Muhbir

154 7 0
                                    

Bölüm XII: Muhbir
.

.

.

2017 Suriye Gizli Sınır Dışı Operasyonu

Eğer elinden geleni yaptıysan olacak olanları centilmence karşılamalıydı insan. Benim dilimde bu olması gerekendi. Koştum, koştum. Çıkılmaz sokak silsilesinde her adımım görevime yaklaştırıyordu. Ölüm eşiğinde aydınlanma yaşıyordum. Soluğum karanlık sokakta yankılanıyordu. Elimdeki çantaya kısa bir bakış atarak devam ettim. Sisle örtülü kaldırımda, nefesim ciğerlerime yetmedikçe, meydan okurcasına daha hızlı koşuyordum. Gecenin çekmecesinde sunulan karanlığı kucaklıyordum. Sokağın içine hapsettiği karanlığı zaman zaman vuran büyük fenerin gidip gelen ışığı karşılıyordu. Kaldırımın dış kısmına uzanan ağaçların bazıları iki bedenin birbirini tamamlaması gibi dans ediyordu, bazıları ise yırtıcı hayvanları andırıyordu. 

"Pilot..." kulağıma gelen kesik kesik seslerle sırtımı eski yıkık dökük binanın yan cephesine dayadım. "Buluşma alanına on dakika." Görmediklerini bildiğim halde kafamı olumlu anlamda salladım. 

Boş alana doğru geldiğimde bir süre beklemeye başladım. Gelen giden olmaması gerilmeme sebep oluyordu. Saate baktığımda buluşmaya sekiz dakika vardı. Kulağıma gelen helikopter sesiyle gözlerimi havaya çevirdim. Gördüğüm manzara hiç hoşuma gitmemişti. Bu küçük helikopter bizimkileri almam için yeterli olmazdı. İçinden inen adamı gördüğümde önce elimdeki çantaya sonra bana baktı. Helikopterin sesinden dolayı birbirimizi duymak için oldukça birbirimize yaklaştık. 

"Bu kıytırık helikopter için anlaşmamıştık." dedim. 

Yüzünde bir gülümseme oluştu. "Önce para." dedi. 

Gülümsemesine karşılık yüzüme korkutucu olduğunu düşündüğüm gülümsemeyi yerleştirdim.

"Pardon adın neydi?"

"Ahiz." dedi göğsünü gere gere. 

Kafamı hafifçe salladım.

"Ahiz, ikimizde aynı kişi için çalışıyoruz. Peki senin görevin ne?" 

 "Ben teminatçıyım." yüzündeki gülümseme yavaşça söndü.

"Dünya da senin görevini yapacak binlerce insan var. Peki benim yapabilecek kaç kişi var? Bir..  O da benim." Tonlamaya oldukça dikkat ediyordum.

Şuanda büyük risk alıyor ve karşımdaki adamın attığım oltaya düşmesini umuyordum.

"Ve ben şimdi bize bu görevi bana veren kişiyi arasam ya ben ya sen desem?" Gözlerimi bir an olsun kaçırmadım. "Sence ne yaparlar?" 

Cebinden telefonu çıkararak bir tuşa bastı. Havada beliren araçla memnun olmuşçasına dudağımı büktüm. 

"Sorun var mı?" Sesinden korktuğu belli oluyordu.

Parayı önüne attım. "Bu olay hiç yaşanmadı." 

Sahaya inen devasa savaş helikopteriyle hareketlendim. Helikopterden inen adamı umursamadan boşalan koltuğa yerleştim. Uçuş mekanizmalarını kendime göre hazırladım.

"Hadi bebeğim, seninle beraber uçacağız." Her uçuşumda uçaklarımla konuştuğum gibi helikopterle de konuştum. Bu efsane helikopter bize oldukça olanak sağlayacaktı.  Açık olan motoru kontrol ettim. Kulaklığımı taktığımda tamamen uçuşa hazırdım. Yavaşça havalandığımda buluşma yerine gitmek için alan taradım. Tam vaktinde buluşma alanına gelmiştim. Buluşma alanına geldiğimde havada süzülerek inişimi gerçekleştirdim.

Anlaşmalı KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin