Le / Yarı Texting GxG

27

" Hooop!"

Cengiz elindeki şişelerle içeri girdiğinde gözlerimi büyülttüm.

" Oğlum yapma ya."

Telefonu kenara bırakıp, Elçinin düşürmek üzere olduğu tabaklara bi koşu gidip elinden aldım. Havada öpücük attığında gülüp masaya bıraktım.

" Valla yapması falan yok, bu gece fondip ulan."

Elini masaya vurdu. " Bu evin beyi benim ona göre." Kaşlarım hadi ya dercesine ayaklandı. " Teknik olarak." Elçin yanından geçerken Cengizin şortunu indirdiğinde küfür savurup, elleri şortunu buldu.

" Paşamıza bak, beymiş. Çiçeğiiiim! Dalıp gitme öyle, bak senin için neler hazırladım."

Elçin İklimi ellerinden tutup, kaldırdığında gözlerimi onlardan çektim ve bildirim yağan telefonumu aldım. Masaya geçip, esneğe esneğe Adenin yazdıklarını okudum.

Adenim : Annemle konuştum.

Adenim : Seninle kalmak istediğimi falan söyledim, biliyorsun ben ablacığına bağlı küçük bir kızım.

Adenim : Küçük kız diyince aklıma çakma ben geldi.

Adenim : Harbiden de bana nasıl bu kadar benzeyebiliyor???

Adenim : Uf neyse geç o şarlatanı.

Adenim : Annemde evleri çok kalabalık kızım, ne işin var hem senin orada dedi.

Adenim : Ablanı rahat bırak kız biraz ozel hayatını yaşasın dedi.

Adenim : Diyemedim anne özel hayatını yaşaması için bana ihtiyacı var diye.

Adenim : Elimi masaya vurup, sal beni anne karıma gidiyorum diyemedim.

Adenim : Bugün bensizsin. :(

Siz : Karıma mı?

Siz : Karın ölür sana.

Siz : Anlaşıldı ben geleceğim bundan sonra.  Hatta biraz da laf edeyim sana hiç gelmiyorsun etmiyorsun diye.

Siz : Yalnız abla demesek mi? Rahatsız oluyoruz da.

Adenim : Aa kimmiş o rahatsız olanlar?

Siz : Ben ve diğer kişiliklerim.

Adenim : Kanxjsnziakd.

Adenim : Nasıl kişiliklerin varmış bakayım?

Siz : Japon olsaydık ilişkimiz çok farklı ilerlerdi biliyorsun değil mi .d?

Siz : Roleplaylerle dolu bir ilişkiye dönüşürdü.

Adenim : Japon olmamıza gerek yok ki, her şeye açık biz hanımefendiyim. ;)

Adenim : Miyav~

Telefonu hızla kapattım ve masaya sertçe attım. Ağzım kulaklarıma vararken yanımda çerez yiyen Cengiz şaşkınlıkla bakıyordu.

" Noluyor lan?"

Başımı iki yana salladım ve Cengizin doldurduğu bardağı kafaya diktim.

" Yavaş git."

Elçin masanın bi ucundan her zamanki uyarılarını yaptığında kısa bi he he geçiştirmesi ile telefonu geri aldım.