Bölüm 1 - Ayak sesleri

580 22 23
                                    



Yağmurlu gök gürültülü bir perşembe akşamıydı. Elimde tuttuğum sıcak kahve bardağımdan bir yudum aldım. Bulutlar birbirine çarpıyor. Yağmur daha önce sanki hiç yağmamış gibi yağıyordu. Böyle havalar insanları genellikle mutsuz eder karamsarlığa boğardı. Ama bende tam tersi. Yağmur damlalarının cama çarptığında ki çıkan sesi içimi huzurla dolduruyor, yalnız kalıp beni düşünmeye itiyordu. Ama bu uzun sürmedi. Düşüncelerim hatta huzurum elektriklerin kesilmesiyle son buldu. Ben ve benim şansızlığım...

Ayağa kalkıp mutfağa gittim. Mum var mı onu bile bilmiyordum. Umarım bu sefer şanslıyımdır diye düşünerek buzdolabının kapağını açtım.

Salona döndüğümde elimdeki mumu komodinin üzerine koydum. Ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu. Canım sıkılmaya başlamıştı. Gözüm kitaplığa ilişti. Belki mum ışığında kitap okuyabilirdim. Raftan en sevdiğim kitabımı aldım. Koltuğa oturdum. Tam kitabımı açmıştım ki üst kattan bir ses geldi. Sanki bir şey düşme sesiydi. O sırada yanıma köpeğim lokum koşarak geldi. Çok mutlu görünüyordu. Başını okşadım.

Gülerek ''Sen miydin yaramaz şey, beni korkuttun.'' dedim.

Kitaba geri döndüm. Birkaç sayfa ilerlemiştim ki kitaptaki olay çok hızlı bir şekilde devam etti. Okudukça okuyasım geldi. Kendimi bildim bileli kitaplarla aram iyidir. Kitap okurken film seyrediyormuş gibi hissederim. Ara sıra sırf kitap okumak için insanlardan kaçarım.

Üst kattan bir kez daha ses geldi. Ama bu öyle bir sesti ki kitabımı sonlandırıp tüm vücuduma korku yayacak bir sesti. Birinin ayak sesi geliyor, tahtalar gıcırdıyordu. Bulunduğum ev dedemden kalma iki katlı yani çatı katını da sayarsak üç katlı bir evdi.  Ayrı eve çıktığımda bu ev vardı ve bende fazla masraf yapmamak için buraya taşınmıştım. Ev tahtadan bir evdi ve sen yürüdükçe ayak seslerinin duyulmaması imkansızdı. Sorun şu ki evde yalnızım.

Yoksa değil miyim?

Kitabımı kapattım. Ellerim titremeye başlamıştı. Acaba hırsız falan mı girmişti? Tabi ya, elektrikler kesildi ve o da bunu fırsat bildi tabi ki. Hemen mutfağa koştum. Tezgahın üstünde dün geceden içtiğim gazozlar vardı. Şişelerden birini alıp tüm cesaretimi toplayarak üst katın merdivenlerine yöneldim.

Allah'ım neden ben, neden bu hırsızlar beni buluyordu ki?

Üst kat alt kattan daha karanlıktı. Parmak uçlarımda odalara tek tek girip çıktım. Kendi bastığım zeminden çıkan gıcırtı sesi beni daha da rahatsız ediyordu. Şu an hırsız bey her şeyi alıp götürebilirdi. Ama ben korkuyordum!

Etraf bir anda aydınlığa gömüldü. Aniden gelen ışık gözlerimi acıtmıştı. Elektrikler gelmişti ve ben kendimi biraz daha güvende hissetmeye başlamıştım.

Olay şu ki üst kattan hiçbir şey çıkmadı. Odalar temizdi. Peki ya o duyduğum yürüme sesi?

''Ah, aptal kafam. Çok fazla korku filmi seyrediyorsun.'' diye kendi kendime söylenerek alt kata indim.




                               -BÖLÜM SONU-






-Selamlar herkese. Ben bu hikayeyi uzun zamandır yazıyordum ama yayınlamayı düşünmüyordum.

Artık farklı şeyler denemeye karar verdim :)

Kabus'u okudukça işlerin içinden çıkılmayacak bir hale geleceğini göreceksiniz. Sürükleyici ve heyecan verici bir hikaye, tahmin edilemeyen bir son...

Yeni bölümleri çok yakında yazacağım. Okuyanlar okumayanlara anlatsın :)

Desteklerinizi bekliyorum. Kendinize iyi bakın. -

KÂBUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin