55

2.1K 205 103
                                    

Gün içerisinde beş yüzüncü defa çalan telefonumu sessize aldım. Yoğunlaşıyordum, insanlar Elçine ulaşamayınca direkt olarak beni arıyorlardı. Medyanın istediği bir kaç çekim vardı, bir çok röportaj ve dergi çekimi isteyen vardı. Öyle ki yurt dışı basını bile mail adresimi işgal ediyordu.

Amerikada düzenlenecek olarak Dünya kupasında zorlu rakip olarak görülüyordum. Ülkeler çoktan bunun hakkında bir çok haner yapmış, sporcularını her bir tarafa göstermişti. Türkiye Kick Boks Federasyonu ile iletişime geçmeliydik.

Ama ne yazık ki benim oldukça çalkantılı bir hayatım vardı. Salona geçmek için arabaya binerken Elçini bir kez daha aradım. Henüz saat çok erkendi ve muhtemelen kişisel sorunlar sebebi ile kendine izin vermişti.

"Efendim?"

Yorgun çıkan sesiyle irkildim. Düşüncelere dalmıştım ve onu aradığımı unutmuştum. "Artık mağarandan çıkma vakti."

Çarşaf sesi ve onu  iç çekme sesiyle doğrulduğunj, yataktan sıyrıldığımı anladım. "Kalkmak zorunda mıyım? Daha yeni her şey bitti derken gerçekten senin programına kafa yormak zorunda mıyım?" Sitem dolu sesine gülümsemeden edemedim. "Elbette zorundasın. Kalk şimdi, salona gidiyorum. Bir sürü işim var, bana yardım etmen gerekiyor. Resmi bir instagram hesabı açmam lazım."

"Bunun için uyandırdığını söyleme! Tek yapman gereken iş mailin ile bir hesap oluşturmak!"

Salona yaklaştığımda yavaşladım. "Bununla ben mi ilgilenmeliyim? Bir sosyal medya uzmanı tut."

"Antrenörün olmaktan nefret ettiğimi biliyor musun?" Sürüne sürüne yataktan kalktığına bahse girebilirdim. "Neyseki maaşı iyi. Kapat şu telefonu, birileri ile konuşup duş alacağım ve salona geleceğim. Tamam mı?"

"Tabi, kahvaltı yapmayı unutma."

Telefonu kapattım ve arabadan indim. Salona ilerlediğim sırada önünün ne derece dolu olduğunu görmek beni şaşırttı. Yakınlara bir şube daha mı açsaydık?

Fiyatlara zam yapmalıyız.

Arka kapıdan içeri girdiğimde içerisinin de doluluğu gözler yaşartıcıydı. Hava temizleticiye rağmen mayhoş bir koku hakimdi. Asistanım yanıma geldiğinde hıza odama doğru adımladım. Sorumluluklardan nefret ediyordum. "Gece hanım, çok fazla iş birikti." Bitik hali biraz vicdan yaptırsa da gülümsedim. "Buradayım ve senin tarafından pert edilmeye hazırım."

"Güzel. Öncelikle Elçin hanımla konuştum, bir çekiminiz var ve dört gün sonrasına gerçekleştirilmesi gerekiyor. Spor ürünleri hak-"

***

Odanın aniden açılması ile başımı sonunda kaldırabildim. "Biliyor musun Elçin? Babamdan cep harçlığı dilenirken daha mutluydum."

"Aynen, o yüzden Cengizi de peşine takıp 18 olur olmaz küçük bir salon açmanız konusunda planlar yapıp durdun. Serserileri eğitmekle başlayan bu iş şimdi Dünya kupasına sporcu çıkaracak."

Gülümsedim ve özenle seçtiğim rahat koltuğa yayıldım. "Biliyorsun, sadece bir şeyleri dert etmek istemedim. Babamın öğretileri ile başlayan bu işin buralara kadar geleceğini bilmiyordum."

"Adeni ne yaptın?"

Suyunu içmeye başladığında kapı aniden duvara çarparak açıldı. "Neden bir bara girdiğimde haberim yapılıyor?!" Cengiz kapıyı tekrar aynı sertlikle örtmüş ve kendini Elçinin karşısındaki koltuğa atmıştı. "Bunca zaman iyi idare ettiğimizi sanıyordum, şimdi neden millet beni tanımaya başladı?"

"Muhtemelen hanımefendinin maçında yardımcı antrenör olduğun için. Kameralar full ondaydı, canlı olarak tv de yayınlandı."

Cengiz dişisinden cevap alamayan kauai kuşu taklidi yapmaya başladığında ikimizde onu boş verdik.

Le / Yarı Texting GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin