10- "A Little More Patience"

3.7K 439 211
                                    

Ben gerçekten güvenilmez biriyim ne deseniz haklısınız🥹

Aslında önceki bölümü yayınladıktan iki gün sonra şifacının yanına gittiği sahneye kadar yazmıştım ama nedense tamamlayamadım ve o kısacık kısmı tamamlamam aylar sürdü

Özr dlerm😔

———————

Genç omega kendini oldukça uykusuz hissediyordu. alfasının kolları arasındaykende kıpırdayamamış gece boyu tavanı izlemekle yetinmişti. Buna daha fazla dayanabileceğini düşünmedi. Güneşin doğmasına daha bir saat varken eşinin kolunu kendi üzerinden itmeye çalıştı.

"Ne oldu?" Jungkook'un sesi yeni uyandığından pürüzlü ve uykuluydu.

"Kalkmak istiyorum..."

"Neden? Rüya mı gördün? Hastalandın mı?" Diyerek telaşla doğruldu.

"Hayır sadece..." omega pes etti ve onu hemen bırakması için "yalnızca tuvalete gitmem gerek"

Jungkook kısaca başını salladı. Önce kendisi doğruldu ve ayaklandı. Koca yatakta tek kalan Jimin ise kalkmak bu kadar kolay olamadı. Bir kedi gibi mırıldanarak esnedi. Tüm kaslarını gerdikten sonra ise yan dönüp cenin pozisyonu almış, kollarınıda dizlerine sarınca ufak bir yumak haline gelmişti.

'Isırmayacağım!' Dedi Jungkook içinden. 'Hayır ısırmayacağım onu rahatsız etmek yok. Sakin olmalıyım'

"Hadi gel." Diyerek ona doğru eğildiğinde, omega koltuk altına yaklaşan eli fark edince itti.

"Beni kucağında taşıyıp durma. En azından tuvalete kendi başıma gideyim." Dedi bıkkınca. Uykusuzdu ve bunun tartışmasını bile yapmak istemiyordu.

"O zaman bekle." Diyerek odanın en köşesinde tek başına yanan muma yaklaştı. Büyük odayı neredeyse hiç aydınlatamıyordu. Onu odadaki diğer mum ve meşaleleri yakmaya başlayacakken hareketlenen omegayı fark ettiğinde seslendi "bekle demiştim."

Çok geçmeden omega herhangi bir yeri göremediğinden yandaki komodine taklıp sendelediğinde Jungkook hızlı davranarak düşmeden eşinin kolunu kavradı.

Alfanın elindeki mum ise hızlı hareketle birlikte söndüğünde şimdi odada yalnızca kendini aydınlatan ay ışığı görünüyordu.

"Neden beni hiç dinlemiyorsun?" Dedi Jungkook bıkkınca. "Farklı bir odadayız, eşyaların yerlerini doğru düzgün incelemedin bile, önüne bakmadan öylece ilerliyorsun. Kendine zarar versen ne olacaktı?"

Jimin onun söylediklerine karşılık vermedi, bunun yerine "koridordan başka bir meşale alır mısın?" Diye yeni bir soru sordu.

"Hayır alamam." Dedi Jungkook başını iki yana sallarken. Jimin'in onu görmediğini biliyordu, ancak onun aksine bir alfa kurt olan Jungkook gelişmiş görme yetenekleri sayesinde bu karanlıkta bile eşinin yüz hatlarının her milimini inceleyebiliyordu. "Bir yere gidiyorsan benim kucağımda gitmek zorundasın. Yoksa yaralanabilirsin değil mi?"

"Banyoda hiç ateş yok mu?" Diye sordu Jimin bir umut. Onu göremesede bakışlarının üstünde olduğunun farkındaydı.

"Yok." Derken Jungkook büyük bir zevkle eşinin karşısında kıvranışını seyrediyordu. Ancak Jimin öyle inatçıydı ki başını sallayarak bile kabul etmiyordu, yalnızca sessiz kaldı.

Jungkook bunun bir kabullenme olduğunu bilerek yeniden eğilip eşinin ince belini kavrayarak kucağına aldığında omega bu kez karşı çıkmadı. Alfa ise rahat durmakta zorluk çekiyordu, dayanamadan dudağını omeganın çenesinin altına bastırdı. Ne yaptığını ise sonradan fark etmişti. "Tanrım sana tapıyorum..." diye fısıldadı dudakları hala beyaz pürüzsüz tenin üzerindeyken.

Miracle in the PaintingWhere stories live. Discover now