Cevdet &Serdar ( Sarı'yı Kışkırtma)

3.4K 304 173
                                    

Beni wattpad yani buradan ,tiktok ve instagram'dan EY9057 ismiyle takip edebilirsiniz canım okurlar. Tiktok'tan kitaplarımla alakalı mükemmel editler paylaşıyorum. Bu arada diğer kitaplarıma da göz atmayı unutmayın. Seveceğinize eminim. Oy ve yorum hatırlatması da yapıp çekiliyorum




"Böyle durma oğlum ya, kendimi suçlu hissediyorum. Günde kaç tane sigara içiyorsun, yazık oğlum ciğerlerine. "

Elimdeki sigaradan son bir nefes daha çekip biten izmariti çöpe attım. Birazdan eğitim vardı, gitmeden önce Fırat'la gizli yerimizde tüttürüyorduk. " Ya seninle ne alakası var oğlum. Herif yaptığına pişman bile olmadı. Almış gelmişler bir de Adil yavşağını,takmışlar kollarına. " Kırgın mıydım yoksa kızgın mı? Tuhaf hissediyordum, sanki boşluğa düşmüşüm ve ne hissetmem gerektiğini bilmiyor gibiydim.

İki gündür Sarı ile bakışlarımız bile kesişmiyordu. Yanına yaklaşma ihtimalimin olduğu yerlere bile adım atmıyordu. Aramıza öyle bir duvar örmüştü ki, jilet gibi kesip atmıştı her şeyi. Birinin peşinden koşmak bana göre değildi, üstelik yaptığı şerefsizliğe pişman olmayan biri için çaba harcamak karakterime çok uzaktı. Ama kalbim öyle demiyordu işte!

Sarı'ya kendimi anlatamadıkça içimi kemiren, zihnime kıymık gibi batan evhamları susturamıyordum. Kendi içinde bana hak verdiğini biliyordum. Aptal biri değildi ama gurur yapıyordu, kendine yediremiyordu adım gibi emindim. Onu kendi silahıyla vurmamı beklemiyordu. Gerçi ben de kendimden bu hamleyi beklemiyordum ya!

"Ne Adil ne de Serdar pişmanlar Cevo! Yaptıkları şeyden zerre utanç da duymuyorlar. Bırak artık şu sigarayı haydi inelim. Başlar birazdan eğitim." Yakmak üzere olduğum yeni sigarayı ağzımdan alıp çöpe sallayan Fırat'a kaşlarımı çatarak baktım. Sanki kendisi benden farksızdı. Bana teselli veriyordu ama Adil'i gördüğünden beri nereye kaçıp gizleneceğini bilemiyordu.

Ağır ağır acelemiz yokmuşcasına eğitimin yapılacağı kapalı spor salonuna geçtik. Herkes salondaydı, en geç biz gelmiştik belli ki. Beş on dakikalık bekleyişten sonra kapıda görünen komutanla hazır ola geçtik. Bugünkü eğitim Enver komutanın gözetiminde olacaktı. Yarı yıl tatiline kadar ağır egitimlerden geçip fiziksel ve mental olarak belli bir seviyeye gelmemiz hedefleniyordu. Önemli eğitimlerdi ve performans puanlarımız için çok önemliydi.

Herkes yerine geçerken benim bakışlarım sürekli Sarı'ya kayıp duruyordu. Onu izlemek iki gündür hobim olmuştu.Elleriyle sarı saçlarını geriye tarayıp duruşunu dikleştirdi, bakışları sâdece Enver komutandaydı.
Benim aksime gayet dinç ve iyi görünüyordu. Ya da maskesini bugün de takmayı ihmal etmemişti!

"Geçen hafta yarım kalan savunma dersine devam edeceğiz. Eşleriniz on beş dakika sürelerle değişecek ve çaprazlama eş karşılaşması olacak." Enver komutan ilk eşleşmeyi yaparken ben Sarı ile dövüşeceğim sırayı bekliyordum. Tek tek herkesi elerken, Sarı'yı da eleyeceğim kesindi ama kalbimdeki bu ağrıyla ve dövüşmek için bile olsa yeniden ona yakın olacağım heyecanıyla şimdiden ellerim titriyordu.

Enver komutan eşleşme sıralarını açıklayıp kenara çekildi. Şimdi salonun her yerinde küçük guruplar halinde eş değiştirerek dövüşüyorduk. Sarı tam karşımda ilk eşleşmesini Yusuf'la yapmıştı. Yusuf sınıfın en iyisiydi muhtemelen Sarı ona yenilecekti. Ve sıra bana gelecekti.

Pusuya yatmış gibi bekliyordum. Ben ilk rakibimi elerken bakışlarım Sarı'ya kaydı. Yerde yatmış beyaz bayrağını çekmişti. Kolay kolay pes edecek biri değildi, eminim Yusuf'un canını çıkartarak dövüşü bitirmişti. Soluk soluğa nefesler alıp verirken karşısına dikildim. İki günlük kaçışı işte tam da burada bitmişti. Mavileri günler sonra beni bulurken buz gibiydi, ne öfke, ne kırgınlık ne de başka bir his görüyordum orada. Sâdece donuk ve umursamaz gözlerle bakıyordu bana.

Celladına Aşık Olmak (BxB) Where stories live. Discover now