☀️ Troy ve Datrone 🌙

95 10 1
                                    

Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok.

Hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim derim

Yazarınız;
Dilara

Eclipse'in Ağızından;

Sonunda Tralia ile Cennet Bahçesinde buluştuğumuzda yavaş yavaş Troy ve Tralia'nın evine doğru gitmeye başlamıştık.Evleri,benim evimin çaprazında olan evin tam sağında duruyordu

Tralia tam önümde dururken,Ben ise Tralia'nın tam arkasında duruyordum. Tralia,yavaşça kapıyı açtı ve sonrasında içeriye bağırarak seslenmeye başladı

"Troy! Bir misafirimiz var eğer kendini fazla yaydıysan toparla!"diye uyarır bir biçimde bağırdı Tralia

Tralia,bunu dedikten sonra ikimiz de içeriye doğru girdik.Evin mimarisini, içeriye girer girmez incelemeye başlamıştım bile.Evin mimarisi benim evimin mimarisi ile tıpatıp aynıydı sadece Etraftaki duvar kağıtları birazcık daha turuncu ve kırmızı renkler arasında değişiyordu yoksa salonun veya mutfağın bulunduğu yerler tıpatıp aynıydı ve hiçbir farkı da yoktu.Tek fark,etrafta kırmızı ve turuncu renkli duvar kağıtları daha hakimdi

İçeriden birazcık kısık sesle çalan ancak yine de duyulabilir bir şekilde gelen bir Televizyonun sesi geliyordu.En az bir 5 saniye sonra Troy,elinde bir kupa çay ya da kahve olduğunu tahmin ettiğim bir şeyle salonun içinden çıka geldi.Üzerinde mavi renkli bir tişört ve altında ise gri ile mavi renklerinin karışımı olan ve dizlerinin biraz üstüne gelen bir şort ile çıka gelmişti

Her ne kadar çabalamış olsa da Troy'un üzerinde giydiği tişört,Troy'un parlayan Ateş kesesini fazla gizleyememişti bile.Ateş kesesinin verdiği ışıltı boğazına doğru gidiyor ve çenesinin altından dudaklarının ucunda bitiyordu hatta ve hatta El parmaklarının ucuna kadar İlerleyen bir parıldama bile vardı

"Yüce Babamız adına,Troy! Daha da kötüleşiyorsun.Parıltı neredeyse bütün vücuduna yayılmış!"dedi Tralia endişeyle ve Troy'un yanına giderek onun alnına bir anne gibi ters eli ile birlikte dokunmaya başladı

Tralia daha önce ateş kesesinden bahsetmese Troy'un gerçekten bayağı tehlikeli ve mikroplu bir hastalığa yakalandığını düşünebilirdim.Aynı zamanda,Tralia,Troy'u görünce aniden yüzündeki sert ifade yok olmuş ve yerine endişeli bir hale bırakmıştı.Direkmen Troy'un yanına gidip alnına ters eli ile dokunup ateşini incelemesi de ayrı bir olaydı.Zaten her ne olursa olsun ikizler yine de kardeşti hemde ikiz kardeşlerdi! Her ne kadar bazen birbirlerine laf sokarak konuşmaya çalışsalar da ikisi yine de kardeşlerdi

Troy,Tralia'ya doğru hafiften gülümsedi sanki ona korkmamasını söylemek için gülümsüyormuş gibi duruyordu.Troy yavaşça alnını Tralia'nın ellerinden çekiverdi Ve elindeki kupayı daha çok kendini çekerek konuşmaya başladı

"Merak etme kardeşim,ben iyiyim biraz da-" diyemeden Troy hızlıca kafasını sola doğru çevirdi ve kusar gibi bir ateş püskürdü.Ateş o kadar çok püskürtülmüştü ki yerde bulunan halının birazını yakmıştı

Bu tepkiden sonra Tralia aniden geriye doğru çekildi.Troy,burnunu çektikten sonra kafasını direkt Tralia'ya doğru döndürdü ve sonrasında ise bana doğru döndürdü.Yüzünde hüzünle sıkkınlık karışımı olan bir ifade vardı

"Ha buna da alışsanız iyi edersiniz çünkü neredeyse her 5 dakika boyunca böyle neredeyse kusar derecesinde,Ateş püskürüyorum.O yüzden çok fazla Kusuruma bakmayın kontrol edemiyorum çünkü"dedi Troy aşırı sakin ancak bu durumdan fazlasıyla bunaldığını belli eden bir sesle

"Önemli değil,kardeşim.Hadi biz içeri geçelim!"dedi Tralia aşırı nazik bir sesle

Hepimiz salona doğru geçtik ve koltuklarda oturmaya başladık.Troy tekli koltukta tek başına otururken,ben ve Tralia ise yan yana doğru oturuyorduk.Ben biraz daha Troy'a yakın bir biçimde otururken,Tralia ise  Troy'a daha uzakta oturuyordu.Gerçekten bu ciddi anlamda hasta ziyareti gibi bir şey olmuştu

Bundan sonrası ise tamamı ile Troy ile konuşmam olmuştu.Troy,şu anlık kendini iyi hissettiğini söyledi ama bu ateş püskürtme olayları o kadar çok ani oluyordu ki sınıfta bir şeyleri yakmaktan korktuğunu söyleyip bu korkusundan dolayı bugün derslere katılmadığını söylemişti.Yarın işlerin Belki de değişeceğini,Eğer Değişmezse yine evinde kalacağını söylüyordu yarınki kararı bana Muhtemelen Tralia'ya söyleyeceğini de bildirmeyi unutmamıştı

Troy ve Tralia'yı çok fazla rahatsız etmemek adına onların evinde uzun süre kalmamıştım.Muhtemelen onların evinde bir yarım saat daha oturmuş birlikte muhabbet sohbet ederek bu yarım saati geçirmiştik.Ona,tabii ki de Bay Robert'ın dersinin 2 haftalığına kapalı olduğunu söylemeyi de unutmamıştık.Troy her ne kadar bu haberi ilk duyduğunda birazcık şaşırsa da sonrasında umursamadığını belli eden bir onu silkmesi fırlatmıştı bile

Yarım saat sonra ise onların izini isteyerek evlerinden ayrılmış ve Troy'a da geçmiş olsun dileklerimi belirttikten sonra ise direkmen Datrone'un evine doğru yol almaya başlamıştım bile

Datrone'un evi ikizlerin evinden uzak olmadığından hemencecik onun evine varmıştım.Onun evinin giriş kapısının tam önüne geldiğimde şaşırılacak bir biçimde giriş kapısının hafiften açık olduğunu gördüm.Bu kapıyı tıklatmama gerek olmadığını belirten bir işaretti

İçeriye doğru kafamı uzattığımda kapıdan gelen Güneş ışığı haricinde içeri hiçbir şekilde Işık gelmediğini fark ettim.İçerisi aşırı derecede sessiz ve karanlıktı.Bu benim korkmama yetmişti bile hızlıca kapıyı açtım ve içeriye doğru seslendim.Kapıyı açmam içeriye gelen güneş ışığının artmasına ve evin içerisinin daha çok belirginleşmesini sağlamıştı

"Datrone? Datrone? Burada mısın?"Diye seslendim sakin kalmaya çalışan bir sesle ancak sesimden çıkan tedirginlik ve titreme daha çok korktuğumu belli ediyordu

Üst kattan kalın ve buğulu bir şekilde bir Ağlama sesinin geldiğini fark ettim.Çok fazla yüksek değildi ve daha önce de belirttiğim gibi aşırı boğuk ve buğulu çıkıyordu ama bu sesin bir ağlama sesi olduğundan %100 emindim

"Datrone?"diye seslendim hem şaşkın hemde sakin bir sesle ve üst kata doğru çıkmaya başladım.Arkadan gelen Güneş ışığı üst kata doğru çıkan merdivenleri görmeme yardımcı olduğundan,zorlanmıyordum

Yavaş yavaş üst kata doğru çıkmaya  başladım

...

Melezler Okulu-4:Ateş ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin