Tanışma

33 4 2
                                    

" Sürpriz." dedim yatakta uyuyan kuzenimin üzerine atlayarak. Yorganı üzerinden bir hisimla çekti      " Oha! Sen nerden çıktın"
    Yanağına meşhur tokatlarimdan bir tanesini yapıştırdım " Düzgün konuş yoksam seni teyzeme söylerim." dedim yanına uzanarak.
    " Git söyle bende söyleyeceğim seni odama böyle girip üzerime atlamanı."
    Gözlerimi kıstım." Hain."
    " O benim."
    " Hadi kalk daha gezmeye gideceğiz." dedim kolunu çekiştirerek.
    " Kızım dakika bir gol bir. Daha yeni geldin Bursa' dan. Emir nerede?"
    Sinsice sırıttım." Evde kaldı bizimkilerle."
    " Bursa' da mı?" Kafamı salladım.
    " O niye?"
    " Of Tuna sende herşeyi tek tek anlatmam mı gerekiyor? Ben önden gelmek istedim teyzemlerle Emir de sonradan  bizimkilerle gelecek. Oldu mu?" dedim.
    Kafasını salladı. Tuna'yı yatağından ittim." Yanımdan kalk git biraz uyuyacağım." dedim yatağa sokularak.
    Tuna yerden kalktı." Ulan yarın okula gideceğim bırakta bugün uyuyim." Omuzlarımi silktim" Yarın bende okula gideceğim ben hiç öyle bir şeyden şikayet ediyor muyum?"
    " O ne demek lan?"
    Yüzündeki bariz şaşkınlığa gülümsedim " Yeni okul arkadaşına merhaba de!" dedim kollarımı açarak
    " Harbi mi?"
    " Harbi."
    " Kralsın kızım ya! Nasıl sıkılıyordum biliyor musun?"
    " Biliyorum bensiz yapamadığını."
    Saçlarımı karıştırdı" Demek yine eskisi gibi olacak herşey." dedi gülümseyerek.
    " Aynen kuzen." dedim kafamı sallayarak. Aklıma yeni gelen şeyi söyledim." Artık ehliyetin ve bir araban olduğuna göre istediğimizi yaparız."
    " Ne zaman yapmadık ki?" Kıkırdadi kıkırdadım.
    Tanercigim kapıyı açarak kafasını arasına yerleştirdi." Annem besleme oğlunu çağırıyor." dedi sırıtarak.
    Tuna bir küfür mırıldandı " Yine ne dedin acaba?" dedi odadan çıkarak. Tanercigim ile Tuna' nin arkasından gülerek aşağıya indik.
    " Gel Armağancığım geç otur şöyle kahvaltımızı yapalım." dedi teyzem boş bir sandalyeyi göstererek.
    Gösterdiği sandalyeye oturdum. Yanıma Tanercigim Tanercigimin karşısına da Tuna oturdu. Aç değildim ama teyzem çok güzel şeyler hazırlatmıştı. Bu enfes yiyecekleri kim görse yer tıka basa tok olmasına rağmen. Tuna kolumu dürtükledi catalimdaki salatalığı ağzıma attım " Ne?" dedim.
    " Ne yapak?"
    Suratına anlamayarak baktım " Ne ne yapak?"
    " Gezek demedin mi?"
    Omuzlarımi silktim" O o zamandı şimdi hiç canım istemiyor." dedim.
    " Mizikciklik yapma kuzen."
    " Banane ya! "
    " Asıl banane ya!" dedi omuzlarıni silkerek" İlk sen söyledin arkasında dur."
    " O seni kaldırmak ve yatağına konmak içindi." dedim sıritarak.
    "Ben de kanacak göz var mı?"
    " Yok mu?"
    Gözlerini devirdi" Yok tabi lan?"
    " He he."dedim.
    " Dışarı çıkmazsak var ya sana aldığım hediyeyi göstermem."
    " Yalan söyleme." Cevap vermek yerine omuzlarıni silkti.
    " Gerçek mi?"
    Kafasını salladı " gerçek."
    Gözlerimi kısarak" Ne aldın?" dedim.
   " Söylemem madem sen gelmeyecelsin bende bir kıza veririm."  
    " Yalan söyleme ya."
    Yine cevap vermedi" Bakarız." dedim önüme dönerek.
    Uzun uğraşlar sonucunda Tuna' yı evde tutabilmistim. Yoksa bu salak yüzünden bu soğukta donacaktım. Allah bilir beni nerelere götürüp benimle uğraşırdi. Markette dışarı sayılırdı öyle değil mi?
     Tanercigim markete giderken beni de kendiyle beraber götürdü tabi ben de arkamdan Tuna'yı götürdüm.
