13

914 103 33
                                    

Oy gelirse gerçekten mutlu olacağım.
Bir de tepkilerinizi okurken aşırı eğleniyorum.

Hadi artık bir şeyleri açığa kavuşturalım.

Pinhâni - Ne Güzel Güldün

________

"Taş, kağıt, makas."

İki kağıt.

"Taş, kağıt, makas."

Seungmin makas, Chan kağıt.

"Ha ha! Kazandım!"

"Bir günde taş kağıt makası nasıl oynadığımı çözemezsin Seungmin!"

Bilmiş bir tavırla kahküllerini geriye taradı. "Ne dedin Bang? Seni duyamıyorum."

Chan elini alnına attı. "Tanrım... cidden. Burayı çözmek için ne gerekiyorsa yapacağım artık." İşaret parmağını Seungmin'in şakağına dokundurdu.

Seungmin yandan bir gülüş verdi. "Üzgünüm ama orayı çözmen o kadar da kolay değil. Daha ben bile çözemedim orayı."

"Bunu denemeden bilemeyiz değil mi?"

"Doğru ama boş ver. Yaklaş bakalım."

Seungmin iki dizinin üzerinde doğrulup elindeki kalemi kaldırdı ve karşısında bağdaş kurup oturan Chan'ın kaşının hemen üstüne kalemini dokundurdu. Bir buçuk saat öncesinde Chan ile buluşmuşlar, ikisi de tok olduğu için yemek faslını direkt geçip vakit geçirecek bir şeyler aramışlardı.

Chan yüz boyasıyla birbirlerine bir şey çizmeyi teklif ettiğinde de başta tereddüt etmişti ancak şimdi şimdi ne kadar eğlenceli olduğunu daha iyi anlıyordu.

Kaleminin küçük hareketleri bir alev resmi ortaya çıkardı. Yaklaşık üç tur önce de diğer kaşının üstüne küçük bir rüzgar çizmişti.

Chan'ın elementlerini böylece somutlaştırıp bitirdiğinde aklına gelen fikirle sinsice güldü.

"Bu kalem neden bitmek üzere? Yazmıyor."

"Bitmek üzere mi? Daha yeni aldık o kalemi, nasıl bitebilir?"

Chan Seungmin'in yüzünü boyadığı sıra kapattığı gözlerini açıp beklentiyle karşısındaki gence baktığında Seungmin bir an kıyamayıp şakayı yapmaktan vazgeçecek gibi oldu.

Yine de merhametli yanını susturmakta iyiydi.

"Bilmem, belki de düşündüğümüz kadar kaliteli değildir."

"Daha ben üç tane ancak çizebildim yüzüne. Yazık oldu, keşke başka bir marka alsaydık."

Seungmin gülmemek için alt dudağını dişlerleriyle kıstırdı. "Şey..."

"Başını hareket ettirmeden gözleriyle Seungmin'e baktı. "Hmm?"

Parmağını yüzüne sürdü. "Bu boyalar çıkmıyor."

"Nasıl?"

Chan'ın telaşlı sesiyle Seungmin tekrar ama daha sert şekilde parmağını yüzüne sürdü. "Ciddiyim, çıkmıyorlar. Sanırım cidden kalitesiz boya almışız."

"Sen dalga geçiyorsun..."

Chan hızla uzanıp telefonundan kamerasını açtı. Yüzüne akşam boyu ilk kez bakarken Seungmin'in çizdiği küçük resimleri inceledi.

Suratında boyanmadık yer kalmamıştı.

Seungmin'in ne kadar güzel şeyler çizdiğini şimdilik bir kenara bırakıp yanağındaki şimşeği görünen fırtına bulutuna parmaklarını sürdü. Başta çıkmasa da telaşlanıp biraz daha bastırınca çizgiler kaybolmaya başlamıştı.

Brawe With Brave | SeungChan ✓Where stories live. Discover now