4. Bölüm

86 10 44
                                    


ZAKKUM - Anason

MAVİ GRİ & AHMET HATİPOĞLU - Ölümle Yaşam Arası

SEZEN AKSU - Zalim  (Benden Luka'ya gelsin)


Eveet yeni bölüm yazdım hem de iki günde şok şok şok. Bayramda bir bölüm yazasım geliyo. Köyde yapacak hiçbir aktivite olmadığındandır herhal. Umarım bölümü beğenirsinizzz ve bana çok küfür etmezsiniz çünkü her şeyi bok ettim. Bol bol yorum yapııııın lüüüüüüüütfreeeeeeen. Oy da atarsanız sizden kralı yok. İyi okumalar iyi bayramlar 😘💕

🐍🐝


"Sorun yok baba gerçekten iyiyim. Evet söylediğin vitaminleri alıyorum. "

Hastanede haberler çabuk yayılıyordu anlaşılan. Bayıldığımın haberi dünyanın taa öbür ucundaki babama bile gitmişti. Kahvaltımı hazırlarken bir yandan da babamın öğütlerini dinliyordum. Yaklaşık on beş dakikalık konuşma faslımız bitince kahvaltı masama oturmuştum ki kapım çalmaya -yumruklanmaya- başladı. Oflayıp kapıya doğru sürüne sürüne ilerledim. Kapıyı açar açmaz herkes üzerime atlayıp sarıldı. Böyle arkadaşlara sahip olduğum için o kadar şanslıydım ki...

"Neden bize çıktım diye haber vermiyorsun? Kim getirdi seni?"

"Dr. Couffaine."

"Herif seni bayıltıyor sen hala onun arabasıyla eve geliyorsun."

"Beni gazlı bezle bayıltmış gibi konuşuyorsun Adrien. Tamam oldu bitti çok büyütmeyin meseleyi. Soğuk ta yapmayın adam yakında taşınacak zaten buraya."

"Ne!" 

Hepsi bir ağızdan bağırınca ben de onları taklit ettim.

"Ne ya. Siz o gün demeseydiniz bizim apartmanda boş daire var diye bu olmayacaktı."

"Biz mi dedik onu?" Nino ciddi bir şekilde sorunca kafasına yastık fırlattım.

"Yok ben dedim gerizekalı. Her neyse ya siz geç kalmadınız mı defolsanıza evimden."

Evdekileri postaladıktan sonra koltuğuma yayılıp televizyon izledim. Ne kadar izleyebildiysem tabii. Canım o kadar çok sıkılıyordu ki. Üzerimden örtüyü itip ayağa kalktım. Hastaneye gidip hiçbir şey yapmadan otursam ne olurdu sanki? Üzerimi değiştirip kendimi dışarı attım. Kulaklıklarımı takmış yürüyorken telefonuma mesaj gelmişti. Baktığımda mesajın annemden geldiğini gördüm. Odasına gelmemi yazmıştı. Hastaneye gitmediğimden bile haberi yoktu. Hastaneye geldiğimde etraf sakindi. Asansöre bindiğimde tam kapı kapanıyordu ki bir el tarafından engellendi. Gördüğüm sima çok sevgili bölüm şefimize aitti. Beni gördüğünde kaşları çatıldı. 

"Ne işin var senin burada? Evde durmanı söylemiştim."

"Canım sıkıldı geleyim dedim."

"Canın nöbet çekti galiba."

"Yaa çok." 

Asansör açıldığında annemin odasına ilerlemeye başladım ancak o da benimle geliyordu.

"Nereye gidiyorsunuz?"

"Bayan Odri'nin yanına. Sen."

"Ben de oraya gidiyorum."

Birlikte kapıdan içeri girdiğimizde annem ve hastane şefimiz oturmuş konuşuyorlardı. Biz gelince ciddileşti ve oturmamız için eliyle karşıdaki koltuğu işaret etti. Koltuğa oturup söylediklerini dinlemeye başladım. 

DREAM THEIF - LukloéWhere stories live. Discover now