Bölüm 6

29 6 0
                                    

Ron'u takip etmeye karar verdim. Ortak salona kadar tek kelime etmedik ama Ron'nun suratında aptal bir sırıtış vardı. 

Bir şeyler ters gidiyor. İçimde kötü bir his var...

Ortak salona girdiğimizde herkesin bir yerde toplandığını gördüm. "Neler oluyor?"

"Harry'nin sana yeni hediyesi. Gel ve gör." Merakla duvarda asılı olan şeye doğru yaklaştım. "Merlinin sakalı buda ne!?" Bir pano ve panonun içinde bana ait olmayan resimler vardı. Bir resimde sınav kağıdımı değiştiriyordum ve yanımda babam vardı buna izin veriyordu, diyer yanda babam başkalarına kızıyordu bir şeyden dolayı ama suçlu olan bendim. Yani tüm resimler babamın beni kayırdığını gösteriyordu ama bunların hiçbiri olmamıştı. "Hoşgeldin Diana." Harry iki elini açmış bana gülümsüyordu. "Hediyemi beğendin mi?" Etraftan yayılan fısıltılar beni daha da sinirlendiriyordu. "Senin kadar aşağılık biri daha tanımadım!"

"Şimdi suçlu ben mi oluyorum," eline panodan bir resim aldı. "Bunları yapan senken?" Ellerim yumruk olurken başımı dikleştirdim. "Hepimiz biliyoruz Diana! Sen babanı kullanıyorsun!" Dedi biri kalabalıktan. Başımı bir milim bile indirmiyordum. "Kapa çeneni piç herif!" Omuzumda hissettiğim eller gözlerimin dolmasına sebep oldu. Draco benim yerime insanlara cevap verirken -daha doğrusu insanlara küfürler savururken- Lucas ise beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Potter!" Dedim bir anda. Herkes sustu ve bana döndü birkaç adımda Harry'nin yanına vardım. Sert bir yumruğu yüzüne geçirdim tam düşecekken onu yakasından tuttum birkez daha vuracaktım ama o an bir şey oldu. Önce pano yeşil bir alev aldı ardından Harry...

Herkes çığlıklar eşliğinde kaçışırken ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmiyordum sonra durdum ve derin bir nefes aldım bir anda başlayan yangın sönmüştü. "Diana! Gel buraya." Draco kolumdan tuttup beni Harry'den uzaklaştırdı. Neler oluyordu neden bir anda alev aldı her şey? Harry'de hiçbir şey yoktu fakat pano kül olmuştu. "Sen bir canavarsın!" Dedi biri kalabalığın arasından. Draco beni çekiştire çekiştire ortak salondan çıkardı. "Hayır ben canavar değilim..."

                                               ● ● ● 

Babamın yanına geldik ve her şeyi ona anlattık. "Yüzükten çıkmış olabilir mi?" Dedim ama Draco başını iki yana salladı. "O an aktif değildi." Gözlerim ellerime kaydı. "Asamda yoktu..." 

"Sadece en güçlü büyücüler elleriyle büyü yapabilir ve tatlım, sen onlardan birisin. Bana benzemediğin için seninle gurur duyuyorum..." Herkes beni canavar sanıyordu ama ben canavar değildim, ben sadece onlardan daha güçlüydüm. 

Sen bir canavarsın!

Babanı kullanıyorsun!

Suçlusun sen!

Bir anda ayağa kalktım. "Ben kararımı verdim." Hepsi bana bakıyordu. "Lord Voldemort'tan eğitim alacağım." Draco şaşkınlıkla ayağa kalktı. "Diana, sen delirdin mi?" Ben kararımı vermiştim bir kere. "Draco, sence başka bir seçeneğimiz mi var?" 

"Bunu yapamazsın..." Sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadı. "Sen bu kadar kötü değilsin."

"Ben bu kadar kötüyüm."

Lucas ve babam odadan çıktı. "Diana, lütfen bunu yapma." Derin bir nefes aldım ve geri yerime oturdum. "Bu konu burada kapandı ben kararımı verdim." Draco yanıma oturdu. "Sen canavar olamayacak kadar masumsun." Ellerimi tuttu. "Kendine fazla yükleniyorsun." Ellerime değen elleri kalbimin daha hızlı atmasına neden oluyordu. Gri gözleri yüzümde dolaşıyordu nefes alamıyor gibiydim. "Draco, bir şey soracağım." Dikkatle beni dinlemeye başladı. "Tenin tenime değince heyecanlanıyor, gözlerine bakınca nefesim kesiliyor bana ne oluyor?"

Draco'nun yüzüne önce şaşkınlık ardından sarhoş bir mutluluk yayıldı. "Sen âşık olmuşsun..."

"Ne? Âşık mı?"

"Evet," Ben âşık olmuşum...BEN ÂŞIK OLMUŞUM HEMDE DRACO'YA! "Yani, ben şimdi sana mı?"

Draco gülerek başını eğdi. "Bunu duymak için yıllardır bekliyorum." Şaşırma sırası bendeydi. "Sende bana-" Ellerimi bırakmadan diz çöktü. "Ben sana yıllardır âşığım, seninle ilk gözgöze geldiğimizden beri bu kalp senin için çarpıyor."

 Bedenim heyecandan titremeye başlamıştı Draco'nun ellerinde olan ellerim gitgide ısındı ısındı ve yeniden alev aldı ama Draco ellerini çekmedi hiçbir şey hissetmiyor gibiydi. "Draco ellerimiz yanıyor..." 

"Umrumda değil. Senden duymayı beklediğim tek bir şey var."

"Draco Lucius Malfoy, ben sana âşık oldum..." Draco'nun da bedeni titremeye başladı, gözleri parıldadı ve bir anda yeni bir alev ortaya çıktı. Yeşil ve siyah alev avuçlarımızın içinde dans ederken biz sadece birbirimize bakıyorduk. "Tek hayalim gerçek oldu." Dedi Draco. Alevler daha da harlandı ve tüm bedenimizi sardı ama ikimizde bir şey hissetmiyorduk. Draco ayağa kalktı ve benide kaldırdı bedenlerimiz birbirini sararken alavlerde birbirine karışmıştı. Draco'nun kollarında olmak bana hiç hissetmediğim âşkı hissettirdi ve bu duygu çok güzeldi...

{Alevlerin Uyumu}Where stories live. Discover now