4.8

732 39 4
                                    

"Planlar yapılmış." dedim, karşımda oturan Baran'a. Tek kaşını kaldırıp havalı bir hal alıp neyden bahsettiğimi anlamaya çalıştı. Elimle evi gösterdim. Bahçede kahvaltı yaptıktan sonra buraya oturmuş kalmıştık. Kızlar Çağla'yı da almış gitmişti. "Annelerimiz günü birlikte geçirmeye karar vermiş."

"Öyle mi?" dedi, kahvesine uzandı. "Biz?" 

"Valla sen bana kaldın gibi." diye mırıldandım. Bacağımı diğer bacağımın üstünden indirdim. "Yani seninle bir İzmir turu atalım derdim ama.." başını iki yana salladı.

"Onu daha sonra yapalım." dedi, bugün için ikimiz de başka şeyler planlamıştık. Aslında gene birlikte olacaktık da. "Önce şu bahsettiğim ama bir türlü alamadığım o yüzüğü bulalım." 

"Ne?" dedim şaşırarak. Daha çok yeniydi, bundan bahsedişimiz. Hemen mi alacaktık?

"Bir arkadaşım özel tasarım yüzük yapan bir yerin şubesinin adresini gönderdi. Eğer istediğimiz modeli bulamazsak bizim için hazırlayacaklar." ayağa kalkıp elini bana uzattı.

"Sen ciddi misin?" 

"Evet." elimi tuttu, o önde ben arkada eve girdiğimizde annelerimiz de çıkmak üzereydi. 

"Ben sizi aradığımda yanımıza gelin." dedi annem, aksini kabul etmeyeceğini belirtir gibi. "Almak istediğim birkaç şey var."

"Ne için?" diye sordum. Bir şeyi kaçırmıyordum değil mi?

"Gelince konuşuruz." ikisi çıktıktan sonra Baran'a döndüm.

"Ben sanki bazen figüran gibi hissediyorum." çantamı ve şapkamı alıp ayakkabımı giydim. "Beni neden her şeyin dışında bırakıyorlar anlamıyorum."

"Bazen öyle daha iyi oluyor." deyi beni kendine doğru çekti. "Ama benim hayatımdaki tek gerçek sensin onu ne yapacağız."

"Diyorsun?" dedim hafif cilveyle. Elimi göğsüne koydum. "Peki sen benim hayatımdaki yerine ne diyeceğiz?" 

Omuz silkti. "Ben gözümün gördüğünü kendime şahit tutuyorum." 

"Aşığım sana." dedim, yanağını öperken mırıldandım. "Aşkın böyle olduğunu bilseydim..."

"Ne yapardın?" dedi aksi bir sesle. 

"Seni daha önce aşık ederdim kendime." hafif kıkırtı ile ondan uzaklaştım. "Tabi kendim o sırada aşkımdan ağlıyor olurdum."

"Aşk ağlattı mı seni?" merakla sordu.

"Evet." dedim direk. "Ben mantığı ağır basan bir insanım, ilk defa benim duygularım o kadar bana ağır geldi ki. " saçlarımın üstünden öptü. Sarmaş dolaş evden çıktığımızda onu hayatımın her yerinde görmeyi istediğimi fark ettim. Evimde olmalıydı, sokağımda, bahçemde, odamda, yanımda, yakınımda..

"Sonra kararını verdin?"

"Yani." dedim. "Bence doğru da bir karar oldu ama zamanla daha da iyi anlayacağım." aslında yanında kırk yıl geçirdiğiniz insanın bile bazen ne olduğunu, kim olduğunu anlayamıyordunuz. Size kendini ne kadar açıyorsa o kadarını biliyordunuz hep.

"Tanışırız yeniden." arabanın kapısını benim için açarken yeniden konuştu. "Konuşuruz en baştan, sen anlatırsın ben seni dinlerim, sonra ben anlatırım sana." 

"Ben seni dinlerim sonra." dedim, gülerek yerine geçtiğinde ellerimi dizlerimin üstüne sürttüm. Avucumun içi terlemişti. Arabayı çalıştırdığında radyodan şarkı açmakla uğraştım bir süre. Bence anlık açılan şarkılar daha anlamlı daha özel oluyordu. Hiçbir şarkıda istediğim enerjiyi bulamayınca gidene kadar geleceğimiz hakkında ya da onun bizim hakkımızda olan düşüncelerini dinledim. Güzel bir ilişki yaşamak için her zaman birbirini anlayan ve dinleyen iki insana ihtiyaç vardı. İletişim bir yerden sonra koptuğunda o ilişkide bazı şeyler halı altı edilmeye başlardı, sorunlar da bunlardan kaynaklanırdı. 

Yanlış numara | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin