13

28.4K 996 115
                                    

Feride'den

"Günce'm hala inanamıyorum kızım anne olacağına. Daha dün gibi hatırımda sizin şu kapıda oyun oynamalarınız. Ne ara büyüdünüz böyle."

Annem yaşlı gözlerle önce Günce'ye sonra da bana baktı. Saynur teyze de annemle aynı durumdaydı. Bizim bu kadar sulugöz olmamızın nedeni belli olmuştu. Elimi uzatıp Günce'nin karnını okşadım belli belirsiz. 

"Artık ağlamayı bırakıp mutlu mu olsak annecim. Çocuk da etkilenecek beni istemiyor bunlar sürekli ağlıyorlar diyecek içerde. Değil mi teyzecim?" dedim karnına eğilerek. Kocaman bir öpücük bıraktığımda Günce gıdıklanmış gülmeye başlamıştı.

"Sen öyle mi dedin içerde annem. Sana hamileyken bende sürekli ağlıyordum çünkü."

Annem dalga geçerek bana bakıyordu. Saynur teyze de annemin omzuna vurdu gülerek.

"Kızı kandırma Hatun şuna bak ağlayacak neredeyse yavrum. Yok öyle bir şey kızım, seni öğrendiğimiz ilk gün ağladık biraz ama o da duygusallıktan ikimizde de hamilelik hormonları tavandı. Sonradan size bir sürü kıyafet dikmiştik heyecandan."

Saynur teyze konuşmasıyla ortamı yumuşatırken annem o anları hatırlamış gibi uzaklara dalmıştı. Annem memleketinden kopup buraya geldiğinde başlarda çok yalnız hissetmiş kendini. Sonradan birbirlerine arkadaşlık etmişler Saynur teyze ile. Zamanla birbirine daha da fazla bağlanmış bu iki aile. 

İşte biz de Günce ile bu iki aileyi daha da yakınlaştırmışız. Saynur teyze her gün Günce'yi alıp beni görmeye gelirmiş. Bazen sadece bu hikayeleri anlatsınlar diye başlarının etini yerdik. 

Masanın altından ayağıma değen hareketlilik ile kafamı eğdim. Bıcır masanın altına girmiş, üzerime tırmanmaya çalışıyordu. Bunu yaparken de çıplak bacaklarıma izler bırakıyordu. Eğilip onu kucağıma aldıktan sonra masanın üzerine çıkardım.

İlk hedefi Günce'ydi. Ne yapacağını merak ederken o Günce'nin kucağına oturup başını karnına sürttü. Yüzüme yayılan gülümsemenin bir benzeri de Günce'deydi. Uzanıp Bıcır'ı kucağıma aldım

"Sen de mi anladın kızım orada bebiş olduğunu. Şuna bak Günce bu da büyüdü."

"Kızım beni ağlatıp durma bak. Zaten hormonlarım almış başını gidiyor."

Omuz silkerek kucağımdaki Bıcır ile oynamaya devam ettim. Annemler de kendi aralarında koyu bir sohbete dalmışlardı. Arada kulak veriyordum ama köydeki dedikoduları ısıtıp ısıtıp konuştuklarından dikkatimi çekmiyordu. 

Kucağımda mayışan kediyi ayaklanıp onun için hazırladığımız yere götürdüm. Aşırı yağmurun yağdığı bir gün Bıcır ıslanmasın diye Günce ile beraber yapmıştık. Sonradan babamlar da biz üzülmeyelim diye tahtadan kocaman bir yatak yağmışlardı Bıcır'a. Hatta o gün Günce ile beraber balkonda uyuyakaldığımızı hatırlıyorum.

Kediyi balkonda bırakıp masaya geri döndüğümde bakışlar hızla beni bulmuştu. Annem ve Saynur teyzenin hin bakışlarını üzerimde hissederken yavaş adımlarla Günce'nin yanına oturdum. 

"Neden bana öyle bakıyorsunuz? Bir şey mi oldu."

Günce'nin omzuma koyduğu eli ile ona döndüm. "Duyacakların hiç hoşuna gitmeyecek Feride, ama sakin ol tamam mı?" dediğinde ondan çektiğim bakışlarım annemi buldu. Allah aşkına iki dakika içeriye gitmiştim. Ne olmuş olabilirdi ki?

"Yavrum cevabını biliyoruz ama yine de hatır işi bu sormamız lazım. Semiha geldi bugün siz tarladayken. Oturduk sohbet ederken cebinden yeğeninin resmini çıkarıp koydu önümüze. Anlamadık başta biz de. Meğersem Semiha'nın yeğeni seni görmüş beğenmiş. Halasıyla da haber yollamış. Biz kabul etmeyeceğini söyledik ama çok ısrar etti."

Köyden Askeriye'yeWhere stories live. Discover now