15. Bölüm- Bir Damla Gözyaşı

665 56 204
                                    

Merhaba canlarım, okuduğumuz bölüme oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmuyoruz değil mi?

Beni instagram rubamsalepe adresinden takip edebilirsiniz

Bölüm Müzikleri:
•Elveda Rumeli- Çalın Davulları
Yeşil Ördek Türküsü
•Müzeyyen Senar- Bir İhtimal Daha Var

♟️

Elde silahla savaşmak bazıları için çok kolaydı, akılla savaşmak çok daha zordu. Hele psikolojiyle savaşmak en zoruydu. İki asker psikolojik olarak şimdiye kadarki en büyük savaşını vermişti, 5 sene önce verdikleri savaştan çok başkaydı bu. Susup yutmak zorunda kalmışlardı her ne varsa. Adam ilk defa kendini kaybettiğini, aklını yitirdiğini hissetmişti. Kontrol mekanizmasının son demlerini yaşamıştı, koluna sarılmış o el olmasaydı asla tutamazdı kendisini. Sonra gözlerine derin derin bakmıştı, çok şey anlatmıştı o bakışlarla, sarılmıştı tüm samimiyetiyle. O ana kadar ne yaşadıysa eritmeyi başarmıştı kız, üsteğmen bilmiyordu nasıl olmuştu ama olmuştu işte.

Pansiyona geri dönmüşlerdi, şanslarına dönüş yolunda Raman onlara eşlik etmemişti işi çıktığından gitmişti. Bir travmayı daha kaldıramazdı Mete. İçeri gider gitmez yüzünü yıkadı soğuk suyla, bu defa başında bekleyen Azra'ydı. Evet her şeyi silmişti yine de kendine gelmesi gerekiyordu. "Ben." diyerek yüzünü çevirdi kıza. "Ben kendimi hiç bu kadar zorlanmış hissetmemiştim."

"Ben de çaresiz..." Sevdiği adam öyle zorlanırken elinden hiçbir şey gelmemişti, sadece sarılmıştı, yapabileceği başka hiçbir şey yoktu. "Sen olmasaydın görev çöptü şimdi, benim emniyet pimim oldun." Sizi de görevi de tehlikeye atamazdım ki ben, bir bilseniz siz ölürken ben nasıl öldüm?

Yüzünü kuruladıktan sonra içeriye geçti ve kendisini sırt üstü yatağına attı, Azra da yatağına geçip sırtını duvara dayadı bedeni tamamen ona dönüktü. "Biz birbirimizi düştüğü zaman kaldırıyoruz, hangimiz daha kötüyse o yapıyor bunu. Dün o banyoda ben vardım şimdi siz sadece roller değişti."

"Eksik kalmaktan iyidir, birimizin sağlam kalması gerekiyor." Keşke kalbimi de beni bırakmadığınız gibi bırakmasanız.

"Büyük işti ama nasıl başardın bilmiyorum durdum Azra. Ben o lafları yedikten sonra durdum ve sen de durdun. Başardık." Son kelimesini heceleyerek söylemişti sanki birden söyleyince anlaşılmayacak gibi. Sakin kalabilmesini Azra'nın sağladığının farkındaydı, bu defa bunu görebilmişti ve dile getiriyordu.

"Başardık, benim için emin olun daha zor. Bir teröristin ağzına orospu olmadığım kalmıştı onu da oldum sonunda. Aklıma getirmeyeceğim duyduklarımızı unutacağım, aksi taktirde gerçekten bunu hazmedebilmek kolay değil." Gözlerinin önünden silinmeyen anlar vardı ve bunu kendi akıl ve ruh sağlığı için bir şekilde silmeliydi.

Üsteğmen gülmeye başladı, iyice psikolojileri bozulmuştu. "Sinirim bozuldu ya. Tövbe ya Rabb'im. Timimde olduğun için şanslıyız Demir Leydi, Süleyman Paşa iyi ki bu kararı almış bizim sana ihtiyacımız var."

Bizim sana ihtiyacımız var. Peki ya sizin üsteğmenim, sizin bana ihtiyacınız var mı? Benim size ihtiyacım var çünkü.

"Timlerimizin birleşmesi bence hakkımızda alınan en mantıklı karardı." Bizim birleşme de ahirete kalmasa bari.

"Hakanlar Louis'i almışlar, rahatız. Muhtemelen yarın gitmemizi söylerler kısa sürdü şimdilik." Döneceklerdi, bir daha buraya gelmemeyi umdu, ikisi için de cehennem olmuştu her şey. Ama işte şimdilik döneceklerdi bunu dillendirmeseler de ikisi de farkındaydı. Buraya yeniden gelmek zorundalardı.

DEMİR SANCAK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin