on

102 12 11
                                    


Saten, siyah gömleği Ay'ın ışığıyla göze çarparken elinde tuttuğu iki bardaktan birini bana uzattı, yanımda duran şezlonga oturduktan sonra bana bakmaya devam etti.
"Çok güzel bu şarkı."

"Y-ya, öyle..." dedikten sonra elindeki bardaklardan birini aldım, vücudumla birlikte odak noktamı da tekrardan önüme çevirdim. Bir yandan elimdeki bardağa bakıyordum, içinde maden suyundan başka bir şey yoktu.

Benim burada olduğumu bildiği için mi iki tane getirmişti yoksa davetsiz misafir konumuna mı düşmüştüm kestiremiyordum.

"Sesin çok güzel, Tinnasit. İlk defa duyuyorum." dediğinde gözlerimi koyu kahve irislerine çevirdim, gülümsedim utanarak. İltifat almaya alışık değildim ve nasıl karşılık verilirdi bilmiyordum.
"Sizin de öyle."

"Yani şarkıcıyım aslında." dediğinde gözlerimi devirdim, iki elimle sardım soğuk bardağı. "Siz niye buradasınız, Bay Jeff?"

"Odada sıkıldım ve terasta havuz varmış, onun için terasa çıktım." dediğinde kaşlarım yavaşça havaya kalktı. Rüzgar yavaş da olsa etkiliydi ve şu an havuza girmeye kalkışırsa hasta olabilirdi.

Bir de hastalığıyla uğraşasım hiç yoktu vallahi.

"Rüzgar çok esiyor, şimdi yüzerseniz hasta olabilirsiniz. Tabii, karışmak ne haddime de." Benim bunları dediğim sırada elindeki bardağı yere koyup sol elini koluma değdirdi, yavaşça yaranın etrafında baş parmağını gezdirdikten sonra gözleri tekrar benim gözlerimi buldu.

"Kolun... Ben sana "Beni koruma." dedim, "Elinden gelenin en iyisi yap." demedim Isarapongporn." dedikten sonra yavaşça sıcak elini yarama bastırdı. Az önce dediğim şeyi duymak istemediği barizdi, üstelemedim.
"Üzgünüm, dikkate alacağım."

Yüzüne bakmama fırsat bile vermeden şezlongtan kalkmasıyla gözlerimin yukarı doğru onu takip etmesi bir oldu, üstündeki siyah gömleği hızlıca çıkartıp yanımdaki şezlonga attıktan sonra saçlarını karıştırdı, bana döndü.

"Sen daha burdaysan birlikte ineriz odalara." dedi yüzünde hoşnut bir gülümsemeyle. Yutkundum, hızlıca kafamı aşağı yukarı salladıktan sonra gözlerimi havuza doğru hareket eden vücudunda gezdirmeye başladım.

Ay'ın ışığının vuruşuyla vücudunun hatları parlıyor, ifadesi bulanıklaşırken bir anda sesiyle bütünleşerek tekrar anlam kazanıyor, kesinliğe ulaşıyordu.

Havuza girmesiyle gözlerimi ondan ayırıp önüme döndüm, gökyüzüne bakmaya devam etmeye başladım. Elimdeki maden suyundan ufak bir yudum aldım, yere koyduktan sonra yutkundum.

Şimdi oluşan sessizliğe bu sefer ben de bir şey yapamıyordum.

Oturdum bir süre, gökyüzünü izledim. Arada rüzgarın hışırtısına iç çekişlerim de dahil oluyordu, bazen de gözlerimi kapatıyordum. Uyuyacak gibi olduğumda hemen açmamla birlikte yatma pozisyonundan da kalkıp etrafa bakmaya devam ediyordum.

"Tinnasit?"

"Evet?" Dedim biraz bağırarak anında, odak noktamı arkamdaki havuzun içinden bana seslenen Bay Jeff'e döndürdüm.

Gözlerini kendisinden biraz uzakta kalan bana dikmiş, havuzun bir kenarına tüm vücudunu yaslamış duruyordu.

"Havlu olacak yanındaki şezlongta, onu verebilecek misin?" Dediğinde yanımdaki şezlonga baktım, beyaz havluyu elime aldıktan sonra havuzun kenarına doğru ilerlemeye başladım.

"Tabii."

Yerler ıslak olduğundan oldukça kaygandı, etrafın da çok aydınlık olduğu söylenemezdi. Tedbirlice adımlarımı hızlandırdım.

Yavaş yavaş havuzdan çıkan Bay Jeff'in yanına gitmeye çalışırken attığım büyük adımla dengemi koruyamadım, elimdeki havluyu havuza düşmemesi için sıkıca tutup gözlerimi kapattım.

Ama beklediğim gibi ıslak yerle buluşmadım, belimi saran sıcaklığı hissetmemle birlikte vücuduma yakın bir nefes vardı şimdi. Gözlerimi açmadım, nefesimi tuttum.
"Dikkat etsene."

CK ও jeffbarcodeWhere stories live. Discover now