Neteyam yayını sırtına geçirip yürümeye devam etti,Jake onu ve kardeşlerini sabah erkenden yanına çağırmıştı,hemen sonra avlanmaya çıkacakları Lo'ak ile. "Sence bizi ne için çağırıyor?" Neteyam bilmediğini mırıldandı,zaten birazdan anlayacaklardı. "Efendim." Neteyam babasına saygıda bulunmak için kafasını eğdi,Jake ona kısa bir bakış attıktan sonra "Neteyam,Lo'ak,Kiri. Tsiyera,Rotxo ve Aonung ile siz ilgileneceksiniz." Lo'ak itiraz etmek için dudaklarını aralayacağı sırada Jake "İtiraz istemiyorum,şimdi gidin." demişti,zavallı Lo'ak öyle bir bakmıştı ki sanki şekeri elinden alınmıştı. Kiri geldiği gibi sakince Neteyam'ı takip ederken Lo'ak tepinip boş boş konuşmakla meşkuldu,ama ne Kiri nede Neteyam ona bakmıyordu bile.
"Aonung,Tsiyera!" Neteyam derin bir iç çekti,on dakikadır onlara sesleniyordu ama bir türlü cevap alamamıştı. "Ben gidiyorum,sen kal." Lo'ak kafasıyla onaylayıp oturduğu taşa biraz daha yaslandı,Neteyam çoktan kovuğa ulaşmıştı bile. "Aonung!" Aonung ve Tsiyera şaşkınlıkla Neteyam'a döndüler,Neteyam önce Tsiyera'ya daha sonra ona baktıktan sonra "Babam sizi bize emanet etti,Lo'ak aşağıda,kim onunla gitmek ister?" Tsiyera ayaklanıp "Ben giderim!" diye atılmıştı,ardından aşağıya doğru koşup gözden kaybolmuştu. "Yani,sadece biz kaldık ha?" Neteyam kafasını salladı.
"Şimdi ne yapacaksın?" Aonung ormanda Neteyam'ı takip ederken sormuştu,genç navi yayını sırtından çıkarıp arkasını döndü "Avlanma vakti,avlanmaya çıkacağız." "Bekle,ne?" Neteyam arkasını tekrar döndü "Sen bana emanetsin,ben avlanırken başına bir şey gelmesin diye benimle geliyorsun." Aonung arkasından yürümeye başlarken "Ben avlanmayı bırak,ok atmasını bile bilmiyorum!" demişti. Neteyam dururken yüzündeki bir gülümsemeyle "O zaman sana öğreteyim." demişti. Elindeki oku önce gerdi,daha sonra bir hedef seçip oku bıraktı,tam on ikiden vurmuştu.
"Hadi okyanus çocuğu." Neteyam oku ona verip kaldırmasını sağladı,Aonung oku beceriksizce tutmuştu. Neteyam yaklaşıp okun ucunu ve tutuşunu düzeltti,en sonun eliyle Aonung'un dirseğine vurup iyi tuttuğuna emin oldu. Aonung okun ucuna bakıp oku bıraktı,tabi ki de isabet etmemişti. Neteyam "Merak etme,kimse ilkinde isabet ettiremez." diyerek arkasına geçti. Yaya yeni bir ok takıp ellerinin üzerinden yayı gerdi,uzaktan bakan birisi Aonung'un ok attığını,Neteyam'ın ona sarıldığını sanırdı. "Evet,şimdi,bırak!" Aonung dediğini yaptı,oku bıraktı,Neteyam gibi isabet ettiremese de ağacı vurmayı başarmıştı.
"Aferin okyanus çocuğu,hadi şimdi kendin dene." Aonung boğazını temizleyip tekrar denedi,aklı az önceki sıcaklıkla kalmıştı. Neteyam ona sarıldığı zaman soğuk olan vücudu ısınmıştı,Aonung bu sıcaklığı çok sevmişti. Aonung az önce Neteyam'ın yaptığı gibi yayı gerdi,konsantre olup bıraktı,isabet. "Aferin okyanus çocuğu,çok hızlı öğreniyorsun." Aonung kafasını çevirip ışıldayan sarı gözlerine baktı. "Hadi Aonung,avlamamız gereken hayvanlar var." Neteyam elindeki yayı sırtına taktı "Hey,sen yayını bana vermiştin?" Neteyam gülümsedi "Bu bir sır!" "Öyle olsun." Aonung peşinden koştu,zaten Neteyam fazla gitmeden bir çalılığın arkasında saklanmıştı.
"Yayını ger,bu avı senin yapmanı istiyorum." Aonung ona baktı,azar yeme riskini göze mi alıyordu yani? "Hadi,kaçmadan!" Aonung dediğini yapıp oku gerdi,ama acele etmedi. Yayı parmakları arasında sıkıca tutuktan sonra aniden bıraktı,aynı Neteyam'ın ona öğrettiği gibi avı vurmuştu. "Hadi!" Neteyam çalılardan çıkıp avın yanına gidip yanına diz çöktü,kemerinden bıçağını çıkarıp can çekişen hayvanı öldürdü. "Aonung,bu günkü avı sen yaptın." Aonung gülümseyen Neteyam'ın yüzüne baktı,nedense sıcak hissetmeye başlamıştı.
