6. Bölüm

92 7 5
                                    

Bölüm Şarkısı: Teoman~Paramparça
(Oy vermeyi unutmayın)
Diana'nın anlatımıyla...

Nerde kalmıştık heh işte böyle tanıştık. O gece okullarımızdan kaçıp diğer okullarla yarışma dışı buluştuğumuz için 2 kuralı çiğnemiştik.

Küçük şeytanın dediğine göre kamera yokmuş yani yakalanmamızın tek yolu hocaların bizi görmesiydi.

Birlikte otururken bir anda "Hadi bir söz verelim!" dedim. Blossom "Ne sözü?" diyince hemen "Okuldan mezun olmadan bütün kuralları çineyelim. Tek bir kural var birlikte yapacağız."

Küçük şeytan"Ben varım." dedi ardından Robert "Bende." dedi en sonda Blossom kalmıştı. "Siz varsınız bende varım." dedi. Ben serçe parmağımı uzattım ve onlarda uzattı o gece bir söz verdik.

Saat 3'e geliyordu hepimizin uykusu gelince dağıldık. Sadece geceleri görüşecektik.

Yatak odasına girip yatağıma uzandım ve bugünü düşündüm. Çok uykum gelmişti ama uyuyamıyordum. Garipti neyse.

Ben bunları düşünürken uykuya dalmışım. Gwen'in "HADİ UYANIN" demesi ile uyandım. Göz altım şişmişti. Gwen bunu görünce bana 'iyi misin?' der gibi baktı bende kafamı yukarı aşağı sallayıp iyi olduğumu gösterdim.

Saate baktığımda 8.00 olduğunu gördüm yemek yarım saat sonraydı. Hızlıca giyindim. "Çabuk olun kahvaltıya gecikicez." dedim.

Koşar adım salona girdik. Ve yemek yemeye başladık. O sırada gözlerim küçük şeytan ile kesişti. Yine bir bakışma yarışına girdik ve yine ben kazandım bu iki olmuştu.

Yüzümdeki dalga geçen sırıtmaya baktı. Ve gözlerini kaçırdı. O sırada gözlerim Blossom ve Robert'i aradı.

Ben etrafa bakarken birinin gözlerini üstümde hissettim. Bu küçük şeytan, Blossom veya Robert'in bakışı değildi. Kim olduğunu bulmak için etrafıma baktığımda ise beni izleğenin bir toprak çocuğu olduğunu gördüm.

Küçük şeytanın bakışları da bana bakan çocukla kesişti ve ona öldürücü bakışlar atmaya başladı.

Ben ise onlardan gözlerimi ayırıp. Tabağıma baktım. Yemek bitmek üzereydi. Ancak doyduğum için daha fazla yemedim.

Dönüp yanımda oturan Emma'ya ders için nereye gideceğimizi sorum. "Bilmiyorum" gibi bir bakış attı. Ders başladı ve yanımıza Will WATER geldi bize gideceğiniz yeri tarif edip gitti.

Dersi dışarda izleyeceğimizi anlayınca tebessüm ettim. Ancak ana bahçe dışında bir yere gidiyorduk. Bir kapıdan geçtikten sonra girdiğimiz yerde oklar ve kılıçlar vardı.

Yanımıza gelen hoca ile derse başladık. Hoca "Denemek için gönüllü biri var mı?" diyince kimse cevap vermedi ve 3 kişiyi seçti. İçlerinden biride bendim. Okçuluğu severdim. Benim için sorun değildi.

Oku alıp yaya geçirdim. Oku çekince yay gerildi göz kararı bir şekilde tutup okun nasıl gideceğini hesapladım. Ve azıcık sola yatırırsam okun hedefe on ikiden gireceğini düşündüm. Ve oku bıraktım. Ok hızla giderken ben hedefe bakıyordum. Ve düşündüğüm gibi oldu. Hedefe on ikiden girdi.

Hocanın hayranlık dolu bakışlarını üstümde hissettim ancak takmadım. Benden sonra iki kişi daha denedi ancak hedefin yakınına bile gelemedi.

Ardından hoca tek tek herkese denetti ve nasıl yapılması gerektiğini gösterdi. Ben ise etrafa bakıyordum. Taşlarla çevrili koca bir alandı. Hedefler, oklar ve yaylar. En önemlisi ise keskin kılıçlar.

Hoca diğerleri ile ilgilenirken ben ise kılıçları inceliyordum. Büyük ihtimalle demirdendi. İyi bir şekli vardı tutma kısmına deri tarzı birşey sarılmıştı.

Okçuluk dersi eğlenceliydi. Saatler akıp giderken. Dersler bitmişti. Herkes yemek salonuna doğru yürümeye başladı demektir ki yemek saati gelmişti.

Yemekte et vardı. Ete bayılırdım. Yemek bitince oldukça yorgundum. Ve küçük şeytanın beni izlediğini gördüm. Ağzımı hareket ettirip "Yorgunum" dedim.

O da bana ağzını oynatarak "İyi misin?" dedi "Evet" dedim. Ve kalkıp okula doğru yürümeye başladım. Odaya girince kendimi yatağa bıraktım. Kitabından kaldığım 438. Sayfayı açıp okumaya başladım. Kalın kitaplar getirmeye çalışmıştım.

Kitabın sonlarına doğru içimde bir şeylerin kırıldığını hissetim. Bu acı vericiydi. Kitabın son sayfasına geldiğimde ise gözlerimin dolduğunu fark ettim.

Ölmüştü. Kalbimde onunla birlikte ölmüştü. Kitabı yatağın diğer ucuna fırlatıp gözlerimi kapattım.

Uyumaya çalışmamaya çalışmama rağmen uyuya kalmıştım. Uyku beni sararken. Ona direnmeye çalışmadım. Yorganı omzuma kadar çekip uykuya daldım.

Saat kaç olmuştu hiçbir fikrim olmamasına rağmen dışarıdan gelen yüksek sesle yataktan fırlayıp kafamı tavana çarptım ah çok acımıştı. Bu gürültüyü yapanı elime geçticektim ancak takadim yoktu...

YouTube hayattanbikmisbiri11
Wattpad hayattanbikmisbiri11

Kalplerle görüşürüz <33333

4 ELEMENT OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin