyun altında ruhum üşüyordu. Suyu kapatıp saçlarımda kalan suyu nazikçe sıktım. Asılı olan havluyu bedenime doladıktan sonra ıslak saçlarımı tarayıp kurutmaya başladım. Bu soğuk havada ıslak saçla dışarı çıkarsam hasta olabilirdim ve buna hiç niyetim yoktu.
Gözlerim, buhar olmuş aynadaki kadını görmeye çalışırken düşüncelerim hala O'ndaydı. Ceylin o günden sonra bir kaç kere arayıp iyi olduğunu söylemişti. Sesi kulağıma mutlu geliyordu. En azından onun için mutlu olmam gerekiyordu. Bunun için uğraşmalıydım ancak içimdeki sıkıntı bir türlü geçmek bilmiyordu. Bir elimle saç kurutma makinesini tutarken bir elimle de yüzüme savrulan saçlarımı tutup geriye attım, zihnimdeki düşünceleri geriye atmak ister gibi.
Kuruyan saçlarımı sımsıkı topuz yapıp hafif bir makyaj yaptığımda güne hazırdım. Yatak odama girdiğimde gözüme çarpan duvar saati, kahvaltı için vaktimin kalmadığını söylüyordu. Hızla dolaba koşup siyah kumaş pantolon ve yeşil gömlek çıkardım. Dün akşamdan hazırladığım çantamın içine telefonumu atıp koşar adımlarla ayaklarıma çoraplarımı ve botlarımı geçirdiğimde çıkmak için hazırdım. Portmantodan aldığım siyah uzun kabanımın beni soğuktan korumasını diliyor, içten içe ince kumaşının soğuğu iliklerime kadar hissettireceğini de biliyordum.
Binadan çıktığımda yanıma aldığım mor şemsiyem, rüzgarın şiddetine dayanamayacak gibi görünüyordu. Koşa koşa kaldırımda ilerlerken yanımdan geçen arabaların sıçrattığı sular bacaklarıma geliyor, arkalarından söylenerek koşmaya devam ediyordum. Durak, otobüsün gelmesini bekleyen insanlarla doluydu. Mecburen durağın dışında bekleyecektim. Rüzgarın şiddetiyle ayakta durmakta zorlanan zayıf bedenim savrulmamak için direniyordu. İnsanların gelmeyen otobüs hakkındaki mızmızlanmaları kulağıma uğultu halinde geliyordu. Saat yediyi yirmi geçiyordu, geç kalacaktım. Uzaktan gelen otobüsü gördüğümde heyecanla durağa doğru yaklaştım. Yola inen kalabalık çoktan birbirini itip kakmaya başlamıştı bile. Anlaşılan işe geç kalan sadece ben değildim. Durakta duran otobüse binmeye çalışan öğrenciler, işe gidecek olanlar, doktor randevusuna yetişmeye çalışan hastalar, güne giden teyzeler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REST +18
Romance+18 cinsellik ve şiddet içermektedir Karlı bir gecede başladı herşey. Önce yıldızların yüzünü öptüğü kadın çıktı sahneye, sonra o yıldızlardan kadının saçlarına taç yapan adam. Beraber armağan ettiler içlerinde alev alev yanan sıcaklığı karlı buz g...