Bölüm 8

37 7 9
                                    

İçkileri açıp televizyonun önüne geçtik. "Korku filmi izliyelim." Dedim Draco olumlu anlamda başını salladı. Filmin ortasına doğru önümü bile göremeyecek kadar sarhoş olmuştum. "Draco..." Dedim zar zor. "Sızdın mı?" 

"Hayır, sarhoş bile değilim." Şaşkınlıkla ona döndüm. "Hadi lan ordan! Üç şişe içtin elbette sarhoşsun!" Şişeyi tekrardan kafama diktim. "Maalesef değilim." Biten şişeyi bir köşeye atıp yenisi aldım. "Bunlardan hangisi en ağırı?" 

"Şu," Draco'nun gösterdiğinden iki tane alıp ona uzattım. "Bunların hepsini iç sarhoş olmazsan sana para vereceğim." Draco sinsice gülümsedi. "Paranı istemiyorum." Kaşlarımı çattım. "Ne istiyorsun?" İki şişeyide aldı. "Bir hafta boyunca ben ne istersem onu yapacaksın." En fazla ne isteyebilirdi ki? "Kabul." Draco ikisini de arka arkaya içti ve bir süre bekledik. "Hâlâ aklım başımda." 

"Ama nasıl?" Draco gülümseyerek ayağa kalktı. "Ödülümü daha sonra kulanacağım şimdi yatmaya gideceğim sen de daha fazla içme." Başımı salladım ve arkasından el salladım. Tabii ki onu dinlemeyecektim Draco'nun içtiğinden bir tane aldım ve kafama diktim. "Bu gerçekten sertmiş." Filmi izlemeye devam ettim.

                                           ● ● ●

Sabah heryerim ağrıyarak kalktım koltukta sızmıştım. Yine kahvaltı saatini kaçımıştım ve yine masamın üzerinde beni bekleyen bir tepsi vardı zar zor ayağa kalkıp masaya geçtim. Notu elime aldım.

'Sana çok içme demiştim ama benim inatçı sevgilim beni dinlemedi değil mi? Her neyse, akşam bir balo varmış bana katılmak ister misin? Sen hazırlan ben odaya gelince seni alacağım♡♡♡'

Balo mu? Şimdi ben ne giyineceğim? Kahvaltımı yaptıktan sonra ayağa kalktım ve dolabıma yöneldim. 

Akşam olmuştu bile yatakta oturmuş Draco'nun gelmesini bekliyordum üstümde askılı, siyah,bedenimi tamamen saran mini bir elbise vardı altına ince, yüksek bir topuklu giyinmiştim saçlarımı açık bırakıp hafif bir makyaj yapmıştım. 

Telefonumla uğraşırken kapı çaldı ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda duran Draco'yu görmemle donmam bir olmuştu çok yakışıklı olmuştu bedenini hafif saran siyah bir gömlek, gömleğine kıyasla daha açık renkli siyah bir pantolon giyinmişti ve saçlarını özenle taramıştı.

"Çok yakışıklı olmuşsun."

"Çok güzel olmuşsun." 

Dedik aynı anda, birbirimize bakıp gülmeye başladık. Draco kolunu bana uzattı. "Gitmeye hazır mısın?" Başımı salladım ve çantamı alıp koluna girdim. 

Balo salonuna girerken tüm gözler bize çevrilmişti. "Sevgilim bu denli ilgi çekerken nasıl eğleneceğim ben?" Dedi Draco bana bakarken. "Aynı şey benim içinde geçerli." Dedim etrafa bakınırken. Lucas beni görür görmez yanıma ışınlanmıştı. "Çok güzel olmuşsun kızım." Dedi beni kendi etrafımda döndürürken. "Sende hiç fena olmamışsın." Bir masaya geçtik ve sohbet etmeye başladık. Bir anda değişen şarkı ile etrafıma bakınırken iki el onlarla dans etmem için bana uzandı. "Bu dansı bana lütfeder misiniz Leydim?" Dedi Draco hayranlıkla bakarken.

"Dans edelim mi?" Dedi Harry sevgiden uzak sadece arzular bakışlarıyla.

 Bir tarafta Draco bir tarafta Harry vardı kimi seçeceğim çok açık ve netti, Draco'nun elini tuttup ayağa kalktım. Harry'nin  hayalkırıklığı yüzüne vururken yanımızdan ayrıldı. Draco elini belime doladı bende boşta kalan elimi omuzuna koydum, bedenlerimizi müziğin ritmine bıraktık. Draco gözlerini ayırmadan uzun uzun bana bakıyordu başımı omuzuna koydum ve kokusunu içime çektim.

"Hayatımın en iyi zamanlarını yaşıyorum seninle." Gülümsedim ve kafamı kaldırdım. "Bende öyle, ilk ve son aşkım olmandan çok mutluyum." Draco saçlarıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra alınını alınma dayadı. 

Şarkı bittikten sonra ikizimde masamıza geri döndük. Lucas yine bir yerlere kaybolmuştu ortalıklarda görünmüyordu. 

Draco bir anda yanıma gelip belimi kavrayıp beni kendine çekti. "Draco, ne yapıyorsun?" Bana bakmıyordu gözlerini birine dikmişti. "Draco?" Bende odaklandığı yere baktım Harry bana bakıyordu. Draco belimi daha sert kavradı ve yürümeye başladı bende mecburen onu takip ettim. "Naber Potter." Dedi tıslar gibi. "İyidir Draco. Senden naber?" İkiside birbirine nefret dolu bakıyordu, bu nefretin altında kalacak ben olacakmışım gibi hissediyordum. "Sen öyle dik dik sevgilime bakarken pek iyi olduğum söylenemez." 

"Sevgilin mi?" Draco kaşlarını çattı. "Evet, sevgilim. Ne o, yoksa gül gibi kızı kaçırdım diye üzüldün mü?" Dedi sinsice gülümserken. Harry çekip giderken Draco'ya döndüm. "Sen işini biliyorsun." 

Draco elini belimden çekmeden masamıza doğru yürümeye başladı. "Konu sen oldun mu her şeyi bilirim ben." Dedi gülerek. 


Lucas ve Draco piste dans ediyordu bense masada tek kalmış verilen sanpanyamı yudumluyordum. 

"Selam." Harry yanıma gelip oturmuştu. "Git burdan." Dememe rağmen hâlâ yanımdaydı. "Sadece özür dilemek istemiştim."

"Oh, ne hoş. Her boku ye sonra özür dilerim deyip sıyrıl yok öyle şey Potter." Tüm bedenimi ona çevirdim. "Öyle kolay kolay kurtulamazsın Potter, bir kere benim düşmanım oldun cehennemi yaşamadan rahat edemezsin." Harry yanıma yanaştı. "Ya, rahat etmek istemiyorsam?" Geriye çekildim. "Seni istiyorsam." Saçımı okşamaya başladı. Yüzüne sert bir tokat atıp ayağa kalktım ve bardağımdaki tüm şanpanyayı yüzüne boşaltım. "Şerefsiz herif!" Dedim bağırarak Harry'de ayağa kalktığı sırada Draco sinirle yanımıza geldi. "Ne oluyor burada?" Kavga etmemesi gerekiyordu en azından bugün. Draco'yu kolundan tuttup salondan çıkardım ve bizim odamıza götürdüm.

"Diana, onun sana ne dediğini duydum!" Bende en az onun kadar sinirliydim. "Ağh, o Potter'ı öldürmek istiyorum ama şu an sakin olmalısın!" Draco ellerini saçlarına geçirdi. "Hah, seni istiyormuş! Sen kimsin oğlum benim sevgilimi arzuluyorsun!" Sakinleşmek için derin bir nefes aldığım sırada Draco duvara yaslandı. "Kimse benim kadar arzulayamaz onu..." diye mırıldandı bir anda. Yanaklarım kızarırken Draco yine sinirlerine yenik düştü. "Oruspu çocuğu! Çok pis elimde kalıcak!" Draco'nun gözleri kapıya kaydığı sırada ben ne yapacağını önceden tahmin etmiştim bile. Tam yaslandığı duvardan ayrılacakken ellerimi iki yanına koyarak onu duvarla arama aldım. "Sakın Draco, sakın yapayım deme." Draco şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Siktir et şerefsizi, şimdi sakinleş ve üstünü değiştir." Geri çekildim sırada Draco'da derin bir nefes aldı sakinleşmek için.




  Umarım beğenmişsinizdir.



{Alevlerin Uyumu}Où les histoires vivent. Découvrez maintenant