Bölüm 7

46 8 35
                                    

Dumbledore beni odasına çağırmıştı şuna emindim  artık gücümün oda farkındaydı. "Buyrun Bayan Severus." İçeri geçtim ve koltuklardan birine oturdum. "Olanları duymuşsunuz." Dedim gözlerimi devirerek. "Evet, duydum." Bacak bacak üstüne attım. (Aa, Dambıl abimizin önünde ayıp ayıp!)

"O zaman neden Potter değil de ben buradayım?" Ellerimi iki yana açtım ve etrafı inceledim. "Çünkü sizinle konuşmam gerek." Bıkkın bir nefes verdim. "Üzgünüm efendim ama ben konuşmak istemiyorum." Ayağa kalktım ve odadan çıktım. Odama döndüm fakat odada bir farklılık vardı acaba yanlış odaya mı geldim diye merak edip geri çıktım. Yoo, bu oda benim odamdı ama Lucas'ın eşyaları değişmişti. 

"Sonunda geldin sevgilim." Arkamda duyduğum erkek sesi ve boynumda hissettiğim nefesle irkildim. "Draco?" Hafifçe güldüğü sırada ben arkamı döndüm. "Ne işin var burada?" 

"Artık burası benim de odam." 

"Ama nasıl?"

"Biliyorsun ki ben tek kalıyordum ve abine odaları değiştirmeyi teklif ettim oda seve seve kabul etti." 

"Yani satıldım." Kollarımı birbirine doladım ve yatağa oturdum. "Öyle düşünme, eğer bizim sevgili olduğumuzu bilseydi asla odaları değiştirmezdi." 

"Eh, neyse en azından artık sıkılmayacağım." Draco gülümsedi ve yanıma oturdu. "Dumbledore seni niye çağırmış?" 

"Sence?"

"Ne konuştunuz?"

"O bir şeyler konuşmak istedi ama ben izin vermeden çıktım." Ayağa kalktım ve Draco'nun elini tuttum. "Şu alevleri istediğimiz zaman kullanabiliyor muyuz yada ikimizin alevi birleşince daha mı güçlü oluyor?" Dedim merakla. "Bilmem? Hadi deneyelim." Başımı salladım ve gözlemi kapadım elini sıktım. Ellerimin ısındığını hissedince Draco'ya seslendim. "Sende hissediyor musun?"

 "Evet." Gözlerimi açtım ve bana bakan Draco'ya baktım. Derin bir nefes aldım alev yavaş yavaş ortaya çıkarken koyu yeşil olmaya başladı Draco'da alevini kontrol etmeye çalışıyordu.

Sen canavarsın!

Kaşlarım çatılırken yeşil alev harlandı ve tüm odayı sardı Draco siyah alevini söndürdü ve elimi sıktı. "Sakin ol güzelim." 

Babanı kullanıyorsun!

Alevler daha ne kadar harlanabilir bilmiyorum ama biraz daha devam edersem Hogwarst diye bir şey kalmayacak. Draco elimi bıraktı ve ayağa kalktı. "Diana, sakin olmalısın! Alevleri kontrol etmeye çalış." Yüzümü ellerinin arasına aldı. "Yapamıyorum!"

Gözgöze geldiğimizden beri bu kalp senin için çarpıyor.

Alevler yavaş yavaş küçülmeye başladı. "Her ne yapıyorsan, yapmaya devam et işe yarıyor." Gözlerimi sıkıca yumdum.

Yıllardır sana âşığım.

"Az bir şey kaldı! Yap şunu!" Draco'nun yüzümde olan ellerini tuttum. "Bana güzel bir şeyler söyle! Seni düşündüğümde sönüyor alevler." 

"Sana deliler gibi âşığım Diana! Seni göremediğim her an ölüyorum!" Gözlerimi araladım alevler sönmek üzereydi.

Snape baban olmasaydı eziğin teki olurdun Diana, şu an çevrende olan herkes ya korkudan ya da çıkarları olduğu için senin yanında hatta Malfoy bile.

Düşüncelerimi susturamıyordum. "Diana, at aklından kötü düşünceleri bak neredeyse sona geldik şimdi en başa dönmeyelim." 

"Olmuyor!" Draco bir anda beni kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Odadaki yeşil renk gitgide azaldı ve yok oldu havaya kalkan saçlarım yeniden aşağı inerken Draco beni öpmeye devam ediyordu. Bende gözlerimi kapatıp ona eşlik ettim üst dudağımı emmeye başlayınca onun kadar bilgili olmadığımı fark ettim. Dili dudaklarımda geziniyordu ben ise bir şekilde ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Nefessiz kalınca geri çekildim ve derin derin nefes aldım. "Bir daha bunu denemeyelim!" Dedim. "Aslında, böyle her alevleri kontrol edemediğinde seni öpeceksem günde üç kez denemeliyiz." Gülerek başımı iki yana salladım. "Kes sesini." 

                                                ● ● ●

Sabah kalktığımda kahvaltıyı çoktan kaçırdığımı fark ettim Draco'da odada yoktu. Yataktan kalktım ve odada gezinmeye başladım sonra çalışma masamın üstündeki tepsiyi ve notu gördüm. Sandalyeye oturduktan sonra notu aldım ve okudum.

'Bugün derslere gelme ve dinlen sevgilim <3'

Yüzüme aptal bir sırıtış yayılırken yemeğimi yemeye başladım. 

Tüm gün odada kalmıştım canım çok sıkılmıştı. "Sevgilim! Ben geldim." Draco içeri elindeki poşetlerle gelince yataktan kalkıp yanına gittim. "Bunlar ne?" 

"Biraz kafamızı dağıtmamız lazım diye düşünüyordum."

"İyi düşünmüşsün." Poşetteki içkileri çıkarıp masaya koydum. "Adımı unutacak kadar sarhoş olmak istiyorum." 

"Beni unutmada." Gülümsedim. "Seni unutmak mümkün mü sarı angut." Draco'da gülümsedi ve dudağıma ufak bir öpücük kondurdu. "Hadi, şunları hazırlayıp beyinlerimizi uyuşturalım." 



{Alevlerin Uyumu}Where stories live. Discover now