Bölüm 48

23.8K 907 117
                                    

Hadi başröllere geri dönelim demi?

Öhm burası acayip uzun bir bölüm olacak gibime geliyor.

Vote ve satır arası yorum lütfen :)

BÖLÜMLER YEDİ GÜNDE BİR ATILIYOR

——

Akşam çoktan çökmüş ve biz hepimiz şu an Yusuf abilerin salonunda oturmuş sohbet ediyorduk. Derya abisinin yanına ziyarete gelmişti, şu an İlker Derya'ya aşık olduğu için ikisinin arasındaki kaçamak bakışları bir ben anlıyordum. Yanımda oturmuş olan Yalın konuşulan konuyu keskin bir şekilde dinliyordu.

Ne güzeldi yanımda olması, Yalın geleli iki hafta olmuş ve bu süreçte birbirimizin yaralarını sarmaya başlamıştık. Halen bana sırtını açıp göstermesede çok üstüne gidip ısrar etmiyordum. Size bir tavsiye vereyim, hayat çok kısa arkadaşlar sevdiklerinizi üzmeyin ve sevdiklerinize onlara onları sevdiğinizi bol bol deyin.

"Sinan komik mi!?" İlker'in yüksek sesli gülünen ortamda uçuşup gidiyordu.

"Bakın ne anlatacağım size!" Sinan tüm dikkatleri üstüne topladıktan sonra hafif öne eğilmişti.

"Bir gün biz bu İlker ile dağa çıkmıştık görev icabı tabi bizim altlar ile çıktık. Bu içeriden çıkıp dışarda bekleyen askerlerin yanına gidicekti kontrol amaçlı, bende gitmesini dedim. Bu dışarı gitmiş ama hani bende peşinden gidiyorum yine diyorum bakayım ne olacak. İşte gitti bu askerlerin yanına önce bi askerlere baktı sonra işte yerde yanan izmaritler vardı. Kim içti lan sigara! Diye sorunca askerlerde işte komutanım biz içmedik falan dedi. Bu tam kayanın dibindeki sigara izmaritini yerden alırken bir anda çatışmaya düştük. Meğersem onları oraya atan teröristlermiş bizim bu salakta yeme düştü." Sinan bu olayı çok normal ve komikmiş gibi anlatınca gözlerimi büyüterek dinliyordum. Lan neredeyse ölecekmişsiniz komik mi? İlker ve ben hariç herkes gülüyordu, İlker'in moreli düşmüştü çünkü Derya bile gülüyordu.

"Sussana lan sen!" İlker yanındaki Sinan'ın omzuna bir yumruk atmıştı, Sinan İlker'den gelen darbeyi hiç umursamadan gülüyordu.

"Bazen diyorum ki bunlar nasıl beni askerlerim." Abim ortaya böyle bir şey söyleyince Yalın hafif tebessüm etmişti.

"Ya bugün kaçtır Er'ler ile uğraşıyorum. Ulan koskoca adama tuvalete doğru sıçabilme dersi veriyorum! Embesil sanki hi tuvalete gitmemiş." Yalın'ın söylediğine bu sefer İlker dahil hepimiz gülmüştük. İlker gülerken Derya'ya bakıyordu,Derya ise kafası önde gülerek İlker'e bakıyordu. Yalın onları fark edemiyordu çünkü dikkatleri kendi üstüme çekiyordum. Yalın'ın ensesinde duran parmaklarım onun o yumuşacık tenine değiyor ve geziniyordu. Bu durum Yalın'ın bana bakmasını sağlıyordu, tabikide azgın bir şekilde bakıyordu.

Bu İlker,Derya ona abisinin Yalın olduğunu söylediğinden beri ona daha yazmamış ve görüşmemişti. Yalın'dan çok çekindiği belliydi ama böyle olmazdı elbet sevgilisi olacaktı Derya'nın ki olmuşturda.

"Hadi yatalım saat geç oluyor." Yalın'ın komutu ile herkes sohbeti kesmiş ve başları ile Yalın'ı onaylamıştı.

"İyi geceler komutanım!" İlker,Ulaş ve Sinan selamını vermişti. Biz Yalın ile hepsi ile tokalaşıp dışarı doğru çıkıyorduk. Üstümüze hiçbir şey almadığımız için ben Yalın'a sokulmuş bir vaziyette ilerliyordum. Dağ ayısı boşa gitmesin bari beni ısıtsın bir işe yarasın.

"Çok soğukmuş." Dışarı adım atmaz titreyen çenem ile Yalın bana o güzel gülüşünden atmıştı, beni daha çok içine sokabilirmişçesine kendine bastıran Yalın'ın güçlü ellerinde ezilmiştim.

KOMUTAN BEY TEXTİNG  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin