Bölüm 8 - Başımız Dertte!

64 7 0
                                    



   Defne anlatacaklarını bitirdiğinde kahve bardağım dudaklarımda donmuş bir şekilde Defne'ye bakakaldım.

Çilli?
Delicesine gülme isteğimi bastırdım.

  Kahvemi bitirdiğimde boş bardağı tepsiye koydum.

"E hani nerde?" dedim merakla Defne'ye bakarken.

Defne anlamadı. "Ney nerde?" diye soruma soruyla karşılık verdi.

"Benim için seçtiğin kitabım nerde?"

Yanlış duymadıysam bana korku/gerilim kitabı bulmuş hatta Arasla konuşması bu vesileyle başlamıştı.

Defne abartılı bir şekilde göz devirdi. "Hadi ama Mira anlattığım onca şeyden buna mı takıldın?"

Gür bir kahkaha attım. "Hayır ÇİLLİ kısmına takıldım daha çok." dedim Aras'ı taklit ederek.

Defne ofladı. "Off, o şaşkınlıkla kitabını almayı unuttum muhtemelen orda kalmıştır." dedi gözleri yere sabitliyken.

Bağdaş kurdum ve balkonda oturduğum yere daha çok yayıldım. Bu hareketimle birlikte Defne, ona bir şey söyleyeceğimi anlamış olacak ki o da tamamıyla bana döndü.

Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"Bak bir anda hiç beklemediğin bir yerde karşına çıkması falan oldukça tuhaf kabul ediyorum Defne ama Aras'ın kafasında başka bir şey dönüyor olabilir mi?" dedim düşüncelerimi dile getirerek.

  Defne beni onayladı. "Bilmiyorum yani haklı olabilirsin Mira. Ama yani neden bir gündür tanıdığın bir kızı takip edip peşinden kütüphaneye girip üstüne üstlük numarasını istersin ki? Bide emrivaki!" diye hızlı hızlı konuşunca şaşkınlıkla ona bakıp gülme isteğimi bastırdım.

Kısa bir sessizlik aramızda asılı kaldı.

  Defneye baktığımda gözlerini yere sabitlemiş balkon halısını incelediğini gördüm. Kesinlikle halıyı incelemiyordu aklından binbir türlü düşünce geçtiğine bahse girerdim!

"Peki..." dedim Defne'nin dikkatini çekmek istercesine.
Kafasını kaldırıp bana baktı.
Gözlerimle telefonunu işaret ettim.

"Ne diyor?" dedim az önce Arasla telefon konuşmasını hatırlatarak.

"Akşama Baranla plan yapmışlar. Sahile gidelim mi diyor."

Şaşırdım. "E bizim daha taşınma işimiz bitmedi ki Defne, çok işimiz var."

Defne gözlerini yine yere çevirdi. Verecek düzgün bir cevabı olmadığında hep bunu yapardı.

Kafamı eğip gözlerini görmeye çalıştım.

"Kabul ettin değil mi, tamam Aras akşama Mirayla ben hazır oluruz hem çok eğleniriz dedin değil mi?" dedim.

  Defneyi ben Defne'den daha iyi tanırdım. Böyle bir şey söylediğine adım kadar emindim.

Tatlı gülüşlerinden birini yolladı bana. "Evet öyle söyledim."

Al işte, hemde bana sormadan!

Bu kız cidden benim başımın belasıydı. Küçüklüğümüzden beri başımızı ya o sokardı belaya ya ben. Ama yinde de o belalardan el ele beraber çıkardık. Artık ona kızmıyordum.
Ondan bıkmıştım! Şapşal kız.

Derin bir nefes verip boş kahve kupalarıyla ve birkaç kirli atıştırmalık tabaklarıyla dolu tepsiyi alıp ayağa kalktım.
Ayağımla da hâlâ yerde oturan Defne'yi dürtmeyi ihmal etmedim tabi kii.

KÂBUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin