Sadece 'Elemet' sahibi olanların girebildiği bir okul. Su güçlerine sahip olan Diana. Ateş güçlerine sahip olan Dylan. Hava güçlerine sahip olan Blossom. Toprak güçlerine sahip olan Robert. Bir gün okulda cinayete tanık olurlar. Katili bulup hayatta...
İyi okumalarr Oy vermeyi unutmayın. Dylan'ın anlatımıyla...
Gece 1'e geliyordu. Çıkmak tehlikeliydi ama Robert veya Blossom'un cebime koyduğu fotoğrafa bakmamak için dışarı çıkacaktım.
Bugün yeni yıldı. Yeni bir yıl gelmişti.
Eski yıl geride kalmıştı.
Ve bu soğukta garip bir şekilde sıcaklamıştım.
Dışarı çıktığımda beni her zamanki ağacın orada bekleyen Blossom, Robert ve Diana'yı gördüm.
Esnedim. Bu gün yorulmuştuk.
BU GÜNNN ÇOK YORULMUŞSANN HER YERDE ARAYIPPP YİNEDE BULAMAMIŞSANNN
Ağacın altına gidip yanlarına oturduğunda Diana elinde bir şeyi sallayıp "Bu ne?!" Dedi.
" Fotoğraf."dedi Robert pis pis sırıtarak.
"O fotoğraf senin götüne-" devamını getirmesine izin vermedim. ''A-a-aaa"
Aaaaaaa
"Ne!?" diye bağırdı bana doğru dönerken. "Ne ne?" dedim o ise "Ne ne ne?" dedi ben ise "Ne ne ne ne?" dedim o ise "Ne ne ne ne ne?" dedi ben ise "Ne ne ne ne ne ne?" dedim o ise "Ne ne ne ne ne ne ne?" dedi ben ise"Ne ne ne ne?" dedim o ise "Ne ne ne ne ne ne ne?" dedi ben ise "Ne n-"
Arkadan Blossom bağırdı "YETER!"
-ÇOKK BOŞTU 🗿
İkimiz de Blossom'a dönüp "O fotoğraf ne?!" dedik. Sonra birbirimize döndük gözlerimizi kıstık.
"O zamann! Gözlerimizi kısınca gözlerimi adeta içinde ninjaların olduğu dövüşmek sahnesindeki yakınlaştırılmış gözler gibi kısmış gibi hissettim.
Sen de karşı taraftaki kötü adam olan bazen sonunda iyi birine dönüşen ama kötü olan adam gibi kısmıştın.
İçimden saçma sapan ninja hareketleri yapmak gelmişti-
Geçen hafta Ninja Kaplumbağalar maratonu yapmanın yan etkileriydi.
Sonra oradan şey düşünmeye başladım: ben kesinlikle ama kesinlikle Leonardo'ydum. Kesinlikle oydum zeki, lider, mükemmel.
Leonardo da Vinci'yi severdim en sevdiğim tablosu "Bacchus"tu. Geyikler çok güzeldi.
Leonardo Dicaprio ayrı bir konuydu 20li yaşlarında çok çok çok yakışıklıydı. En sevdiğim filmi Titanic desem olmazdı bu yüzden"Günlük" yada tam ismiyle "The Basketball Diaries" onu nasıl günlük diye çevirdiklerini bilmiyorum ama merak ediyordum.
Konu göz kısmadan Leonardo Dicaprio'nun günlük filmine döndü. Bu yüzden anlatmak istemedim..."
