Cevdet &Serdar (Ertekin Paşa)

2.6K 272 218
                                    


Ben geldim... İki gündür ezber yapıyorum, kafamın içi Almanca ile dolu, beynim yandı. Biraz kafamı boşalttım bölüm yazarak. Umarım seversiniz. Öptüm sizi. Yorum yapıp oy verirseniz sizi daha çok severim. Gerçi bu pek umrunuzda da olmayabilir:))) 😘


"Daha ne kadar bekleriz sizce, donmak üzereyim. "

"Oğlum sus şimdi ceza yiyeceğiz. Enver komutan azrail gibi tepemizde sabahtan beri!"

"Şikayet etmeyin lan. Paşa bu, bekleyeceğiz tabi."  Biri sağımda diğeri solumda iki sabırsız herif dakikalardır şikayet ediyorlardı. Serdar'ın babası nam-ı diğer Ertekin paşa bugün okulu ziyarete geliyordu. Dünden beri okulda ve yurtta resmen kırmızı alarm ilan edilmiş, düzenlenmedik temizlenmedik tek köşe bırakılmamıştı. Sanki adamın işi gücü yoktu da tuvalet kontrol edecekti. Askeriyede mantık aramamak, ilk öğrendiğimiz kural olsa da böyle zamanlarda insan yine de sorgulamadan edemiyordu.

Deniz rüzgarı sabah soğuğunu yüzümüze çarparken pozisyon bozmadan öylece bekliyorduk. Aslına bakılırsa bu soğuk bana iyi geliyordu. Dünden beri içimde yanan öfke hayal kırıklığı ve buna benzer ne kadar iç karartıcı duygu varsa ruhumu ele geçirmişti. Sert deniz  soğuğa ne kadar maruz kalsam o kadar iyiydi. Belki günlerce zavallı gibi Serdar beyden bir adım bekleyen aklım eskisi gibi çalışmaya başlardı.

Kendimi öyle aptal ve enayi hissediyordum ki, geceden beri en çok kendime sayıp sövmüştüm. Bir öpücüğe ,bir pişmanım lafına neredeyse yelkenleri suya indirecek hale gelen kalbimi sikecektim. İflah olmaz bir enayiydim, bunun başka bir açıklaması yoktu. Aşkmış! Başlardım ben böyle aşkın ızdırabına!

Benim aksime Serdar bey ise sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. İnsan hiç mi bozguna uğramazdı, ulan hiç mi canı acımazdı? Kaçamak bakışlarım saniyelik ona değdiğinde daha çok sinirlenip bakışlarımı çektim. O buzdan duruşunu bozmamak için verdiği çabayı darmadağın edememiş olmak da bana koymuyor değildi. Ben dağılmışken adam heykel gibi duruyordu karşımda.

Paşa'nın çakarlı arabası girişte göründüğü an Enver komutanın talimatıyla hazır ola geçip, karşılama pozisyonunu aldık. Paşa arabasından inerken herkesin korkuyla karışık hayran bakışlarının rütbeli görmenin heyecanıyla Ertekin Paşa'nın üzerinde olduğuna emindim. Neticede korgeneral görmek her gün başımıza gelen bir şey değildi.

"Rahat ol asker! " Ertekin Paşa'nın sert ve güçlü sesi avluda yankılandığı an sanki havada uçan kuşlar bile kanat çırpmayı bırakmış Paşa'nın emrini bekliyor gibiydi. Tek bir çıtırtı bile yoktu bahçede. Ses çıkarırız diye neredeyse nefes almayı bırakacak durumdaydık. Adamda öyle bir heybet vardı ki, değil düşmanlar dost olanlar bile karşısında iki laf edemezdi. Uzun boyu, sarı saçları ve mavi gözleriyle yıkılmaz biri gibi duruyordu karşımızda. Serdar'ın görünüş olarak kime benzediği de ortadaydı. Hatta keskin ve donuk bakışlarıyla da babasının kopyası gibiydi.

Tek tek her birimizin yüzüne bakarak önümüzden geçerken bakışlarım anlık Paşa'nın gözleriyle buluştu. Gözümün içine bakmak ne haddine der diye ödüm bokuma karışırken tam tersine dudakları hafiften yukarı kıvrılınca dizlerimin bağı çözülür gibi oldu. Ulan Paşa bana mı gülmüştü? Kendimi toparlayıp yeniden bakışlarımı karşıya diktim.

Dakikalar sonra merasim, Paşa'nın hepimizi ve en son Enver komutanı selamlayıp binaya girişiyle son bulduğunda biz de donan ayak ve el parmaklarımızla birlikte odaya çıktık.

"Serdar babanla aynı evde nasıl yaşıyorsun lan! Uyku tutmaz beni oğlum o evde! " Bülent gevşek gevşek konuştuğunda bakışlarım anlık Serdar'a kaydı. Rahatsız olduğu belli olan ifadesiyle Bülent'e bakmadan, "babam benim o! " Dedi öfkeli sesini saklamadan.

Celladına Aşık Olmak (BxB) Where stories live. Discover now