the way i loved you

60 12 11
                                    

Aynasının karşısında lacivert gömleğinin düğmelerini gözleriyle takip ederek ilikliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Aynasının karşısında lacivert gömleğinin düğmelerini gözleriyle takip ederek ilikliyordu. Gıdısı çıkmış elleri terlemişti. Ardından yakalarını kat çizgisinden düzeltip altındaki kot, krem şortunun düğmesini kapattı. Saçlarından elini geçirip sağına doğru yatırırken lisede, hoşlandığı kızla ilk buluşmasına çıkan ergen heyecanını taşıdığını fark etmişti.

Öncesinde yatağın üzerine atmış olduğu channel paris'i alıp önce boynuna bir fıs sonrasında göğsünün sağ ve sol tarafına birer kez daha sıktı. En son ise hemen yanı başında duran beyaz converse'lerini zorlanarak giyip tek bacağı üzerinde çökerek bağcıklarını bağladı.

Sert zemine temas eden dizi anında yuvarlak bir biçimde kızarırken hassas cildine aldırış etmeden odasından, kapıyı aralık bırakarak çıktı. Merdivenleri korkuluktan destek alarak ikişer ikişer inip ilk önce mutfağa yöneldi. Freddi'ye mamasını koyup telefonunu cebinden çıkardı.

Birazdan evden çıkacağım

Arabayı almaya gidiyorum

Aldım geliyorum

İki dakikaya oradayım

Ardı ardına gelen mesajlara bakıp gülümsedikten sonra dışarıya çıktı. Dış demir kapının biraz gerisinde daha önce binmiş oldukları V8 duruyordu.

Onu gördüğü sırada burun delikleri genişlerken dudaklarının tekrardan gerildiğini hissetti. Polo yaka beyaz tişörtü, bedenini ancak bu kadar güzel gösterebilirdi, ve gri pantolonu ile ağzına alamayacağı derecede güzel duruyordu.

Eliyle ufak bir selam verip kapıyı açtı. "Merhaba."

Tony'e döndüğü sırada arabayı çalıştırdı. "Merhaba. Nasılsın?"

"Güzel- güzel." Kemerini taktı. "Nereye gidiyoruz?" Ardından ellerini kucağında birleştirdi.

"Tek başıma karar vermek istemedim ama çokta seçenek yok gibi."

Eliyle omzunun üstünden arkasını işaret etti. "İlk gün geldiğimde bisiklet aldığım dükkanın karşısında pub gibi bir yer görmüştüm."

Başını salladı Steve. "Gidebiliriz. Hem orayı bir arkadaşım yönetiyor."

"Kim?" Diye sordu.

"Barton." Hayatına dair yeni bir bilgi vereceğinden dudaklarını birbirine bastırdı. "Askeriyeden." Dedi ve karşıdan gelecek tepkiyi beklemeye başladı.

Tony'nin ağzı açılırken gözleri kısılmıştı. Bedeni ile ona dönerken, "Ne?" Diye fısıldamıştı. "Askerlik de mi yaptın? İnanamıyorum!"

Tatlı bir utangaçlıkla dudağını kıvırdı Steve. "Aslında büyük bir olay değil. Reşit olduğumda bir hevesle gitmiştim sonra annem ölünce dönmek zorunda kaldım ve aslında o kadar da çok istemediğimi fark ettim."

downtown || stonyWhere stories live. Discover now