Yollarımız aynı
Yönlerimiz aynı
Sonlarımız aynı
Nası' kalalım ayrı?
~Dolu Kadehi Ters Tut - Nasıl kalalım ayrı~Defne'den
Evin bahçesine hızla çıktığımda gözlerim bir çift mavi gözle göz göze geldi.
İşte orada.
Bir zamanlar sevdiğim, fakat şimdi korkarak köşe bucak kaçtığım o adam.
Üstündeki beyaz tişörte inat koyu bir kot giymişti. Hava esiyordu ve o üzerine hiçbir şey almamıştı. Sadece ince bir tişörtle duruyordu karşımda. Arabasına yaslanmış, kollarını göğsüne birleştirip kıstığı gözlerini bana dikmişti. Yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm. Aras da benimle birlikte çıkmıştı dışarı. Fakat o şu an nerede hiçbir fikrim yoktu. Her şey silinmişti. Etrafımdaki hiçbir şeyi görmüyordum. Sadece Eren ve ben vardım. Ona doğru adımları hızlandıkça kendime olan güvenim ve kararlılığım ağır basıyordu. Bu gece onu son kez görecektim. İşte o kadar.
Yanına vardığımda yaslandığı yerden doğrularak hafif bir tebessümle bana yanaştı bir adım.
"Geleceğini biliyordum." dedi kısık bir sesle.Gergince yüzüne baktım. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Aras şu an neredeydi bilmiyorum. Fakat bizi bir yerlerden izlediğine adım kadar emindim. Umarım dedim içimden. Umarım bu gece olaysız geçerdi..
"Sana kaç kez söyleyeceğim Eren? Biz ayrıldık. Vazgeç artık benden." dedim umutsuz bir sesle.
Gözlerimin içine derin derin bakarken kafasını iki yana salladı. "Seni çok seviyorum. Aşık olduğum kadından nasıl vazgeçebilirim ki?"
Tam ağzımı açmıştım ki konuşmasına devam etti. Susup dinledim onu sadece.
"Ben birini gerçekten istemiyorsam eğer onun peşini bırakırım Defne. Biliyorsun bunu. Onu bırakırım. Ama seni gerçekten çok sevdim. Seni bırakmak istemiyorum. Evet, zamanında hatalar yaptım ama inan bana çok pişmanım. Sana vurduğum için de..." derken elini uzatıp yanağıma koymaya çalıştı fakat ani bir refleksle kendimi geri çektim. Bana dokunmasını istemiyordum çünkü.
Bu hareketim karşısında kaşlarını çattı. Sinirlendiği belliydi fakat kendini sıkarak bir adım uzaklaştı benden.
Olması gereken de buydu.
"Ben artık seni sevmiyorum." deyip gözlerinin içine baktım. Mavinin en koyu tonu olan gözlerine..
Derin bir nefes çektim ciğerlerime ve konuşmaya devam ettim."Ciddiyim. Artık seni sevmiyorum Eren. Kendine bir iyilik yap ve vazgeç benden." deyip gitmek için arkamı döndüm ona. Çok bile konuşmuştuk. Artık buraya kadardı. Gerçekleri o kalın kafasına sokmalıydı.
Arkamı dönüp bir-iki adım attığım sırada Eren beni bileğimden yakaladı ve kendine doğru çevirdi. Ona doğru dönmem ile göğüslerimiz hızla birbirine çarpmıştı. Çok yakın duruyorduk birbirimize. Burnundan soluyarak bana baktı. Az önceki nazik, ılımlı hali gitmiş yerine gerçek Eren gelmişti.
Kan donduracak kadar soğuk bir sesle konuştu.
"Bana sürekli senden vazgeçmemi söyleyip durma. Anlamıyor musun? Senden vazgeçmeyeceğim!" dediğinde son cümlesinde artık kendini tutamamış ve bağırma evresine geçmişti.Panik tüm vücuduna bir sinyal verircesine yayıldı ve hızla elimi onun kolundan kurtarmaya çalıştım ama çok sert tutuyordu. Gözleri kararmış, beni öldürecek kadar sinirlenmiş gibiydi.
Gözlerim doldu ve ağlamaklı bir sesle konuştum.
"İşte bu yüzden ayrılmamız gerek." dediğimde Eren anlamaz bir tavırla kaşlarını çattı. Gözlerimden yaşlar yavaş yavaş süzülürken kafamı önüme eğdim. Eren sıktığı bileğimi yavaşça gevşetti. Bunu fırsat bilerek elimi ondan çektim. Omuzlarım düştü umutsuzlukla. Artık bu yükü omuzlarımda taşıyamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂBUS
Mystery / ThrillerEvinde tek başına yaşayan Mira, macerayı seven cesur bir kızdır. Fakat zaman geçtikçe Mira'da değişik bir şeyler olur. O bir şeyler görür. Fakat bunu ondan başkası göremez. Kendini kanıtlamak, derdini anlatmak ister ama yapamaz. Bu sırada belalar p...