     Tuna markette sanki üç yaşındaki çocukmusum gibi beni market arabasına oturtmak için ısrar etse de oturmadim. Markette gördüğümuz gözlükleri gözümüze takıp çeşitli pozlar verdik. Tuna anında birkaç tanesini paylaştı. Sosyal medya hesabına girerek ilk çektiğimiz fotoğrafı paylaştı. Tuna'nin gözünde pembe kare bir gözlük, benim gözümde ise leoparlı yuvarlak bir gözlük vardı. Beni etiketleyip altına da " Tuna' nin değerlisi İstanbul' da. diye yazdı.
     Sırıtarak telefondan başını kaldırdı " Yine çok yakışıklıyım." dedi kolunu omuzuma atarak. Kolunun altından çıkmaya çalıştım" Tamam tamam seninde  ir giderin var." dedi. Gülümseyerek etrafi kurcalamaya başladık. Tanercigim sanki bizi tanımıyormus gibi yapıp bizden uzak gezinsede bize bakıp sirittigini görebiliyordum. Kasaya ilerlerken marketteki kızların bir Tanercigime bir de Tuna' ya hiç iyi olmayan bakışlar atıyorlardı. Bunlara bakış demek denirse. Kem gözlüler diye içimden geçirdim.
     Hemen de yakışıklı erkek gördüler mi saldıran hemcinslerim.
     Açgözlüler.
     Bazen onlara da hak veriyor değilim sonuçta ben isteğim zaman yakışıklı görüp gönlüme eğlence sergiliyordum.
      Market turundan sonra araba evin önünde durdu.Tanercigim arka kapıyı açıp "Buyurun hanım efendi." dedi tek bir kolunu önüme uzatarak. Bu hareketi beni kıkırdatmıştı. Kıkırdayarak arabadan indim.
      Oyununa ortak oldum bende " Ah! Teşekkür ederim beyfendi çok cömertsiniz. İsminizi rica edebilir miyim?" Onun oyununa ortak olup ona katılmami beklemiyordu.
      Büyük bir kahkaha attı.
      O sırada bize bir şey yaklaştı. Daha çok ultra yakışıklı bir şey. Ben onun bize yaklaşmasını bile saçma bulurken yanımıza gelip, yanımda ki Tanercigimle tokalaştilar. Onları ağzım açık izlediğimi fark edince çaktırmadan ağzımı kapattım.
      Gözlerimi kırpiştirarak kendime gelmeyi başardım . Tanercigimle konuşmalarına kulak verdim.
      "Hayırdır kardeşim nereye böyle" dedi Tanercigim.
      " Şirkete gidiyordum bende, sen dinlen yarın görüşürüz zaten." dedikten sonra  bana dönüp gülümseyerek elini uzattı. " Merhaba, ben Mehmet." " Armağan" diyerek uzattığı eli sıktım. Tanercigim bizi tanıştırmadigini biraz geç anladı sanırım. " Ah! Benim hatam Armağan kuzenim teyzemin kızı " dedi beni ismi Mehmet olan ultra yakışıklı çocuğa. Ne! ben az önce çocuk mu dedim? Yok yok taş ciciğa. Sonrada bana dönerek " Bu da kardeşim Mehmet ve aynı zamanda ortağımız." diyerek cümlesini bitirdi.
      Mehmet biraz daha kaldı ,Tanercigim le konuşuyorlardı. Onları dinlemek hoşuma gidiyor sonuçta iki tane yakışıklı çocuk izliyorum, dinliyorum. Ama artık gitmeliydim Tuna için şahene bir fikrim vardı. O fikri daha sivri zekalı uyanmadan eyleme geçirmeliydim.
       Mehmet sanki sesimi duymuş gibi " Görüşürüz Armağan tanıştığıma çok memnun oldum." dedi tekrar elini uzattı.
       Benim için hiç sorun olmadan uzattığı eli sıktım gülümseyerek" Görüşürüz. Bende çok memnun oldum." dedim ve yanımızdan ayrılmasını izledim.
       Tanercigime baktım haince sırittigimi görünce ' Ne oluyor lan ' bakışları atmaya başladı. Onun bakışlarıni görmezden gelerek Tuna'nin kapısına yöneldim. Ondan bunun hesabını sormalıydim, öne ben oturacaktım ama o oturmuş üstüne de uyumuştu.
       Canı kan isteyen vampir gibi hissettim kendimi bir an!
       Camdan Tuna'ya baktım. Ah! Zavallı kuzenim başını yaslamış cama uyuyor olacaklardan habersiz bir şekilde. İçimden bir iki üç dedim kapıyı ani bir hızla açtım. Tuna gözlerimin önünde ayaklarımın dibinde yerçekimine meydan okuyormuş gibi düştü. Hani bir filmi bu kadar yavaşlatsalar bu kadar olur. Düşme hem yavaş hem hızlı.
       Tuna düştüğü yerden kalkarken bir küfür mırıldandı. Tanercigim ve ben boş sokağı kahkahalarımız ile doldurduk.
       Gözüme ileride ayrı bir gösterişli bir villa takıldı aslında gözüme çarpan villanın gösterişli olması değildi. Bahçede bize sırıtarak bakan çocuktu. Ona baktığımı fark edince yüzündeki sırıtış silindi. İçimde bir şeyi yanlış yapıyormusum gibi his oldu, kafamı ani bir hızla çevirdim. Ne kadar ani ve hızlı olmuşsa boynumdaki kemiklerimden gelen sesleri bile duymuştum.Birkaç dakika sonra tekrar o villaya, oradaki çocukta baktım ama orada yoktu. Ortadan kaybolmuştu. Tuna' nin beni kucağına almasıyla dikkatim dağıldı.
       " Ya! Ne yapıyorsun Tuna bıraksana beni , indirir misin yere" dedim. Bir yandan da vurmaya çalışıyordum.
       " Özür dile."
       Kafamı bir sağa bir sola salladım " Hayır ya dilemem! Ben bişi yapmadım neden  özür diliyim? "
       " Nasıl bişi yapmadım! kızım yeri öpturdun resmen!"
       Aklıma düşüş anı gelince küçük bir kahkaha attım. " Gül Armağan gül, çünkü birazdan bende sana güleceğim. " dedi.
       " Ne yani sen de beni mi atacaksın." dedim kaşlarım havalanarak. Sırtınca cevabı almıştım. Tam sitem edip kendimi kurtarmak için laflar sıralayacaktım ki teyzemin sesini duymamla bakışlarımı sese yönelttim.
       " Tuna oğlum ne yapıyorsun sesini bütün sokak duyuyor. Armağan senin kucağında ne yapıyor?" dedi art arda yönelttiği sorular sayesinde Tuna beni yere indirdi. Ayaklarım yere sağlam basınca içimden teyzeme teşekkür ettim. Canım teyzem.
       Teyzem koluma girdi Tuna ve Tanercigime dündü " Paketleri eve taşıyın bakım. Ses yapmadan. " Beni de kendisiyle eve doğru çevirdi.
       Kapıyı teyzemlerin yardımcısı Safiye teyze açtı. Ben Safiye teyzeyi tanıdım tanıyali çok severim çok samimidir. Eee bende samimi insanlari severim. Safiye teyzeye gülümsedim içeriye girerken.Akşam yemeğinden sonra teyzem yarın okulda kayıt yaptırabilecegimizi fazladan bir gün daha dinlenebilmemi söyledi.
    Gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuştu ama hava çok soğuktu yataktan çıkmak istemiyordum. Yatakta biraz daha vakit geçirdikten sonra kalkmaya karar verdim. Önce banyoyadaki işlerimi hallettim ardından da bavulumdan giyeceklerimi çıkarıp giydim. Saçlarımın omuzuma düşmesine izin verdim.
       Mutfağa indiğimde Safiye teyzenin daha önce duymadığım bir şarkıyi mırıldandigini duydum. Nedense aklıma Selena daki Müstesna teyze geldi acaba Safiye teyzenin de kendine ait şarkısı varmıdır. Mesela ismin nedidi söyleyiverdim Safiye safiye. Bu değil ama buna benzer bir tane kendi isminin geçtiği bir şarkıyı hak ediyordu Safiye teyze.
        Gülümseyerek " Günaydın Safiye teyze, herkes nerede?"
       Bana dönerek" Günaydın kızım,Sena hanım derneğe gitti, Taner Bey oğlum şirkete gitti erkenden bugün toplantısı varmış, Tuna oğlum okula gitti.Kahvaltı hazırlayayim mı?"
       Evdeki herkesi böyle sahiplenmesi gülümsememi genişletmişti. Kafamı iki yana salladım"Gerek yok Safiye teyze sağol," konuşmama fırsat vermedi hemen bir anne edasıyla " Olur mu öyle kızım?"
" Olur Safiye teyze olur." Telefonum çalınca Safiye teyze de bir şey söylemeye vakit bulamadı.
       " Alo, anne?"
       " Armağancığım, neden telefonunu  açmıyorsun kızım hani söz vermiştin. "
       " Anca açabildim anneciğim, eğer dünden bahsediyorsan yol çok yormuş beni yemekten sonra da hemen uyudum." dedim.
       " Kahvaltı ettin mi sen?" diyince tosladim. "Daha değil. Şuanlik canım istemiyor ama yapacağım söz."
       Kıkırdadigini duyabiliyordum, " Unutma sakın " dedi. Kafamı salladım. Ardından ekledi" Kızım baban arıyor sonra konuşuruz olur mu? " Cevap veremeden telefonu suratıma kapattı.
       Aklıma Tuna'yı okulda ziyaret edebilirim diye bir fikir geldi oradan da kendime kahvaltı ismarlatirdim. Hem yeni okulumu da görmüş olurdum. İlk Tuna'yı aradım birkaç çalıştan sonra açtı " Ne soyliyeceksen çabuk söyle." Her ne  kadar görmesede gözlerimi devirdim. " Nerdesin " dedim." Okuldayım" bir şey söylemesine fırsat tanımadan" Tamam o zman evde görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Sanırım bir şey söylüyordu ama olsun artık yanına gidince söyler.
       Koşarak odama gittim siyah montum ve siyah botumu giydim, çantamı aldıktan sonra çıktım. Yoldan geçen ilk taksiye bindim neyse ki çıkmadan Safiye teyze den okulun adresini almıştım, aldığım adresi şoföre uzattım ve arkama yaslanıp insanların koşuşturmalarını izledim.
       Yirmi dakika sonra araba çok gösterişli ve sade bir binanın önünde durdu. Ödemeyi yaptıktan sonra arabadan indim. Taksi benden uzaklaşırken bende okulu inceliyordum. Okul okul değil resmen beş yıldızlı otel.
       Havlusunda yavaş yavaş ilerlerken ileride bir grup vardı kız erkek karışık bir şeylere gülüyorlardi. İçlerinde Tuna'nin olabileceğini düşünerek göz gezdirdim. Hah! Oradaydı. Onu yandan görebiliyordum.
       Gruba doğru ilerledim ,Tuna' nin arkasına geçtim yavaş adımlarla. Boyu benden uzun olduğu için gözlerini kapatamadım. Ama aklıma arkasından sarılabilirdim. " Tunaaa" diyerek sarıldım.
       Bir küfür mırıldanarak döndü " Ne yapıyorsun kızım burda."
       " Canım sıkıldı ya neden beni de uyandırmadin ki bende gelirdim seninle."
       " Lan dün sorduğumda demedin mi uyuyacağım diye. " Dudaklarımı ısırdım, söylemiş miydim? Olabilir.
       Ona şirin gülümsemelerimden birini gönderdim. " Fikrimi değiştirdim."
       Gözlerini devirdi " Tahmin etmeliydim."
       " Eee kahvaltı etmedim ne yapalım?"
       " Aç kalacaksın güzellik çünkü birazdan derse girmezsem annem beni mahveder. İstersen sende gel."
       Omuz silkerek cevap verdim. " Yok ben gelmiyim sen git ders çıkışında görüşürüz. " dedim somurtarak.
       Yanaklarımı sıkarak" O zaman kantine git orada bekle birşeyler iç ben seni bulurum." diyerek kredi kartını uzattı. Tuna'nin en sevdiğim kuzenim olduğunu söylemiş miydim kesin söylemişimdir. Kartı elinden aldım." Eyvallah."
       " Burada yapma bari böyle şeyler." dedi yüzünü buruşturarak.
       Sahte bir alınganlıkla " Rezil mi oluyorsun?" dedim.
       Kafamı vurdu yavaşça.
       Kafamı geri çekip kıkırdadım." Amacım da o."
       Gözlerini devirdi ve be i çevirerek kendisini arkamda bırakti.
        Bana kantini tarif ettikten sonra gitti. Omuzlarım düşmüştü. Ben nasıl bulacaktim ki? Umarım yanlış yerlere girmem. Neyse gidip Tuna gelene kadar vakit geçirelim.
       Bahçedeki yoğunluk git gide azalıyordu. Tuna'nin tarif ettiği gibi kantini buldum. Okulun kantini bile havaliydı. Masalarda oturan birkaç grup dışında kimse yoktu. Kendime bir çilekli süt alıp boş masalardan birine oturdum. Ama böyle de odak noktasıydim. Bu durumdan rahatsız olmuştum. Okulu biraz gezmeyi düşündüm ve kantinden çıktım.
       Kulağıma çok güzel bir melodi geliyordu. Aslında müzik dinlemeyi çok severim ama enstrüman da o kadar iyi değilim sanırım. Geçen seneler sırf Emir gitar dersi alınca ona inat bende almak istemiştim az çok çalabiliyordum.
       Müziğin geldiği yöne doğru yöneldim. Odanın kapısının tam önünde durdum, kapı hafif aralıkti. Kapıyı açıp biraz daha aralanmasini sağladım. İçerde üç kişi vardı. İkisinin yüzünü görebiliyordum üçüncüsünün de sırtını görebiliriyordum. Çok güzel ve uyumlu çalıyorlardi onların bir grup olduğunu düşünüyorum. İsimleri de üç silahşörler.
      Kafamdaki düşünceleri kovup müziği dinlemeye başladım. Bu şarkıyı daha önce hiç duymamıştım. Kısa bir süre sonra müzik bitti ben hala sanki melodisi kulağımdaymis gibi hissediyordum.
      " Bence bu iyi oldu." dedi esmer yüzünu gördüklerinden bir tanesi.
      " Bence de. Bunu sunabiliriz beğenmek zorunda." dedi sırtı bana dönük olan. Zorunda? Çok kesin konuşuyordu.
     " Sürpriz." dedim yatakta uyuyan kuzenimin üzerine atlayarak. Yorganı üzerinden bir hisimla çekti      " Oha! Sen nerden çıktın"
    Yanağına meşhur tokatlarimdan bir tanesini yapıştırdım " Düzgün konuş yoksam seni teyzeme söylerim." dedim yanına uzanarak.
    " Git söyle bende söyleyeceğim seni odama böyle girip üzerime atlamanı."
    Gözlerimi kıstım." Hain."
    " O benim."
    " Hadi kalk daha gezmeye gideceğiz." dedim kolunu çekiştirerek.
    " Kızım dakika bir gol bir. Daha yeni geldin Bursa' dan. Emir nerede?"
    Sinsice sırıttım." Evde kaldı bizimkilerle."
    " Bursa' da mı?" Kafamı salladım.
    " O niye?"
    " Of Tuna sende herşeyi tek tek anlatmam mı gerekiyor? Ben önden gelmek istedim teyzemlerle Emir de sonradan  bizimkilerle gelecek. Oldu mu?" dedim.
    Kafasını salladı. Tuna'yı yatağından ittim." Yanımdan kalk git biraz uyuyacağım." dedim yatağa sokularak.
    Tuna yerden kalktı." Ulan yarın okula gideceğim bırakta bugün uyuyim." Omuzlarımi silktim" Yarın bende okula gideceğim ben hiç öyle bir şeyden şikayet ediyor muyum?"
    " O ne demek lan?"
    Yüzündeki bariz şaşkınlığa gülümsedim " Yeni okul arkadaşına merhaba de!" dedim kollarımı açarak
    " Harbi mi?"
    " Harbi."
    " Kralsın kızım ya! Nasıl sıkılıyordum biliyor musun?"
    " Biliyorum bensiz yapamadığını."
    Saçlarımı karıştırdı" Demek yine eskisi gibi olacak herşey." dedi gülümseyerek.
    " Aynen kuzen." dedim kafamı sallayarak. Aklıma yeni gelen şeyi söyledim." Artık ehliyetin ve bir araban olduğuna göre istediğimizi yaparız."
    " Ne zaman yapmadık ki?" Kıkırdadi kıkırdadım.
    Tanercigim kapıyı açarak kafasını arasına yerleştirdi." Annem besleme oğlunu çağırıyor." dedi sırıtarak.
    Tuna bir küfür mırıldandı " Yine ne dedin acaba?" dedi odadan çıkarak. Tanercigim ile Tuna' nin arkasından gülerek aşağıya indik.
    " Gel Armağancığım geç otur şöyle kahvaltımızı yapalım." dedi teyzem boş bir sandalyeyi göstererek.
    Gösterdiği sandalyeye oturdum. Yanıma Tanercigim Tanercigimin karşısına da Tuna oturdu. Aç değildim ama teyzem çok güzel şeyler hazırlatmıştı. Bu enfes yiyecekleri kim görse yer tıka basa tok olmasına rağmen. Tuna kolumu dürtükledi catalimdaki salatalığı ağzıma attım " Ne?" dedim.
    " Ne yapak?"
    Suratına anlamayarak baktım " Ne ne yapak?"
    " Gezek demedin mi?"
    Omuzlarımi silktim" O o zamandı şimdi hiç canım istemiyor." dedim.
    " Mizikciklik yapma kuzen."
    " Banane ya! "
    " Asıl banane ya!" dedi omuzlarıni silkerek" İlk sen söyledin arkasında dur."
    " O seni kaldırmak ve yatağına konmak içindi." dedim sıritarak.
    "Ben de kanacak göz var mı?"
    " Yok mu?"
    Gözlerini devirdi" Yok tabi lan?"
    " He he."dedim.
    " Dışarı çıkmazsak var ya sana aldığım hediyeyi göstermem."
    " Yalan söyleme." Cevap vermek yerine omuzlarıni silkti.
    " Gerçek mi?"
    Kafasını salladı " gerçek."
    Gözlerimi kısarak" Ne aldın?" dedim.
   " Söylemem madem sen gelmeyecelsin bende bir kıza veririm."  
    " Yalan söyleme ya."
    Yine cevap vermedi" Bakarız." dedim önüme dönerek.
    Uzun uğraşlar sonucunda Tuna' yı evde tutabilmistim. Yoksa bu salak yüzünden bu soğukta donacaktım. Allah bilir beni nerelere götürüp benimle uğraşırdi. Markette dışarı sayılırdı öyle değil mi?
     Tanercigim markete giderken beni de kendiyle beraber götürdü tabi ben de arkamdan Tuna'yı götürdüm.
     Tuna markette sanki üç yaşındaki çocukmusum gibi beni market arabasına oturtmak için ısrar etse de oturmadim. Markette gördüğümuz gözlükleri gözümüze takıp çeşitli pozlar verdik. Tuna anında birkaç tanesini paylaştı. Sosyal medya hesabına girerek ilk çektiğimiz fotoğrafı paylaştı. Tuna'nin gözünde pembe kare bir gözlük, benim gözümde ise leoparlı yuvarlak bir gözlük vardı. Beni etiketleyip altına da " Tuna' nin değerlisi İstanbul' da. diye yazdı.
     Sırıtarak telefondan başını kaldırdı " Yine çok yakışıklıyım." dedi kolunu omuzuma atarak. Kolunun altından çıkmaya çalıştım" Tamam tamam seninde  ir giderin var." dedi. Gülümseyerek etrafi kurcalamaya başladık. Tanercigim sanki bizi tanımıyormus gibi yapıp bizden uzak gezinsede bize bakıp sirittigini görebiliyordum. Kasaya ilerlerken marketteki kızların bir Tanercigime bir de Tuna' ya hiç iyi olmayan bakışlar atıyorlardı. Bunlara bakış demek denirse. Kem gözlüler diye içimden geçirdim.
     Hemen de yakışıklı erkek gördüler mi saldıran hemcinslerim.
     Açgözlüler.
     Bazen onlara da hak veriyor değilim sonuçta ben isteğim zaman yakışıklı görüp gönlüme eğlence sergiliyordum.
      Market turundan sonra araba evin önünde durdu.Tanercigim arka kapıyı açıp "Buyurun hanım efendi." dedi tek bir kolunu önüme uzatarak. Bu hareketi beni kıkırdatmıştı. Kıkırdayarak arabadan indim.
      Oyununa ortak oldum bende " Ah! Teşekkür ederim beyfendi çok cömertsiniz. İsminizi rica edebilir miyim?" Onun oyununa ortak olup ona katılmami beklemiyordu.
      Büyük bir kahkaha attı.
      O sırada bize bir şey yaklaştı. Daha çok ultra yakışıklı bir şey. Ben onun bize yaklaşmasını bile saçma bulurken yanımıza gelip, yanımda ki Tanercigimle tokalaştilar. Onları ağzım açık izlediğimi fark edince çaktırmadan ağzımı kapattım.
      Gözlerimi kırpiştirarak kendime gelmeyi başardım . Tanercigimle konuşmalarına kulak verdim.
      "Hayırdır kardeşim nereye böyle" dedi Tanercigim.
      " Şirkete gidiyordum bende, sen dinlen yarın görüşürüz zaten." dedikten sonra  bana dönüp gülümseyerek elini uzattı. " Merhaba, ben Mehmet." " Armağan" diyerek uzattığı eli sıktım. Tanercigim bizi tanıştırmadigini biraz geç anladı sanırım. " Ah! Benim hatam Armağan kuzenim teyzemin kızı " dedi beni ismi Mehmet olan ultra yakışıklı çocuğa. Ne! ben az önce çocuk mu dedim? Yok yok taş ciciğa. Sonrada bana dönerek " Bu da kardeşim Mehmet ve aynı zamanda ortağımız." diyerek cümlesini bitirdi.
      Mehmet biraz daha kaldı ,Tanercigim le konuşuyorlardı. Onları dinlemek hoşuma gidiyor sonuçta iki tane yakışıklı çocuk izliyorum, dinliyorum. Ama artık gitmeliydim Tuna için şahene bir fikrim vardı. O fikri daha sivri zekalı uyanmadan eyleme geçirmeliydim.
       Mehmet sanki sesimi duymuş gibi " Görüşürüz Armağan tanıştığıma çok memnun oldum." dedi tekrar elini uzattı.
       Benim için hiç sorun olmadan uzattığı eli sıktım gülümseyerek" Görüşürüz. Bende çok memnun oldum." dedim ve yanımızdan ayrılmasını izledim.
       Tanercigime baktım haince sırittigimi görünce ' Ne oluyor lan ' bakışları atmaya başladı. Onun bakışlarıni görmezden gelerek Tuna'nin kapısına yöneldim. Ondan bunun hesabını sormalıydim, öne ben oturacaktım ama o oturmuş üstüne de uyumuştu.
       Canı kan isteyen vampir gibi hissettim kendimi bir an!
       Camdan Tuna'ya baktım. Ah! Zavallı kuzenim başını yaslamış cama uyuyor olacaklardan habersiz bir şekilde. İçimden bir iki üç dedim kapıyı ani bir hızla açtım. Tuna gözlerimin önünde ayaklarımın dibinde yerçekimine meydan okuyormuş gibi düştü. Hani bir filmi bu kadar yavaşlatsalar bu kadar olur. Düşme hem yavaş hem hızlı.
       Tuna düştüğü yerden kalkarken bir küfür mırıldandı. Tanercigim ve ben boş sokağı kahkahalarımız ile doldurduk.
       Gözüme ileride ayrı bir gösterişli bir villa takıldı aslında gözüme çarpan villanın gösterişli olması değildi. Bahçede bize sırıtarak bakan çocuktu. Ona baktığımı fark edince yüzündeki sırıtış silindi. İçimde bir şeyi yanlış yapıyormusum gibi his oldu, kafamı ani bir hızla çevirdim. Ne kadar ani ve hızlı olmuşsa boynumdaki kemiklerimden gelen sesleri bile duymuştum.Birkaç dakika sonra tekrar o villaya, oradaki çocukta baktım ama orada yoktu. Ortadan kaybolmuştu. Tuna' nin beni kucağına almasıyla dikkatim dağıldı.
       " Ya! Ne yapıyorsun Tuna bıraksana beni , indirir misin yere" dedim. Bir yandan da vurmaya çalışıyordum.
       " Özür dile."
       Kafamı bir sağa bir sola salladım " Hayır ya dilemem! Ben bişi yapmadım neden  özür diliyim? "
       " Nasıl bişi yapmadım! kızım yeri öpturdun resmen!"
       Aklıma düşüş anı gelince küçük bir kahkaha attım. " Gül Armağan gül, çünkü birazdan bende sana güleceğim. " dedi.
       " Ne yani sen de beni mi atacaksın." dedim kaşlarım havalanarak. Sırtınca cevabı almıştım. Tam sitem edip kendimi kurtarmak için laflar sıralayacaktım ki teyzemin sesini duymamla bakışlarımı sese yönelttim.
       " Tuna oğlum ne yapıyorsun sesini bütün sokak duyuyor. Armağan senin kucağında ne yapıyor?" dedi art arda yönelttiği sorular sayesinde Tuna beni yere indirdi. Ayaklarım yere sağlam basınca içimden teyzeme teşekkür ettim. Canım teyzem.
       Teyzem koluma girdi Tuna ve Tanercigime dündü " Paketleri eve taşıyın bakım. Ses yapmadan. " Beni de kendisiyle eve doğru çevirdi.
       Kapıyı teyzemlerin yardımcısı Safiye teyze açtı. Ben Safiye teyzeyi tanıdım tanıyali çok severim çok samimidir. Eee bende samimi insanlari severim. Safiye teyzeye gülümsedim içeriye girerken.Akşam yemeğinden sonra teyzem yarın okulda kayıt yaptırabilecegimizi fazladan bir gün daha dinlenebilmemi söyledi.
    Gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuştu ama hava çok soğuktu yataktan çıkmak istemiyordum. Yatakta biraz daha vakit geçirdikten sonra kalkmaya karar verdim. Önce banyoyadaki işlerimi hallettim ardından da bavulumdan giyeceklerimi çıkarıp giydim. Saçlarımın omuzuma düşmesine izin verdim.
       Mutfağa indiğimde Safiye teyzenin daha önce duymadığım bir şarkıyi mırıldandigini duydum. Nedense aklıma Selena daki Müstesna teyze geldi acaba Safiye teyzenin de kendine ait şarkısı varmıdır. Mesela ismin nedidi söyleyiverdim Safiye safiye. Bu değil ama buna benzer bir tane kendi isminin geçtiği bir şarkıyı hak ediyordu Safiye teyze.
        Gülümseyerek " Günaydın Safiye teyze, herkes nerede?"
       Bana dönerek" Günaydın kızım,Sena hanım derneğe gitti, Taner Bey oğlum şirkete gitti erkenden bugün toplantısı varmış, Tuna oğlum okula gitti.Kahvaltı hazırlayayim mı?"
       Evdeki herkesi böyle sahiplenmesi gülümsememi genişletmişti. Kafamı iki yana salladım"Gerek yok Safiye teyze sağol," konuşmama fırsat vermedi hemen bir anne edasıyla " Olur mu öyle kızım?"
" Olur Safiye teyze olur." Telefonum çalınca Safiye teyze de bir şey söylemeye vakit bulamadı.
       " Alo, anne?"
       " Armağancığım, neden telefonunu  açmıyorsun kızım hani söz vermiştin. "
       " Anca açabildim anneciğim, eğer dünden bahsediyorsan yol çok yormuş beni yemekten sonra da hemen uyudum." dedim.
       " Kahvaltı ettin mi sen?" diyince tosladim. "Daha değil. Şuanlik canım istemiyor ama yapacağım söz."
       Kıkırdadigini duyabiliyordum, " Unutma sakın " dedi. Kafamı salladım. Ardından ekledi" Kızım baban arıyor sonra konuşuruz olur mu? " Cevap veremeden telefonu suratıma kapattı.
       Aklıma Tuna'yı okulda ziyaret edebilirim diye bir fikir geldi oradan da kendime kahvaltı ismarlatirdim. Hem yeni okulumu da görmüş olurdum. İlk Tuna'yı aradım birkaç çalıştan sonra açtı " Ne soyliyeceksen çabuk söyle." Her ne  kadar görmesede gözlerimi devirdim. " Nerdesin " dedim." Okuldayım" bir şey söylemesine fırsat tanımadan" Tamam o zman evde görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Sanırım bir şey söylüyordu ama olsun artık yanına gidince söyler.
       Koşarak odama gittim siyah montum ve siyah botumu giydim, çantamı aldıktan sonra çıktım. Yoldan geçen ilk taksiye bindim neyse ki çıkmadan Safiye teyze den okulun adresini almıştım, aldığım adresi şoföre uzattım ve arkama yaslanıp insanların koşuşturmalarını izledim.
       Yirmi dakika sonra araba çok gösterişli ve sade bir binanın önünde durdu. Ödemeyi yaptıktan sonra arabadan indim. Taksi benden uzaklaşırken bende okulu inceliyordum. Okul okul değil resmen beş yıldızlı otel.
       Havlusunda yavaş yavaş ilerlerken ileride bir grup vardı kız erkek karışık bir şeylere gülüyorlardi. İçlerinde Tuna'nin olabileceğini düşünerek göz gezdirdim. Hah! Oradaydı. Onu yandan görebiliyordum.
       Gruba doğru ilerledim ,Tuna' nin arkasına geçtim yavaş adımlarla. Boyu benden uzun olduğu için gözlerini kapatamadım. Ama aklıma arkasından sarılabilirdim. " Tunaaa" diyerek sarıldım.
       Bir küfür mırıldanarak döndü " Ne yapıyorsun kızım burda."
       " Canım sıkıldı ya neden beni de uyandırmadin ki bende gelirdim seninle."
       " Lan dün sorduğumda demedin mi uyuyacağım diye. " Dudaklarımı ısırdım, söylemiş miydim? Olabilir.
       Ona şirin gülümsemelerimden birini gönderdim. " Fikrimi değiştirdim."
       Gözlerini devirdi " Tahmin etmeliydim."
       " Eee kahvaltı etmedim ne yapalım?"
       " Aç kalacaksın güzellik çünkü birazdan derse girmezsem annem beni mahveder. İstersen sende gel."
       Omuz silkerek cevap verdim. " Yok ben gelmiyim sen git ders çıkışında görüşürüz. " dedim somurtarak.
       Yanaklarımı sıkarak" O zaman kantine git orada bekle birşeyler iç ben seni bulurum." diyerek kredi kartını uzattı. Tuna'nin en sevdiğim kuzenim olduğunu söylemiş miydim kesin söylemişimdir. Kartı elinden aldım." Eyvallah."
       " Burada yapma bari böyle şeyler." dedi yüzünü buruşturarak.
       Sahte bir alınganlıkla " Rezil mi oluyorsun?" dedim.
       Kafamı vurdu yavaşça.
       Kafamı geri çekip kıkırdadım." Amacım da o."
       Gözlerini devirdi ve be i çevirerek kendisini arkamda bırakti.
        Bana kantini tarif ettikten sonra gitti. Omuzlarım düşmüştü. Ben nasıl bulacaktim ki? Umarım yanlış yerlere girmem. Neyse gidip Tuna gelene kadar vakit geçirelim.
       Bahçedeki yoğunluk git gide azalıyordu. Tuna'nin tarif ettiği gibi kantini buldum. Okulun kantini bile havaliydı. Masalarda oturan birkaç grup dışında kimse yoktu. Kendime bir çilekli süt alıp boş masalardan birine oturdum. Ama böyle de odak noktasıydim. Bu durumdan rahatsız olmuştum. Okulu biraz gezmeyi düşündüm ve kantinden çıktım.
       Kulağıma çok güzel bir melodi geliyordu. Aslında müzik dinlemeyi çok severim ama enstrüman da o kadar iyi değilim sanırım. Geçen seneler sırf Emir gitar dersi alınca ona inat bende almak istemiştim az çok çalabiliyordum.
       Müziğin geldiği yöne doğru yöneldim. Odanın kapısının tam önünde durdum, kapı hafif aralıkti. Kapıyı açıp biraz daha aralanmasini sağladım. İçerde üç kişi vardı. İkisinin yüzünü görebiliyordum üçüncüsünün de sırtını görebiliriyordum. Çok güzel ve uyumlu çalıyorlardi onların bir grup olduğunu düşünüyorum. İsimleri de üç silahşörler.
      Kafamdaki düşünceleri kovup müziği dinlemeye başladım. Bu şarkıyı daha önce hiç duymamıştım. Kısa bir süre sonra müzik bitti ben hala sanki melodisi kulağımdaymis gibi hissediyordum.
      " Bence bu iyi oldu." dedi esmer yüzünu gördüklerinden bir tanesi.
      " Bence de. Bunu sunabiliriz beğenmek zorunda." dedi sırtı bana dönük olan. Zorunda? Çok kesin konuşuyordu

YAZGIWhere stories live. Discover now