Bölüm 11: Veladetin Akıbeti | Kısım 2

12 6 0
                                    

Uzman Tunishgare, diğer uzmanlar gibi simülasyonlar konusunda doğal bir başarıya sahip olduğundan kendini Akaf'ın içinde farklı noktalarda göstermek konusunda da oldukça yetenekliydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzman Tunishgare, diğer uzmanlar gibi simülasyonlar konusunda doğal bir başarıya sahip olduğundan kendini Akaf'ın içinde farklı noktalarda göstermek konusunda da oldukça yetenekliydi. Aslında olmadığı bir konumdan kendini silmesi, birkaç rünün yer değiştirmesine bakıyordu. O yok olduğunda Cevza, ürpermiş bir halde öylece kalakaldı.

Doktor ona kiminle görüşmesi gerektiğini söylememişti ama Cevza, çok önemli iki bilgiye sahipti.

Altı dakikalık ölümünde gördüğü, aslında geçmiş bir hırsızlığı değil, gelecekte yaşanılacak bir hadisenin öngörüsü olabilirdi. Bu, geçmişte yaşanmış olma ihtimali kadar ürpertici olsa da Cevza, artık rüyalarının burada bir değeri olduğunu bilerek onları yorumlaması gerektiğini kendine tembihledi. Aynı şekilde bundan kimseye bahsetmemesi gerektiği de açıktı.

Güvenilir bir uzmana ulaşmayı başaramadığından, kendini Akaf'ın bilgi hazinesinin yolunu tutarken buldu. Akaf'taki ilk haftasında Jadall, burada bulunan en kapsamlı bilgi dükkânının Belâgat* olduğunu söylemişti. Nerede olduğunu bilmiyordu ancak bulması zor değildi zira havada doğaüstü bir güç ile süzülen devasa binalardan ilki ve en gösterişlisi oydu.

Bir gölü andıran su birikintisinin üstünde –yerden yaklaşık atmış metre yükseklikte-, dört bir yanından beyaz gövdeli ağaçların yükseldiği ve göklerinin, ince uzun kablolar gibi altındaki suya doğru uzandığı beyaz binanın mimarisi bir tür sarayı andırıyordu. Etrafındaki yaşlı ağaçlar sebebiyle binayı görmek bir hayli zordu zira ağaçların pespembe çiçekleri dört mevsim solmadan oradaki tüm pencerelere gölge düşürüyordu. Diğer olağanüstü yapılar gibi pek çok penceresi olmasına rağmen onların oldukça işlevsiz olduğu da buradan anlaşılabilirdi.

Ağaçların gövdelerine ve binanın duvarlarına gömülü beyaz, devasa çarklar vardı ve bunlar kendi ekseninde dönerken beraberinde berrak suyu da döndürüyor, serin ve hoş bir hava yayıyordu. Sudan ve çiçeklerin canlılığından dolayı binanın üstüne dik açıyla düşen güneş ışıkları, orayı canlı bir ampulmüş gibi ışıl ışıl yapıyordu. Binanın altındaki gölgede ise tamamıyla ağaç gökleri olduğundan, yukarıdaki görüntüye nazaran oldukça kasvetli bir hava vardı.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SELEMERÇE: Esir Ruhlar I-IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin