bölüm on bir

1.2K 109 74
                                    

"oppa... çok canım yanıyor"

yatağımda büzülmüş bir şekilde ağlayarak minho oppayı ararken bir yandan da burnumu çekiyordum. hera bebeklerini bırakarak ağladığım için yanıma yatağın üzerine çıkmış üzgün üzgün beni izliyordu.

"geliyorum hemen tamam mı sabret güzelim geçecek"

o göremese bile başımı salladıktan sonra telefonu kapatıp hera'yı iyice çektim kendime. gözlerimden akan yaşları yalarken minikçe kıkırdadım ona karşın.

"hera, bebeklerin bağırma sesi geliyor. karınları acıkmış olabilir"

hera hala yüzümü yalamaya devam ederken yumuşak tüylerini okşadım. karnım sürekli sancılaştığı için bacaklarımı da kırarak iyice karnıma çekmiştim.

yaklaşık yirmi dakika sonrası kapı zili çalarken zorlukla yerimden kalkıp kapıyı açtım. nasıl bir haldeydim bilmiyorum ama minho oppa beni görür görmez dudaklarını büzdü.

"ah benim güzel kızım gel eşyalarını alıp çıkalım. annen evde mi?"

"bilmiyorum oppa değil evde"

odama girip büyük kol çantalarımdan birine birkaç eşyamı doldurarak beni de kolumdan yakalayıp çıkardı evden.

"chan'la geldim, seni bu sefer doktoruna götüreceğiz felix"

karın ağrımdan zorlukla ayakta durduğum için sadece başımı sallayıp peşinden ilerledim. aşağıda indikten sonra beni arka koltuğa oturtup kendi de öne geçti.

"felix nasıl oldun, ağrı kesiciler geçirmedi mi?"

chan oppa da bana endişeyle soruları dizerken sadece iki yana sallayabildim başımı. birkaç gün öncesinde yine ağlayarak minho oppayı aramıştım ve beni gecenin bir yarısı acile götürmüşlerdi.

tüm bel bölgem, karnım, kasıklarım ve bacaklarım bile aşırı derecede ağrıyordu. ayakta durmaya bile halim yoktu. oturduğum yerde biraz daha yayılarak kendime daha rahat bir alan yaratmaya çalışarak gözlerimi kapadım. chan oppa acı çektiğimi gördüğü için arabayı oldukça hızlı kullanıyordu.

kısa bir sürede hastane önünde durmamızla chan oppa şoför koltuğundan kapıyı çarparak indi ve arka tarafın kapısını açarak beni kucakladı. minho oppa da arkamızdan çantalarımızı getirirken chan oppa hızlı bi şekilde acile giriş yapıp beni direkt bir sedyeye oturttu.

"doktor wendy'i istiyoruz. haberi vardı geleceğimizden. lee felix hastası"

minho oppa yanıma gelip elimden tutarken chan oppa ise hızlı hızlı hemşireyi bilgilendiriyordu. birileri gelip koluma damaryolu açarken hemşire ise doktorumu çağırmak için gitmişti.

bir yandan hala kıvranmaya devam ederken minho oppa ise hala elimi sıkı sıkı tutarken terlemiş alnımı siliyordu.

"geçecek güzelim benim"

burnumu çekip başımı sallarken doktorum hemşiresi ile birlikte çoktan yanıma gelmişti.

"oh benim güzel kızım, anlat bakalım en çok ağrı nerende?"

"belimden aşağısı komple ağrıyor"

gelip tam kasık kısmıma bastırmasıyla acı içinde inleyip hala tuttuğum minho oppanın elini sıktım.

"kan alacağız, rahatlaman için de serum bağlayacağız tamam mı? felix'i normal bi odaya alın, birkaç gün burada misafir edeceğiz"

doktorum konuşup yanımdan ayrılırken bakışlarım hemen minho oppayı buldu.

pink venomWhere stories live. Discover now