18

26.8K 1.4K 202
                                    

Ah bu ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ah bu ben..
Hassas kalbime rağmen
Tenime işliyorum seni...

***Yazım yanlışı gördüğünüz yerlere yorum atın da düzelteyim bebeklerim. Birkaç yeri düzelttim ama hala var gibi hissediyorum***

-----

Yaşadığımız anların, tattığımız veyahut hissettiğimiz her duygunun tanımı olur mu?

Zira ben yüreğimde katre katre biriken bu hissin tanımını yapamıyorum. Hoşlantı mı? Sevgi mi? Ya da çıtayı biraz daha yukarı taşıyayım, aşk mı? Ah hadi ama üçüncü şıkkı eleyebiliriz.. 1.5 ay ancak oldu Feride..

İnanın bilmiyorum..

Henüz varlığını bile yeni kabullendiğim isimsiz hislerimi sırtladım buraya geldim. Neye dayandım neye güvendim, inanın bilmiyorum. Tek bildiğim haberi aldığım an hissettiğim tarifsiz acı.. onu görme isteği.. ve sonuç, buradayım.

Pişman mıyım?

Aslına bakarsanız hayır. Kendimi kabuğumun dışına taşmış gibi hissediyorum. Gökalp hayatıma girdiğinden beri yaşadığım taşkınlıklar..

Zihnimi, yüreğimi taşırdım..

Şehrimden taştım..

23 yaşıma kadar bırakın biriyle flört etmeyi dönüp yüzüne bile bakmamışımdır kimsenin. Zaten o kadar atılgan biri olmadığımdan arkadaşlık da kuramazdım. Günce vardı işte hep. Gerçi o benim arkadaşım değil, kardeşim olmuştu. O, yeni arkadaşlıklar kurup beni de kaynaştırmaya çalışır ben ise kaçardım. Yapmacık ilişkiler kurmak pek bana göre değildi, şu ana kadar kurduğum kısa süreli arkadaşlıklar da samimiyetlerine inandıklarımla olmuştu. Sonuç, hüsran.. dostların yok kışına renk veren..

Hiçbir zaman eksikliklerini hissetmedim. Günce, babam, annem, Saynur teyze, Celal amca.. bunlar yetti bana. Yeri geldi dost oldular derdimi dinlediler, yeri geldi aile oldular arkamda dağ gibi durdular.

Öyle böyle derken yirmi küsür yılı devirdim işte. Gerçi ilk 4-5 yılına pek hakim değilim ömrümün ama..olsun

Sonra işte sıradan hayatımın renklendiği gün var. Gökalp'e yazdığım gün..

Babam, kendini ağa konumuna koymuş bir adamdan-bana kalırsa bir ucubeden farkı yok- annemin ilaçları için borç para almış. Bunu akşam pazardan döndüğümde yüzü kızararak anlatmıştı. Biliyordu sevmediğimi..

Malesef tarım ve hayvancılıktan kazandıklarımız bazı zamanlarda yetersiz olabiliyor, yine öyle bir zamanda olduğumuzdan ses etmeden kendim için ayıracağım pazar parasını borcu ödemek için kullanmaya karar verdim. Büyükçe bez bir çantam vardı kullandığım. İç gözünde sakladığım paraları alıp oturma odasına geri döndüm. Babam başta kabul etmek istemedi, bir şekilde kendi ödeyebileceğini öne sürdü. Ödeyemeyeckti..

Köyden Askeriye'yeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin