Bölüm 3

40 8 4
                                    

Dersteydik ve ben çok sıkılmıştım fakat ders Snape'in olduğu için hiçbir şey yapamıyordum. "Pişt, Draco!" Dedim sessizce ön sıramda oturan Draco'yu dürterek. "Efendim?"

"Ben çok sıkıldım." Hafifçe bana döndü. "Planı biliyorsun güzelim." Sinsice gülümsedim ve elimi kaldırdım. "Profesör Snape."

"Efendim Bayan Severus?" 

"Tuvalete gidebilir miyim?" 

"Gidin." Gözlerimi Draco'ya çevirdim ve sıra sende der gibi kafamı hareket ettirdim. Ben dersten çıkıp bahçeye geçtim birkaç dakika sonrada Draco geldi. "Bu sefer nasıl atıldın dersten?" Dedim merakla.

"Biraz zor oldu, eğer bir Gryffindor'lu olsaydım daha kolay olabilirdi."

"Evet, Slytherin'lilere karşı daha ayrıcalıklı. Neyse bir el oyun oynamaya ne dersin?"

"Yenilmeye hazır ol güzelim." 

"Fazla iddialısın." Telefonlarımızı açtık ve ders bittene kadar sınıfa geri dönmedik.

                                                ● ● ●

"Siz çok şerefsizsiniz, beni yalnız bırakıp bahçede oyun oynuyorsunuz." 

"Sen gelmezdin ki Lucas."

"Evet, gelmezdim ama en azından sorsaydınız." Gözlerimi devirdim. "Ben gidiyorum." 

"Bende geliyorum." Dedi Draco. 

"Gelmeyeceğine eminim ama sen?" 

"Gelmeyeceğim." 

"Klasik Lucas."

Draco ile koridorda gezinirken altın üçlüye denk geldik. Harry yine bana garip garip bakıyordu bu çocuk niye bana bakıyor sürekli? Bu işte bir gariplik var çünkü gözlerinde nefretten arındırılmış bir duygu var ama hangi duygu olduğunu kestiremiyorum. "Hayırdır Potter?"

"Ne hayırdır Diana?"

"Niye öyle tip tip bakıyorsun?"

"Senden kurtulma planları yapıyordum."

"Sen harbi salaksın Potter." Dil çıkardım ve Draco'nun koluna girip yürümeye devam ettim. "Hey Diana!" Arkama dönmedim. "Ne var?" 

"Baksana bi' sana sürprizim var." Ne? Draco'ya baktım kaşlarını çatmıştı. Yavaşça arkama döndüm Harry'nin elinde peluş bir tavşan vardı. "Bu senin için." Yanıma geldi ben hâlâ Draco'nun kolundan çıkmamıştım. "Ne saçmalıyorsun Potter?" 

"Sadece bir hediye bu kadar şaşırma Diana." Draco'nun kolundan çıktım ve tavşanı aldım Draco'nun kaşları daha da çatılmıştı bu sefer Harry'e değil direkt bana bakıyordu. "Evet, sadece bir hediye ama senden olması garip." Gülümsedi. İlk defa bana içten gülümsemişti ve bunu fark eden bir tek ben değildim...

Draco elimdeki tavşanı aldı ve Harry'e fırlattı. "Senin hediyene ihtiyacı yok." Beni belimden sardı ve yürümeye başladı. Harry'e dönüp baktım yüzü asılmıştı ve tavşana bakıyordu. 

"Draco bunu neden yaptın?" Dedim gri gözlerine bakarak. "Sence Diana? Sence neden yaptım? Potter'a güvenemezsin."

"Sadece bir peluştu en fazla ne olabilirdi ki?" Draco durdu ve bütün bedenini bana çevirdi. "Sen şu an Potter'ı mı savunuyorsun?" 

"Saçmalama Draco." Yürümeye devam ettim o ise arkada kaldı. Odama gittim ve yatağa uzandım içimde garip bir his vardı. Telefonum bir anda titredi Draco mesaj atmıştı büyük ihtimal telefonu elime aldığımda mesajın bilinmeyen bir numaradan geldiğini gördüm.

{Alevlerin Uyumu}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin