52

2.3K 214 161
                                    

"Sakın Aden, sakın bir daha kimsenin fotoğrafını izinsizce bir başkasına göstermeye kalkma."

Gözlerim sinirle açıldığında geri çekildim. "Saçma sapan da konuşma, Elçin yapmaz öyle şey. Kim bu bilmiyorum, senden önce vardı seninleyken de her zaman mesafemi korudum." Gözleri gene dolduğunda tereddüt etmeden gözlerinin içine bakmaya başladım. "O Elçin. Bizimle kaç defa sahile geldi, bu iki sene içerisinde yeterince kendimi onunla kıyasladım. Tabi benden daha iyi biliyor olman gerekiyor, beraber uyumalar, durmaksızın kucaklaşmalar, birbirinizi çıplak görmeler."

Güldü ve kafasını iki yana salladı. "Kız bildiğin sevgilin olmadan sevgilin gibi davrandı!"

Cengize bir göz attım. Eğer gerçekten Elçinse bu fotoğraflardaki, onun öğrenmemesi gerekiyordu. "Aden, bunu yalnızken konuşuruz." Yanından geçip gideceğim sırada önüme geçti. "Gece ellerim arasından kayıp gidiyorsun! Tamam bir hata yapmış olabilirim ama bu çok hızlı olmadı mı? Bana kendimi düzeltmem için bir şans bile vermedin."

Gözlerimi yumdum ve başımı geriye attım. "İnsanları ne kadar çabuk sildiğimi biliyorsun, hâlâ yanımdaysan sana bir şans vermişim demektir. Bunu iyi kullanmalıydın."

"Bitti mi yani? Bu mu? Neden bitti? Elçin yüzünden değil mi? O gün itirafını duydun diye böylesin değil mi? Zaten benimle de Elçine benzediğim için çıktın. Gece beni hiç sevdin mi ki sen?"

"Sana duyduğum sevgi laf edemeyeceğin tek şeydi Aden. Seni fazlasıyla sevdim, senin beni sevmediğin kadar sevdim seni. Sen ilgiyi sevdin, kesinlikle beni değil."

Mutfaktan çıkıp, odama ilerledim ve üzerimi hızlıca değiştirmeye başladım.

Elçinle konuşmalıydım.

Pantolonu giydikten sonra üzerime hızla bir tişort attım. Saçlarımı yukarıdan topladım ve telefonu alıp, aşağı indim. "Nereye? Ona mı gidiyorsun?" Aden koltuktan kalktığı gibi yanıma geldi.

"Gitme Gece, kendime olan saygımı kaybetmeye başlıyorum. Yapma bunu bana..."

Zorlukla kolumu çektim elinden. Aden iyi değildi, bu ilişki her iki tarafı da yok etmişti.

"Aden, yapma böyle."

Gözlerinden bir kez daha dökülmeye başladı yaşlar. "Ben ister miyim sanıyorsun? Bu hâlde olmaktan çok mu memnunum?"

Salondaki Cengize bakındım. Başıyla beni onayladı ve yanımıza geldi. "Gel Aden, biz konuşalım biraz." Ona hafifçe sarıldığında Cengizin de yüzünden düşen bin parçaydı. Bir zamanalr onlar da yakın arkadaş olmuşlardı. Cengiz bazen bizi ekip Adenle bile oturur dedikodu yapmışlığı vardı, şaka maka iyi arkadaşlardı.

Gözüm kapalı emanet edebilirdim.

Onlara arkamı döndüm ve evden ayrıldım. Saat geç olmaya başlamıştı, ansızın onları ziyaret etmeme laf etmezdi umarım. Yerimde duramıyordum, o hesabın Elçine ait olma ihtimali beni mahvediyordu. Saat 22.42'ye doğru Elçinlere varmıştım. İş çıkış saati de oldukça trafik vardı.

Kapıya geldiğimde hiç beklemeden zile bastım. Fazla geçmeden kapıyı bir kız açtı, kahve saçlı, büyük gözlere sahip, hokka burunlu bir kızdı. Koyu bir makyaja sahipti, kısa boyluydu.

Yani bana göre.

"Buyrun?"

"Ben Elçini görmeye geldim de, sen kimsin?"

Beni baştan aşağıya süzdü. "Komşularıyım da, Burcu abla kızı gelince davet etmişti." Kenarı çekildiğinde içeri girdim, salondan gelen hafif bir müzik ve konuşma seslerini takip ettim. Elçin pijamaları ile salondaki büyük masa da, Burcu ablanın karşısında oturuyordu.

Le / Yarı Texting GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin