4 gün sonra
Kafam eğik ayaklarıma bakarak dalgınca yürüyordum. Havalar soğumaya yüz tutmuş, sokaklarda insanlar azalmaya başlamıştı. İnce montuma inat kalın bir atkı takmıştım ve üşüyen yüzümü atkıma gömüp ısınmaya çalıştım.
Elimde taşıdığım içi epeyce dolu market poşetleri zaman geçtikçe daha ağırlaşıyor gibiydi. Evde bir şey kalmamıştı ve bende alışverişe çıkmıştım. Defne bu aralar çok yoğundu. Çizim işleriyle meşguldü ve bitirmesi gereken tuvaller vardı. Odasına kapanıp saatlerce oradan çıkmıyordu.
Evet, Defne gerçek bir sanatçı. Çocukluğundan beri çizim yapar. Çizimleri muazzam güzeldi.
Kurslara gidiyor, hocalarıyla ortak çalışmalar yapıyordu. Bu yüzden ev işlerini biraz aksatsa da bunu umursamadım.
Sonuçta onu bir kaç gün idare edebilirdim.Poşetler yüzünden ellerim acımaya başlamıştı. Fakat umursamadım. Çünkü son zamanlarda yaşadığım şeyler canımı zaten yakıyordu.
Bir şeyler oluyordu evet, ama tam olarak neler oluyordu?
İşte bunu bilmiyordum.Komiser Arda, o günün ertesi günü evime gelmiş ve bizi bir araya toplayarak ceset ile ilgili bilgileri paylaşmıştı.
İşleri hiç kolay değildi. Çünkü ceset onlara katil ile ilgili hiç bir ipucu sunmuyormuş. Eren'i sorguya almışlar. Fakat aklandığını ve sonrasında ortadan kaybolduğunu söylemişti Arda. Ne zamandır kimse ulaşamıyormuş.
Hâlâ iz üstünde olduklarını ve araştırma yaptıklarını söylediler.Üzülüyorum. Çünkü elimizden hiçbir şey gelmiyordu.
Ama bunu düşünmemem lazımdı. Tatil bitmek üzereydi. Okul yaklaşıyordu.
Önüme bakmam gerekiyordu.Üniversitede okuduğum bölüme geri dönecektim.
Psikoloji okuyorum. Fakat kendi psikolojimden haberim bile yoktu sanırım.Peki şu son dört günde neler olmuştu?
Defne işleriyle meşguldü. Okul için hazırlık yapıyor, çizimlerini bitirmeye çalışıyordu. Baran bir nedenden dolayı annesinin yanına şehir dışına çıkmıştı. Kötü bir şey olmadığını ve okul açılmadan geleceğini söylemişti.
Aras ise..
Onu ne zamandır görmüyordum bile.Peki ya ben?
Ben aynıydım işte. Kâbuslarım devam ediyordu.
Hepsi birbirinden gerçekçiydi. Fakat gün geçtikçe Defne yanımda olduğu için rahatlıyor onun gibi mantıksal düşünüyor ve artık korkmamaya çalışıyordum.Sık sık başım ağrıyordu. Enerjim hiç yoktu. Durgun bir şekilde günlük rutin işlerimi hallediyordum. Bir robot gibi.
Garson olarak çalıştığım cafede bile. Yanlışlıkla bir kaç şey devirmiş, müşterilere yanlış sipariş götürmüştüm. Ama anlayışlı patronum buna bir kaç kez göz yumdu. Okul açıldığından dolayı stres altında olup hata yaptığımı düşündü belki de.
Aslında kendimi direkt derslerime, okuluma verirdim. Fakat ailem bana her ay düzenli bir şekilde para gönderemiyordu. Bende burada küçük, tatlı bir cafe buldum ve garson olarak çalışıp bazı şeyleri karşılamaya çalışıyordum. Haftalardır burada çalışmama rağmen pek de kötü sayılmam.Ben dalgınca yaşadığım şeyleri, durumumu düşünürken birinin elimdeki market poşetlerini çekip alması ile düşüncelerimden sertçe çıkarıldım.
Arkamı dönüp şaşkınca baktığımda Aras'ı gördüm. Yarım bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Elimdeki poşetleri almış ve yanıma yaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂBUS
Mystery / ThrillerEvinde tek başına yaşayan Mira, macerayı seven cesur bir kızdır. Fakat zaman geçtikçe Mira'da değişik bir şeyler olur. O bir şeyler görür. Fakat bunu ondan başkası göremez. Kendini kanıtlamak, derdini anlatmak ister ama yapamaz. Bu sırada belalar p...