gorgeous

85 16 15
                                    

Freddie tarafından, kapının önünde karşılanmıştı Tony. Belki önünde uzun bir kırmızı halı yoktu ama daha değerli hissedemezdi. Mücadele ettiği karışık duygulara rağmen dudaklarına kısa, tatlı bir gülümseme kondurdu. "Seni çok seviyorum Fred." dizlerinin üzerinde eğilip köpeğini biraz çenesinden biraz da kafasından sevdi. Kuyruğunu sallayarak memnuniyetini gösterebilmişti Freddie.

İçeriye girdikten sonra evin kapısını aralık bıraktı çünkü Freddie bahçede kalıp koşuşturmayı tercih etmişti. Eşyalarını mutfak masasına bıraktıktan sonra avucunda sımsıkı tuttuğu fotoğraf ile daha fazla fotoğraf bulma umuduyla işe koyuldu. Bir ihtimal ufak bir albüm bulsa her şey kendisi için daha net hale bürünürdü.

Televizyon ünitesinin altını üstüne getirdiği sırada telefonunun beyaz ışığı yandı. Koltuğun önündeki küçük orta masasının üzerinden alıp geriye doğru yaslandı. Steve mesaj atmıştı.

Ne yaptın? (gönderildi)

Etrafına bir göz gezdirdi. Kitaplar yere saçılmış, dolaplar boşaltılmış...

Aile albümü arıyorum (gönderildi)

Yardım edilecek bir durum var mı? (gönderildi)

Fazladan bir çift elin hız kazandıracağını düşündüğünden reddetmek istemedi.

Olur (gönderildi)

-

"Salonda olduğunu zannetmiyorum." bir grup yaramaz çocuğu serbest bırakmışsınız ve bir kaç saatliğine istediklerini yapabileceklerini söylemişsiniz gibiydi alt kat. "Yatak odasına bakalım istersen."

"Olur."

Merdivenlerden çıktığı sırada köpek yavrusu gibi peşine takıldı Steve. "Keşke hep bu kadar uyumlu olsan." Tony, cevap olarak, görmeyeceğini bildiği halde gözlerini devirmişti. Odaya girdiklerinde drekt olarak dolaplardan başladı, Steve ise kendini banyoya attı.

"İşemen çok acil değilse işimize dönebilir miyiz?" dolaptaki kıyafetleri dışarı çıkarırken seslenmişti.

"Tuvaletimi yapmıyorum albüm arıyorum." lavabonun önünde eğilip alt kapağı açtı.

"Eminim büyükbabamın klozete oturduktan sonraki hobisi fotoğraf bakmak değildi."

"Bana laf yetiştirmek yeri-" eli hemen hemen kitap boyutlarında bir şeye çarpınca devam edemedi.

"Ne oldu?" diye bağırdı Tony. Ayağa kalkıp yanına ilerledi. Steve elinde toza bulanmış kahverengi dikdörtgen bir albüm tutuyordu. Yıpranmış kapağın üzerine altın rengi ile Stark's yazılmıştı.

Elini uzattı Tony. Steve hemen albümü sahibine bırakmıştı ardından tozlu ellerini yıkamak için önündeki lavaboyu kullandı.

"Teşekkür ederim," diye mırıldandı. Ellerini kuruladığı sırada ona döndü Steve. "Neden açmıyorsun?"

"Bilmiyorum."

Kumralın önünde durup iki elini de beline yerleştirdi. Kaslı yapısı sağolsun daha da büyük, geniş durmuştu. "Bu zahmete boşuna girmedik ya Tony... Aklını karıştıran şey ne?"

Yüzündeki mahzun ifade kaybolduğunda cevapladı, "Bilmiyorum Steve." etrafına göz gezdirdi ardından küçük camdan dışarıya baktı. "Sanırım burada yapmak istemiyorum."

downtown || stonyWhere stories live. Discover now