1.3

106 8 51
                                    


Yavvv yorum yapın ne olur, hiç yazasım gelmiyor aksi halde. <3

Kapıyı dahi yumruklayamıyordum çünkü babamı uyandırmaktan korkuyordum, yine de sesim oldukça yüksek çıkıyordu çünkü kendime hakim olamıyordum. Avcumun içiyle biraz kapıya vurdum. Benim yerime çavuşa mesaj atamayacaktı öyle değil mi? Hayır, yapacaktı. Ezgi bunu kesinlikle yapardı. 

"Ezgi!" Kısık sesle bir çığlık attım. "Bak yemin ederim F-16'yı kafana düşürürüm."

Kıkırdadı, telefonumdan gelen sesleri duyabiliyordum. "Sakin ol." 

Yaklaşık üç dakika bu durum böyle sürdü. Arada kendi kendine kısık sesle konuştuğu oluyordu, sonra aklıma daha büyük bir fikir geldi. O kendi telefonunu arkada bırakmamış mıydı? Hızla mutfağa geri koştum, telefonun kilit ekranıyla karşılaştığımdaysa ağzım açık kaldı. İşte bunu beklemiyordum. 

Lavabonun kapısına doğru yürüdüm. "Ya Ezgi mal  mısın? Deminden beridir annen arıyor, mal gibi şifre koymuşsun bir de." İçimde büyüyen şeytanlıkla güldüm. "Kim bilir kaç kez aradı kadıncağız."

"Ha?" Biraz şaşırmıştı. "Neyse şifrem 1,2,3,4 zaten. Anneme mesaj at." 

Yine aynı şekilde benim telefonuma odaklanmış olmalıydı ki dokunmatik klavyeden gelen takırtıları duyabiliyordum. Ezgi'nin telefonuna şifreyi hızlı bir şekilde girdim, git gide yüzüme şeytani yüzüme yayılan şeytani ifaden rahatsız değildim. İnternetini açıp doğruca mesajlara girdim. 

Bulut'un olduğu kısma ilerledim, Bulut'u ismiyle kaydetmişti. Buna inanamıyordum, cidden Bulut'u ismiyle kaydetmişti. İnsan en azından dostum, arkadaşım, kankim falan diye kayıt eder. Gözlerimi devirmemek için zar zor dururken iç çektim. Mesaj yazmak için tuşa tıkladım, birkaç saniye ne yazacağımı düşündükten sonra karar vermiştim. 

Ezgi: Selam Bulut

Ezgi: Nasılsın? Ha bu arada bayramdan önceki gün falan boş musun?

Ezgi: Star Wars seviyorsun diye hatırlıyorum, yeni film çıkmış. Kuzenimi götürmem lazım benim de.

Ezgi: Abi ben tek gidersem aşırı sıkılırım. 

Ezgi: Bana eşlik et ne olur

Ezgi: Eline düştüm şu an. 

Bulut: Aaa Ezgi.

Bulut: Sana da selam, iyiyim bu arada. Ve evet seviyorum

Bulut: Olur, saat kaçta olduğunu bana mesaj atarsın.

Bu iş olmuştu, bu iş cidden olmuştu! Ezgi'den intikam almanın yolunu bulmuştum, artık rahattım. Onun kapı kilidini açtığını duyduğumda panik içinde telefonu saklamaya çalıştım ama artık çok geçti. Karşısında telefonunu tutan benim paniklemiş halimi görünce göz bebekleri büyüdü. 

Nefes almakta zorlandığının farkındaydım. "Dora! Dora. Ne yaptın sen!"

Ezgi: Tamam. 

Bu gönderdiğim son mesajla artık geri dönüş olmadığı kesindi. Pis pis sırıttım. "Asıl sen ne yaptın yer cücesi?" 

Telefonumu bana geri verip kendi telefonunu da hemen kaptı, mesajları okur okumaz şok olmuştu. Duvara tutundu, yavaşça mutfağa doğru ilerlerken tek eliyle yeni bir mesaj yazmaya başlamıştı bile. O, yeniden sataşana kadar kendi telefonuma bakmaya karar verdim ve mesajları okudum. 

Asker Bozuntusu | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin