otuz

3.2K 180 55
                                    

Poyraz Ekinci~

"Ay bu hayat niye beni yoruyor ha? Ne demek mankenler eksik? Ne demek son dakika farkettim? Ay siz beni gerçekten öldürmek mi istiyorsunuz?" diye bağırarak ortalıkta dolaşan Furkan'la, Yakup'un yanına ilerledim.

"Ne oluyor? Sorun ne?"

Eliyle çenesini sıvazlayıp büyükçe bir soluk bıraktı. Halinden bıktığı anlaşılıyordu. "Bunaldım, hiçbir şey tam değil. Furkan zaten bağırıp duruyor. Adamı üzerimize salacağına kendin burada durmaya ne dersin kardeşim?"

Kısıkça bir kahkaha atıp omzunu sıvazladım. "Eminim sen daha iyi başa çıkarsın. Ben Hale'ye gideceğim. Gülseren teyze yemeğe çağırdı. Fırsat bu fırsat. Hale'nin gönlünü almam lazım."

"Barışmadınız mı siz hala? Geçen gül gönderiyordun, kutular falan. Affetmedi mi seni?"

Sırıtıp çenemi kaşıdım. "Henüz değil ama yakındır. Siz ne yaptınız? Pınar'la konuştunuz mu?"

Ofladı. "Yok be kardeşim ne konuşacağız sanki? Başkasını seviyorum yanımda seni görsün istemiyorum demişti en son konuşmak istediğimde. Bende artık akışına bıraktım. Artık bir adım ondan gelmeli."

"Umarım halledersiniz aranızdaki sorunu. Bir şey olursa ararsın. Eve geçeceğim önce ben. Görüşürüz," diyerek vedalaşıp ayrıldım yanından.

Asansörden sonra şirketten ayrılıp karşımda beliren Gökhan "Bir yere mi geçiyorsunuz Poyraz Bey?" diyerek arkamdan beni takip etti.

Arabaya yerleşip "İlk önce eve geçelim Gökhan. Sonrasında sen çıkabilirsin. Ben Hale'ye geçeceğim," diyerek kemerimi bağladım.

Anlayışla kafasını sallayıp arabayı eve sürdü. Gözümle saati takip ettiğim dakikaların ardından arabayı evin önüne park etti. Anahtarları bana teslim ederken "Başka bir arzunuz var mı benden?" diye sormayı ihmal etmedi.

"Sağol Gökhan. Yarın görüşürüz."

Eve girerken ısrarla çalan telefonumla aramayı cevapladım. Açar açmaz "Sen nerdesin? Bana haber vermeden nereye kayboldun sen? Hiçbir şey tam değil. Siz beni toptan çıldırtmak mı istiyorsunuz?" diye bağıran Furkan'la telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

"Ne derdin varsa Yakup orada. Git ona söylesene. Benden ne istiyorsun?"

"İyi bende ona diyeyim o zaman," diyen uysal sesiyle değişen ruh haline göz devirdim.

"Kapatıyorum işim var benim. Ciddi bir şey olmadığı müddetçe arama beni Furkan."

Enerjimi toplayabilmek için güzelimi görmem gerekiyordu.

...

"Şengül Hanım siz ne dediğinizin farkında mısınız? Benim karışmam doğru değil. Poyraz bunu yapmamız istemez ve affetmez beni," derken telefonu suratına kapatmamak için kendimle savaşıyordum.

"Seni anlıyorum hayatım ama bunu yapabilecek tek kişi sensin. Poyraz seni dinler. Lütfen dene en azından. Olmaz mı?"

"Olmaz tabi ki. Sizin barışmanızı bende isterim ama benim yapabileceğim bir şey yok. Ona zaman verin. Daha çok taze her şey," diyerek sinirle söylendim.

İSTANBUL BEYEFENDİSİ | Yarı Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin