august

82 12 29
                                    

Tony gözlerini araladığında ilk fark ettiği şey beline doğru uzanan kol olmuştu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tony gözlerini araladığında ilk fark ettiği şey beline doğru uzanan kol olmuştu. Yavaşça üzerinden kaldırıp özenle yataktan çıktı. Aşağı kata inip kendine, diğer günlere nazaran, yumuşak bir kahve hazırladı. Bu sırada gözü telefonuna ilişmişti. Eline aldığı anda ise az kalsın küçük dilini yutuyordu. Tanıdık bir numara defalarca mesaj atmış ve buraya geleceğini söylemişti.

Gözleri direk duvardaki saati buldu. Kaçta uyanırdı ki Steve? En ufak bir fikri yoktu. Hızla merdivenleri çıkıp, bu sefer gürültü yapıyordu, Leo'nun başına dikildi. Dudağına hafif bir öpücük bırakıp gülümsedi. "Hey!" dedi. "Uyan." yavaşça araladı gözlerini Leo, dudağındaki gülümseme ise eşlik etmişti. "Günaydın." sesi uyku tesiri altındaydı.

"Bize mükemmel kahvaltılıklar getirirsen sana aynı derecede bir kahvaltı hazırlamaya gönüllüyüm." yarı kapalı gözlerini açtı Leo. "Hay hay. Emir alınmıştır." elini alnına götürüp geri çekti, asker selamı veriyordu. Yataktan çıkıp yüzüne su serpti ardından marketin yolunu tuttu. Tony ise erkek arkadaşı evden ayrıldığı an tuttuğu nefesi geri bırakmıştı.

Evet Rogers gelmek için harika bir zaman.

-

Elleri cebinde dik yokuşta yaklaşan eski otobüsü bekliyordu Steve

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elleri cebinde dik yokuşta yaklaşan eski otobüsü bekliyordu Steve. Mesafe kapandıkça kalbi iki taş arasında eziliyor gibiydi. Kardeşini görmeyeli kaç yıl olmuştu? Bir, iki... Telefon ile iletişim halinde kalmış olsalar dahi annesinden ölümünden beri onu ilk defa canlı kanlı görecekti.

Otobüs tam önünde durduğunda başını aşağıya eğdi. Dudağını ısıra dururken bir süre giydiği siyah vans'ları süzdü.

"Steve..." çok geçmeden yakınından gelen özlem dolu, naif ses ile başını eski pozisyonuna getirmişti. Göz bebeğinin kenarlarında kırmızı çizgiler oluşmuştu. Canını acıttığı dudağını özgürlüğüne bırakıp karşısındaki küçük sarışın ile göz göze geldi. Küçük sarışın ise bakışmanın gereksiz olduğunu düşünüp karşı taraftan da bir tepki gelmeyince öne doğru bir kaç adım atmıştı. Elindeki valizi taş yola bırakıp kollarını Steve'in omuzlarından geçirdi. "Beni özlediğini görebiliyorum koca oğlan."

downtown || stonyWhere stories live. Discover now