GİTMEZ SANMIŞTIM...

1.2K 57 5
                                    


Karanlık, dalga geçiyor insanlarla. Acılarıyla, hüzünleriyle dalga geçiyor. Güneş her battığında hatırlatıyor, öyle bir hissettiyor ki kendini karanlık, neye uğradığını şaşırıyor insan.

Gece, dalga geçiyor insanlarla. Tüm enerjilerini alıyor ellerinden. Uyumaktan başka yapacak bir şeyimiz yokken uyutmuyor inadına. Emdiği enerjiyi vermiyor geri ve sen her defasında debeleniyorsun. Ağır geliyor bazen. Unuttum sandıkların su yüzüne çıkınca için kararıyor ve ben günlerdir bu suyun içinde boğuluyorum..
Kendi yansımanı gördüğün her yerden nefret ediyorsun; en çokta kendinden... kimse zarar vermesin diye uğraşırken zarar verenlerin içine içine gidiyorsun.. Kör oluyorsun..
Huzursuzluk ağlatıyor insanı.. yaşlar olağanca gücüyle gözlerine hücum ettiğinde anlıyorsun çaresizligini. Akmasınlar diye çabalıyorsun ama nafile... seni güçsüz hissettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bitmiş hissediyorsun; bitmiş ve berbat. Sen o odanın karanlığında kaybolurken göz yaşların canını yakıyor.. söylenen her bir kelime için bir yaş düşüyor sanki. Her yaş başka bir yara açıyor.. bunca zamandır olanları sineye çektiğin için kızıyorsun kendine ama değişen hiçbir şey yok...
Her şeyden önemlisi o "biri" senin için her şey demek olmuşken duyduğu şeyle bir anda gidiyor yanınından, yalnız kalıyorsun.. Karanlık daha da hissettiriyor bu yalnızlığı.. savunmasız kalıyor insan. Sudan çıkmış balığa dönüyor bir anda. Hayrete düşüyor. Acıların sebebi olan kişiyi öldürmek istiyorsun ama yaparsan daha çok canın yanar biliyorsun..

2 GÜN ÖNCE:
Yiğit, ben ve güllerim oturduğumuz yerden kalkmış arabaya doğru yürürken bir araç tam önümüzde durdu. İçinden inen isimler nefesimi keserken olduğum yerde kaldım. Burak ve Cem hızla bize doğru yürürken cem daha çok Burak'ın sakinleşmesini ister bir halde. Burak gelip bir anda Yiğit'e yumruk attığında istemsizce ufak bir çığlık çıktı dudaklarımın arasından. Cem anında Burak'ı tuttuğunda Yiğit yediği yumruğun vermiş olduğu sinirle Burak'ın üzerine atıldı. 'Derdin ne lan şerefsiz.' diyerek yakasından tutup sarsmaya başladı. Burak ise önce bana sonra elimdeki güllere baktı 'Helin bir demet güle tav olmuşsun ne hoş!' iğneleyici ses tonu canımı sıkarken Yiğit iyice sinirlenerek 'Muhattap olacağın kişi benim. Helin değil!' Diye bağırdı. Cem araya girip 'Abi bir durun sakin olun allah aşkına.' gibi şeyler söyleyerek onları sakinleştirmeye çalışsada başarılı olamadı. 'Cevap ver piç derdin ne?' Diye bağıran Yiğitle tekrar dikkatimi ikisine verdim. Burak pis pis sırıtarak Yiğit'e bakmayı sürdürdü 'İlişkiniz bu kadar uzadığına göre henüz istediğin şeyi alamamışsın be Yiğit. Oysa Helin beni fazla bekletmemişti.' bu duyduğum şeyler içimde yatan öküzleri tepindirirken ağzımı açıp edecek tek bir kelime bile bulamadım. 'Söylediğin şeylere dikkat et. Sevgili arkadaşının yediği boklardan konuşmak istemiyorum!' Diyerek tuttuğu yakayı bırakan Yiğit göz ucuyla bana baktı ve ben bakışlarında ne gizlediğini anlayamıyorum. 'Hahah birde o var bak! Üveyde olsa kardeşinin zorla sahip olduğu kızla çıkıyorsun.' Diye bağıran Burak ile tüm gözler üzerimize toplanırken yerin dibine girmek istedim. 'Ve unutmadan benimde! Ama benimki zorla değildi Yiğit anlarsın ya!' diyip göz kırpması o gözü oyma isteği uyandırdı içimde. Bunu nasıl yapabilirdi nasıl bu şekilde konuşabilirdi. 'Burak kes artık!' diye bağırıp Burak'ı arabaya bindirmeye çalışan Cem'e Yiğit seslenerek durdurdu. 'Bırak Cem bırak. Daha ne saçmalayacak merak ediyorum. Biraz daha saçmalasın ki iyice öfkelenebileyim.!' Burak itici bir kahkaha attı 'Hadi ama Yiğit sen olanları duymamış olamazsın değil mi? Bir ara tüm okul Helin ve beni konuşuyordu.' söylediği şeyler benim yaşadıklarımı ne kadar çabuk unuttuğumu kanıtlar nitelikteydi.. Yiğit bu lafın üzerine bakışlarını bana çevirdi 'Helin arabaya bin.' Sert bir ses kullanması gözlerimin dolmasına biraz daha yardım ederken hiçbir şey söylemeden hırsla arabaya doğru gittim ve sert bir şekilde kapıyı çarpıp oturdum. Camı biraz aralayıp ne konuştuklarını dinlemeye koyuldum. Yiğit 'Cem siktir git yoksa sende elimde kalacaksın.' dedikten sonra Burak'ın ağzını yüzünü dağıtma aşamasına geçti. Burak ona Yiğit Burak'a vurup durdu... benim ise göz yaşlarım firar etmeye başladığı sırada arabadan indim 'Cem aptal mısın ayırsana şunları!' Diye carladım. Bu ses tonu her ne kadar bana ait değil gibi çıksada bizzat benimdi. 'Sence beni takacak gibi mi görünüyorlar Helin?' Cevabını aldığımda iş başa düştü diyerek aralarına girdim bana da vuracak halleri yoktu herhalde. 'Sizin derdiniz ne? Yeter lütfen artık yeter!' Diye bağırmamla hareketleri son bulurken ifadesiz bir şekilde yüzüme bakmaya başladılar. 'Yeter dedim!' diye yineledigim anda göz yaşlarım tekrar gözlerimi terk etti... Yiğit o anda Burak'ın yakasını bıraktı 'Şimdi defol git bir daha da karşıma çıkma!' Diyerek itti ve benim yanıma gelip elimden tutarak arabaya götürdü. Hızla gaza basıp hiç konuşmaması nefes almamı daha da güç bir hale getirirken derin bir of çektim. 'İyi misin?' diyerek direksiyondaki elini tuttuğum sırada yüzüme bakmadan elini çekti. Bu şakaydı herhalde dimi? Sevgilim duyduğu şeylerden sonra benden vazgecti yani öyle mi? İyi misin diye sorması gereken oyken ben soruyorum ve karşılığı bu mu? Teşekkür ederim hayat!

HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin