19

7.9K 585 65
                                    

Şimdi açsam pencereyi de beklesem..
Sen gelsen.
Olmaz ya hani geliversen,
Hiçbir şey sormasan
Hiçbir şey söylemesen
Sussam..
Sussan..
Sussak..

Önce yıldıza basalım ballarım bitanelerim..⭐

~~~

Gökalp: Zamanı da mı ele geçirdin ulan

Gökalp: Sen yokken niye geçmiyor

Elbisemin cebinde titreşen telefonumu çıkardım çaktırmadan. Çaktırmadan diyorum çünkü içinde bulunduğum ortam öyle riskli ki anlatamam. Köyün bütün kadınları bizim evde toplanmış gün adı altında dedikodu yapıyorlar. Yok kim ne yapmış, kim kime kaçmış, kim kimin yavuklusuymuş vesaire vesaire.

Ekrandaki mesajların Gökalp'ten olduğunu gördüğümde yüzüme yayılan gülümsemeyi kısmet emici teyzeler görmeden sildim. Biten çay bardağımı alıp oturduğum yerden kalktım. Amacım çay doldurma bahanesiyle mutfağa kaçıp mesajları cevaplamaktı. Ta ki ayaklanmamla masadaki bardaklara uzanılıp sıcaklığına bakılmadan tek yudumda içilerek doldurulmak üzere geri bırakılmasaydı. şaşırmadık aşkım

Gözlerin üzerimden teker teker çekildiği anda bıkkınca nefes verip göz devirdim lakin sonra tüm yenilmişliğimle kendi bardağımı da diğerleri gibi sehpanın üzerinde bırakarak demliği almak üzere mutfağa ilerledim. Elimdeki telefonu kısa bir süreliğine açıp Gökalp'in mesajına cevap yazdım. Ne lan bu liseli aşıklar gibi kıyıda köşede mesajlaşıyoruz, bir rahat verin be. Katılıyorum.

Siz: Daha 3 gün oldu geleli

Siz: Ne ara bu moda girdin Yüzbaşı

Ekranı kapayıp elbisemin cebine attıktan sonra demliği alıp salona geri döndüm. Kadınlar kendi aralarındaki sohbete (!) iyice dalmışken fark edilmemeyi umarak doldurdum bardakları. Dolan bardaklar sahipleri tarafından kavranıp alınıyordu. En son kendi bardağımı da doldurup eğik duran bedenimi doğrulttum.

Demlikteki çay bitmişti. Annemle kurduğum göz teması yeniden demlemem gerektiğini haykırıyordu resmen.

Elimdeki demliğin bileğime uyguladığı baskı yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Holden mutfağa gireceğim sırada tekrar titreşen telefonum bozuk suratıma mutluluk tohumlarını serpmişti. Biliyordum ki mesaj Gökalp'tendi.

Gökalp: Sen evimin kapısından çıktığından beri bu moddayım ben

Demliği elimden bırakıp bedenimi tezgaha yasladım. Sağ ayağım sol bacağımın diz kısmının aşağısına yaslandı. Bir nevi flamingo duruşuna geçtim de diyebiliriz. Bu tezgaha yaslanınca otomatikmen olan bir hareket değil mi?

Mesajın üzerinde dönüp duruyordu bakışlarım. Ne yazacaktım ki şimdi? Ben bu soruya cevap veremem. Ben yapamam, ben ı-ıh..

Siz: Üzülme, yapabileceğimiz bir şey yoktu

Siz: Ayrılıklar varsa kavuşmalar da vardır hem, yani  umarım

Gökalp: Sen sanıyor musun ki bu saatten sonra bırakırım seni?

Gökalp: Bizim bir sonraki durağımız kavuşmak Feride

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 10 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Köyden Askeriye'yeWhere stories live. Discover now