34. Bölüm- Benden Kaçış Yok

379 30 23
                                    

Bölümü beğenip yorum yapmayı unutmayalım lütfen, onlar benim motive kaynaklarım❤️

♟️

Azra Demir Akıncı

Güne iki kayanın arasında uyku tulumuyla değil de kocamın kollarında uyanmak da varmış bu hayatta. Gözleri kapalı, saçları dağılmış beni sımsıkı sarmıştı. Kaçacağımı mı düşünüyordu? Asla kaçmazdım, şu kollardan hiç ayrılasım yoktu.

Acıktım. Çok açım, dünkü aksiyonumuzdan sonra eve dönüp yemek yemeden uyumuştum ve aşırı açtım, dolabı ekmekle sıyırabilecek kadar. Kollarından kurtulmaya çalışırken onun bir asker olduğu ve uykusunun fazla hafif olduğu aklımdan gitmişti. Gözlerini araladı yavaşça, uyandırmıştım onu ama açlıktan ölmekten ya da onu çiğ çiğ yemekten iyiydi.

Onu da yiyecektim ama sırası değildi şimdi.

“Günaydın hayatım,” diyerek alnıma bir öpücük bıraktı.

“Günaydın sevgilim,” dedim, son kelimeyi düzeltme ihtiyacı hissederek, bu kelimeyi yine kullanacaktım ama ilk sabahımıza daha uygun bir kelime vardı.

“Kocacığım.”

Gülümsedim kocaman, parmağımda onun yüzüğü vardı, içinde dünün tarihi olan, baş harflerimizin kazılı olduğu yüzüğüm. Onun yüzüğünün içinde hilal vardı benimkinde yıldız, böylece birbirimizi tamamlamıştık.

“Bunu duymak için 5 sene bekledim ben ya, ne güzel diyorsun sen öyle.”

Uykulu sesini ekmek arasına koyup yiyebilirdim, çok tatlıydı.

“Bizim 5 sene 6’ya dayandı hâlâ 5 diyoruz farkında mısın?”

“O artık sembolik bir şey, 40 sene geçse de 5 sene önce diyeceğiz beklediğimiz günler için 5 sene bekledim diyeceğiz anarken. Yani 6 sene hiç yakışıyor mu bence yakışmıyor.”

Dedikleri doğruydu ama beni salmamak için böyle uzun uzun konuştuğunun farkındaydım. Kendini çok akıllı sanıyordu, erkekler tim komutanı da olsalar yüzbaşı da olsalar havacı da bahriyeli de olsalar fark etmez hepsinde bir erkek düz mantığı var, anlamadım sanıyor anlıyorum ben. Acıdığım için belli etmeyeceğim ve mış gibi yapacağım.

“Haklısın aşkım ama müsaade edersen önce banyoya oradan da mutfağa geçeceğim acıktım.”

“Ben de acıktım ama gitmesen, şöyle yatalım işte uyuyalım hayatım.”

Kolumu telefonuma doğru uzattım ve saate baktım. Saat 9’du ve onu bıraksam uyuyacaktı, o sabahın altısında ayağa dikilen adam şimdi gitme uyuyalım diyordu. Evlilik adamı gerçekten değiştiriyormuş.

“Mete saat 9 sen farkında mısın? Şimdiye kalkıp Enes’le Sayaç’ı koğuş kalk diye işkence etmiş, ellerine toz bezlerini tutuşturmuştun bile.”

Bana kıyamıyordu galiba, bu hoşuma gidiyordu ama karnım bununla doymuyordu.

“Şimdi de karımla uyumak istiyorum yasak mı? Bak şurada evlilik cüzdanımız var.” Çenesiyle makyaj masamı gösterdi. “Yani karımla istediğim gibi ve istediğim saatte uyuyabilirim buna kimse karışamaz.”

"Hem iyice uyuyalım bize sonrası için enerji lazım olacak." Son sözlerini mırıldanarak söykerken onu duymazlıktan gelmeyi bir şekilde başarmıştım.

“Tamam anlıyorum," dedim sakince, vurmamak için zor duruyordum yeterince elektrik yemişti zaten. “Ama açım, çok acıktım. Beraber ilk kahvaltımızı hazırlamayalım mı? Sonra tüm gün beraber olacağız zaten. Sana sürprizlerim var.”

DEMİR SANCAK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin